Afganistan'da Kültürel Miras, Siyaset ve Menfaatçiliğin kurbanı
(last modified Wed, 08 Sep 2021 03:53:04 GMT )
Eylül 08, 2021 06:53 Europe/Istanbul
  • Afganistan'da Kültürel Miras, Siyaset ve Menfaatçiliğin kurbanı

Afganistan uzun bir tarihe sahip bir ülkedir ve her köşesinde bu tarihi geçmişin izlerine rastlanmaktadır. Hala ayakta olmasına rağmen bilinmeyen ve karanlık kalan el değmemiş eserler bile bulunmaktadır. Son kırk yıldaki olaylara rağmen, Mısır'ın ardından dünyanın en zengin ikinci arkeolojik hazinesi olan ülkede 10 binden fazla önemli arkeolojik sit alanı bulunuyor.

Biz de bu bağlamda Taliban'ın ülkeyi ele geçirmesi ile ortaya çıkan karmaşık ortamda  antik eserler ve tarihi eserlerin akıbetini ele almaya çalışacağız. 

Her şey Afganistan Ulusal Müzesi'nin korunması için  yapılan uyarılar ve taleplerle başladı. Afganistan'da 20 yıl önce yaşanan trajedinin tekrarlanmasını önlemeye yönelik uyarılar ciddi şekilde  duyurulmaya başlandı.    Afganistan Ulusal Müzesi Müdürü Muhammed Fehim Rahimi, 16 Ağustos Pazartesi günü öğleden sonra Afganistan Ulusal Müzesi'nin Facebook sayfasında yayımladığı bir mesajda, uluslararası toplumu ve güvenlik yetkililerini Afganistan'ın tarihi anıtlarını korumaya yardımcı olmaya çağırdı.

Bugün Kabil şehrinin ne yazık ki benzeri görülmemiş bir kaosa tanık olduğunu ve şehrin farklı yerlerinde yağmacıların bu fırsatı kamu ve özel mülkiyeti yağmalamak ve yok etmek için çaba sarf etmek için kullandığını vurgulayan Afgan yetkili  Afganistan Ulusal Müzesi personelinin şimdiye kadar bu kurumun eserlerini ve mülkünü güvende tutmuş olmasına rağmen, bu kaosun devam etmesi halinde Afganistan Ulusal Müzesi'nin  korunmasında ciddi sorunlar yaşanabileceğini belirtti. 

 

Afganistan'daki son gelişmelerin ardından Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü-UNESCO, ülkenin tarihi ve kültürel mirasının olası zararlardan korunması çağrısında da bulundu. Örgüt, ülkede Taliban güçlerinin güçlenmesi sırasında Afganistan'ın kültürel mirasının korunması gereğini vurgulayan bir bildiri yayınladı ve bölgedeki arkeolojik alanların hasar ve yağmalardan korunması için önlemler alınması çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü-UNESCO'nun açıklamasına göre, Afganistan'ın kültürel mirası ve tarihi yerleri, ülkenin çeşitli tarihinin ve ulusal kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle, bu kültürel mirasa yönelik herhangi bir hasar veya yıkım, Afganistan halkının kalıcı barış ve insani yardım alma beklentisi ve vizyonuna da büyük zararlar verecektir.

 

Bu uyarıların ardından,  Milletlerarası Müzeler Konseyi- ICOM da Afganistan'ın kültürel mirasının mevcut durumuyla ilgili endişelerini dile getirdi ve bir bildiride şu ifadelere yer verdi:" Son günlerde   Milletlerarası Müzeler Konsey, uluslararası toplum ile beraber  Afganistan'ın genelinde olup bitenleri  kaygı ile takip ediyor.  İCOM özellikle de  hayatlarını bu tarihi ulusun zengin ve çeşitli kültürel mirasını korumaya adayan Afgan sivilleri, kadın ve erkeklerine yönelik tehditlerden derin kaygı duymaktadır. "

Uluslararası Müzeler Konseyi - ICOM, Afganistan'daki tüm yetkililerin,  müzelerin, koleksiyonların ve kültürel mirasın bütünlüğünün yanı sıra bu somut ve somut olmayan mirası koruyan miras uzmanlarına siyasi, cinsiyet veya etnik sorunlardan bağımsız olarak saygı duymasını umduğunu bildirdi. 

Kabil- Afganistan Ulusal Müzesi

Hukuki açıdan kültürel mirasa erişim bireylerin insani hakkıdır. Bu nedenle  kültürel mirasın korunması ve muhafaza edilmesi bir kamu görevi sayılır. Özellikle de hükümetlerin görevlerinden biri de bu olmalıdır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi,  insani sözleşmeler ve diğer uluslararası insan hakları belgeleri, kültürel haklara bir örnek olarak kültürel mirasa erişim hakkını tanır. Aynı zamanda, uluslararası insancıl hukukun sözleşmeleri ve geleneksel kuralları, savaş ve silahlı çatışma dönemlerinde kültürel mirasın yok edilmesini ve ele geçirilmesini yasaklamakta ve korunmasını çatışmanın taraflarının sorumluluklarından biri haline getirmektedir.

Mart 2017'de BM Güvenlik Konseyi, kültürel mirasın yok edilmesini "savaş suçu" ilan etti ve savaş bölgelerinde bulunan kültürel mirasın korunmasını güçlendirmeye yönelik bir karar onaylattı. Karar, kültürel mirasın yok edilmesinin faillerinin savaş suçlusu olarak yargılanabileceğini belirtiyor.
Afganistan'ın iç hukukları da dahil olmak üzere ülkelerin iç hukuklarında kültürel mirasın yok edilmesi, imha edilmesi ve el konulması yasaklanmakta ve suç sayılmakta ve kültürel mirasa karşı suç işleyenler cezalandırılmaktadır.

Afganistan Anayasasının 9'uncu maddesine dayanan Tarihi ve Kültürel Anıtların Korunmasına Dair Kanun'un ikinci maddesi şöyle diyor:  Ülkedeki tarihi ve kültürel eserler  Afganistan halkına aitti ve Afgan halkının  insanlığın kültürel mirasının  evrimleşmesindeki payı sayılır.  Tarihi ve kültürel eserlerin korunması Afganistan halkı ve devletinin görevidir. "  

Yine bu yasanın 8'inci, 9'uncu ve 23'üncü ve 57'nci  maddelerine göre  yasa dışı  eser taşımalar, aramalar ve alış ve satışlar  yasaktır. 

Yıllarca süren siyasi istikrarsızlık, savaş ve güvensizlik nedeniyle Afganistan'ın kültürel mirası ciddi şekilde zarar görmüştür. Taliban 2001 yılında Budist heykellerini yıkarak ve dünyanın en önemli kültürel ve medeniyet mirasından bazılarını imha ederek  Afganistan'ı önemli bir kayba uğrattı.  Ayrıca ülkede insan veya hayvan resimleri içeren çok sayıda değerli arkeolojik ve kültürel eser de yok edildi. 
Öte yandan, Afganistan'ın tarihi nesnelerinin son birkaç on yılda yağmalanması, Afganistan'ın kültürel ve antik mirasını savaşa dahil olan diğer ülke ve bölgelere göre daha fazla kaybetmesine neden oldu. Ülkedeki müzelerin değerli eşyalarının ve tarihi nesnelerinin kaçakçılar tarafından çalındığına ve dünyanın dört bir yanına kaçırıldığına dair çok sayıda rapor var.
Ne yazık ki, Afganistan'ın eski eserlerinin ve kültürel mirasının yağmalanması ve kaçakçılığı, Taliban sonrası dönemde ve son yirmi yılda bile devam etti ve kültürel miras meraklıları arasında yaygın bir endişeye neden olan Bahter altın hazinelerinin kaçakçılığına dair son söylentilere kadar bile uzandı.    Bu yaygın yağmalamaların kanıtı, zaman zaman yayınlanan haberler ve Afganistan'dan kaçırılan çok sayıda eserin iadesidir.

23 Nisan 2021'de Euronews, New York'ta bulunan bir sanat tüccarından ele geçirilen 33 eserden oluşan bir koleksiyonun ABD tarafından Afgan hükümetine teslim edildiğini bildirdi. Yetkililere göre, eserler milat sonrası  2'inci  ve 3'üncü  yüzyıllara aittir ve dünyanın en başarılı antika kaçakçılarından elde edilmiştir.  İngilizler ise son dönemde 600 Afgan anıtını Kabil'e iade etti. Afgan Ulusal Müzesi müdürü, eserlerin savaş sırasında yağmalanarak ülke dışına kaçırıldığını söyledi. Şubat 2009'da İngiltere'den 2 binden fazla Afgan eserinin daha iade edildiği bildirildi. 

İstatistikler, 2007'den bu yılın başına kadar Afganistan'ın yağmalanmış 9 bin  tarihi eserinin bu ülkenin Ulusal Müzesi'ne iade edildiğini gösteriyor. Ancak çok sayıda Afgan eseri hala ülke dışındaki yabancı müzelerde ve özel koleksiyonlarda tutulmaktadır. Örneğin Afganistan'daki komünist yönetim döneminde değerli ve tarihi eserler eski Sovyetler Birliği'ne götürüldü. Ancak bu eserlerin hala nerede ve ne miktarda olduğu belli değildir. 
Uzmanlar, Afganistan'ın eski eserlerinin Pakistan üzerinden ülkeden çıkarıldığını bazı zenginlerin gizli ellerinin bu eserleri Pakistan veya Fars Körfezi'nin bazı ülkelerinde pazarlayıp, oradan da Avrupa ülkelerine aktarılmasında olduğunu düşünüyorlar.   Afganistan Bilgi ve Kültür Bakanlığı son birkaç yıldır yağmalanan eserleri geri almak için çaba sarf etti, ancak bazı Afgan medya kuruluşları, bazı Pakistan hükümet yetkililerinin kimi yağmalanmış eserlere sahip olduğunu ve kaçak eşyaların iadesini engellediğini iddia etti. 

Toplamda, bu çabalardan sonra ve 2007'den sonra, Interpol polisi Afganistan'a bir dizi tarihi eseri iade etti. Bunlar arasında Danimarka'dan 4 bin 382 tarihi eser, İsviçre'den  bin 423 tarihi ve kültürel eser, İngiltere'den 2 bin 28 tarihi eser ve Norveç'ten 58 Budist metin el yazması iade edildi. 

Afganistan'daki kültürel anıtların yağmalanması sırasında, kaçakçıların bazı yöntemlerinin tuhaf ve özgün olduğunu bilmek ilginçtir. Örneğin 2013 yılında, Herat İl Meclisi Karuh Bölgesi'ndeki  milletvekilleri,  yol yapımından sorumlu bir yol yapım şirketinin bazı görevlilerinin tarihi eserleri kazıp çaldıklarını iddia etti. Aynı zamanda, Suudi sermayeli yol yapım şirketinin bir dizi çalışanının, Hâce Çarşamba  bölgesinden bir dizi antik eseri çaldığı ve 4 milyon Afgan parası  karşılığında bir antika kaçakçısına teslim ettiği açıklandı.

Her halükarda, Asya'nın kalbindeki günümüz Afganistan,  zor günlerden geçse de bu ülkedeki Belh, Bamyan, Nimruz, Kabil, Herat ve Merv gibi bölgelerin kaç bin yıllık geçmişe sahip olduğunu bilmekte fayda var.  Tarihi İpek Yolu üzerinden yüzyıllar boyunca sınırları içinde ticaret ve göçe zemin hazırlamış Afganistan,bu yol sayesinde farklı farklı kimlik, kültür ve inançları görmüştür.  Bu bağlamda Afganistan  Yunan, Pers, Mezopotamya ve Hint gibi büyük medeniyetlerin zengin bir mozaiğini oluşturmada önemli ve özel bir konum kazandırmıştır. Yunan-Budist heykellerinden Bamiyan duvar resimlerine, İslam dönemi binalarını süsleyen tezhip ve hat sanatına kadar  büyük sanat ve tarih eserleri,  Afganistan'ı çok zengin kültür merkezine dönüştürmektedir.