Amerikan demokrasisi tehdit altında
ABD Başkanı Jeo Biden yaptığı bir konuşmada, Amerikan demokrasisinin tehdit altında olduğunu bir nevi itiraf ederek, demokrasi için savaş vermeleri gerektiğini kaydetti.
ABD Başkanı Jeo Biden'in yaptığı bu konuşma, Amerikan toplumundaki krizin ne kadar derin olduğunu ortaya koydu. ABD'de kasım 2020 seçimlerinden sonra Donald Trump, seçim sonuçlarını kabul etmekten kaçınarak, kendini seçimlerin galibi olarak ilan etti ve defalarca Biden'in galibiyetini kabul etmediğini duyurdu. ABD'de başkanlık seçim sonrasında yaşananlar, özellikle Donald Trump'ın seçim sonuçlarını kabul etmemesi ve kendi taraftarlarını Biden'in başkanlık koltuğuna oturması için yasal prosedürlerin katedilmesine engel olmaya davet etmesi sonucu Kongre'ye 6 ocak 2021'de yapılan baskın, Amerikan toplumundaki çatlağı açık şekilde ortaya koymuş oldu. Amerikan toplumu artık Trump karşıtı ve Trump taraftarı olmak üzere ikiye bölünmüştür. Bir yanda demokratlar, diğer yandan cumhuriyetçiler ve yandaşları durmakta. Bu olay Amerikan demokrasisinin dünyadaki konum ve prestijini kaybettiğini ve üçüncü dünya demokrasisine dönüştüğünü gözler önüne sermiş oldu. Nitekim ABD Dış İlişkiler Konseyi Düşünce Kuruluşu Başkanı Richard Huss, Amerika sonrası çağın bir başlangıcı olması halinde mutlaka bu günün Kongre'ye yapılan baskın günü olduğunu belirtti. Amerika, dünyanın en büyük liberal demokrasi sistemi olduğunu iddia etmesine rağmen, Kongre baskını sonrasında her şey bitti ve bu tablo artık yerle bir oldu. Trump taraftarlarının Kongre'ye baskını ile ilgili yayınlanan görüntüler ve videolar, üçüncü dünya ülkelerinde yaşanan siyasi olaylar ve çekişmeleri bile aratmadı.
Siyaset uzmanlarından Rahman Kahramanpur bu bağlamda yaptığı değerlendirmede Amerikan liberal demokrasi gövdesinin ağır yara aldığına işaretle, Kongre olayının Fokuyama'nın 2010 yılında yaptığı açıklamasında Amerikan liberal demokrasisinin çöküş işaretlerinin belirdiğine dair sözlerini hatırlattığını vurguladı.
ABD'nin o dönemki başkanı Donald Trump, başkanlık koltuğunda bulunmasına rağmen seçim sonuçlarını kabul etmekten kaçınarak, Amerikan demokrasinin ne kadar zayıf ve gevşek olduğunu gözler önüne serdi. Trump defalarca seçimlere hile karıştığını belirtip kendi taraftarlarını sokaklara inmeye davet etmesi ve sonunda Kongre'ye yandaşlarının düzenlendiği baskın, Amerikan demokrasinin gerçek yüzünü ortaya koymuş oldu. ABD'de seçimler sonrasında yaşanan olaylar, anti demokratik ülkelerde bile yaşanmıyor. Böylece Amerikan demokrasisinin temelleri sarsılmış ve her an çökme ihtimali bulunmaktadır. Bu durum, ABD'nin çöküşünün başka bir işareti olabilir. Kongre olayı, demokrasi başta olmak üzere Amerikan değerleri ve örneğinin artık unutulduğunu ve Amerika sonrası dönemin başladığını gösteriyor.
Trump taraftarlarının Kongre'ye düzenlediği baskından birkaç ay sonra yapılan anket sonuçlarına göre, Amerikan vatandaşlarının üçte ikisinin Amerikan demokrasisinin tehdit altında olduğuna inanıyor. Trump taraftarları arasında bu durum daha vahim çünkü onların yüzde 87'si, Amerikan demokrasisinin tehdit altında olduğuna inanıyorlar, Demokratlar açısından Kongre baskını ve Cumhuriyetçiler açısından seçimlere hile karıştığı iddiaları, Amerikan demokrasisini tehdide maruz bırakmıştır.
Burada önem arz eden konu, Amerikan vatandaşlarının Amerikan demokrasisinin tehdide maruz kaldığına inanmalarıdır.