Rusya'dan Avrupa'nın Afgan Mülteciler Konusundaki Kararına Eleştiri
Rusya dışişleri bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova Çarşamba günü NATO'nun Avrupalı üyelerinin Afgan mültecileri Orta Asya'ya yerleştirme kararını felaket bir karar niteleyerek şöyle bir vurguda bulundu: " Bu durum Avrupa'ya ciddi şekilde zarar verecektir. Gerçi onların bu hususu anlamış olmaları pek olası görünmüyor. "
Bu Rus makamın eleştiri dolu tepkisi, Avrupa Birliğinin Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan'a para ve mali kaynak sağlayarak Afgan mültecileri bu ülkelere gönderme yönünde haberler ve raporların ardından geldi. Avrupa Birliği dış siyaset temsilcisi Josep Borrel 29 Ağustos tarihinde şöyle bir açıklamada bulunmuştu: " Bu Birlik, Afgan mültecilere ev sahipliği yapan Afganistan'ın komşu ülkelerine mali açıdan yardımlar yapacaktır. "
Rusya defalarca Batı'nın bu yöndeki muhtemel adımlarına karşı çıkmıştır. Özellikle de Amerika'nın Afganistan krizi sırasında askeri güçlerini Orta Asya ülkelerine taşıma ve askeri üsler kurma fikri ve şimdi de Avrupalı yetkililerinin mülteci Afganları Türkmenistan, Tacikistan ve Özbekistan gibi ülkelere yerleştirilmesi fikri ciddi tepkilere yol açmaktadır. Gerçekte Avrupalılar Orta Asya ülkelerini daha sonra Avrupa'ya kabul edilecek mülteciler için bir platform olarak görüyorlar. Böylece Afgan mültecilerin iltica taleplerine bakılma sürecine bu ülkelerde kalmalarını istiyorlar.
Siyasi meseleler uzmanı Ümid Şükri şöyle diyor: " Afgan mültecilerin dalgalar halinde ortaya çıkması ihtimali Avrupalı ülkelerin Afganistan gelişmelerini aylar önceden gözetlemelerine neden olmuştur. Bir diğer yandan da Avrupa Birliği Orta Asya ülkeleri ile ticaretini arttırma niyetindedir. Afganistan'ın Avrupa'nın Orta Asya'ya yönelik siyasetindeki konumu bu açıdan önemli bir rol oynayabilir. "
Buna rağmen bu hususta birkaç mesele belirginleşmektedir. İlk olarak geçmişteki deneyimlerin Avrupalı ülkelere iltica talebinde bulunanların yıllarca beklemek zorunda kalmalarını göstermiş olmasıdır. Böyle uzun süreçler söz konusu olursa Afgan mültecilerin Orta Asya'daki kaderleri ne olacaktır. Bu kesin şüphesiz evsahipliği yapacak ülkeler için büyük sosyal ve güvenlik sonuçlar doğuracaktır. İkinci mesele Orta Asya ülkelerine akın edecek mülteciler arasında terör unsurlarının da karışıp ülkelere dahil olmasıdır. Özellikle de IŞİD ve El Kaide gibi terör örgütlerinin üyelerinin bu ülkeleri girişi için de adeta davet çıkartılmış olur. Bu durum Orta Asya ülkelerine ciddi güvenlik tehditlerini de dayatacaktır. Zaten var olan terör tehditleri kat kat artacaktır.
Burada değinilmesi gereken bir başka nokta da, Batılıların bu yöndeki taleplerinin daha önce de Rusya devlet başkanı Putin'in tepkilerine yol açmasıdır. Putin Ağustos 2021 sonlarında açık bir şekilde Batılıların mültecileri Orta Asya'ya yerleştirme ve oradan onları Amerika ve Avrupa'ya taşıma fikrinin komik olduğunu belirtti. Putin bu durumun yaratacağı güvenlik tehditlerine değinerek şöyle dedi: " Orta Asya ülkeleri bizim en yakın ortaklarımız ve müttefiklerimizdir. Onlar ile ortak sınırlara sahibiz ancak vize sorunumuz yoktur. Mülteciler bu ülkelerin her hangi birine girerse nasıl gerçek mülteciler olduklarını anlayabiliriz?"
Putin'in Batılıların Afgan mültecileri Orta Asya ülkelerinde bekletme fikrine ciddi şeklide karşı çıkması Moskova'nın Batı'nın diğer ülkelere yukarıdan aşağıya olan bakışından öfkeli olduğunu gösteriyor.
Aslında bu yöndeki planlar, Avrupa'nın da Amerika gibi pratikte diğer ülkeleri de bu krize dahil etmek istediğini gösteriyor. Rusya ise mevcut durumun zaten Amerika ve NATO'daki Avrupalı ortaklarının yanlış siyasetleri sonucu olduğunu belirtmektedir. Şimdi de Amerika ve Ortakları sorumsuzca davranıp güçlerini birden bire bu ülkeden çekip büyük bir krize yol açmalarının ardından krizin yüklerini bölge ülkelerine yüklemek istemektedir.