QUAD Grubu Liderlerinin Beyaz Saray'daki Toplantısı
(last modified Mon, 27 Sep 2021 05:17:25 GMT )
Eylül 27, 2021 08:17 Europe/Istanbul
  • QUAD Grubu Liderlerinin Beyaz Saray'daki Toplantısı
    QUAD Grubu Liderlerinin Beyaz Saray'daki Toplantısı

Dörtlü Güvenlik Diyalogları-QUAD grubunda bulunan Amerika, Japonya, Hindistan ve Avustralya olmak üzere dört ülke lideri Cuma günü Beyaz Saray'daki toplantılarında Çin'e karşı ortak bir tutum sergileyerek, Hint-Pasifik bölgesinde her türlü tehditten arındırılmış serbest bir bölge için koşulların sağlanmasına vurgu yaptılar.

 Bu liderler ortak bir bildiri yayımlayarak şu açıklamalara da yer verdiler:"   Biz, yasaların egemenliğini, serbest denizciliği ve gemiciliği ve havacılığı, ihtilafların barışçıl bir şekilde çözülmesini, demokratik değerlerin korunmasını ve  ülkelerin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. "

 Bu uzun uzadıya yazılan bildiride  açık seçik bir şekilde  Çin'den söz edilmemesine rağmen   açık ve nettir ki  bu bildirinin temel muhatabı Çin'dir.  Çünkü bu dört ülke  yayımladıkları bildiride   Çin'in etkisi altında bulunan bölgede yasalara uyulmasına vurgu yapmışlardır. 

  Amerika ise  Hint-Pasifik bölgesinin stratejik öneminden dolayı  her daim  bu bölgedeki güçlü bir varlık göstermeye çalışmıştır.   Bu doğrultuda Washington   bölgedeki önemli ülkeler ile koalisyon kurmak ve bu ülkeler ile istişarelerini arttırmaya odaklanmıştır.   

Dünyanın birinci ve ikinci ekonomik gücü olarak Amerika ve Çin'in  karşı karşıya gelmesinin  daha da şiddetlenmesinden dolayı bu hususun önemi de artmıştır.  QUAD grubu da  esasında  Çin'in girişimleri ile mücadele amacı doğrultusunda kurulmuştur.  Amerika bu grupta  Avustralya ve Japonya gibi  iki temel ve eski ortağı ve müttefikinin varlığından yararlanarak  öngördüğü hedeflerinin peşine düşmüş ve  Hindistan'ın da Hint okyanusunun  temel gücü olarak  Çin ile yaşadığı ihtilaflardan  yararlanarak  dengeyi kendi lehine çevirmeye çalışmıştır. 

 

 Aynı zamanda Hindistan  Şanghay İşbirliği Teşkilatı ve BRİCS gibi bölgesel ve  küresel oluşumlarda Çin'in yanında yer almasına rağmen  Pekin'i kendi ekonomik ve güvenlik rakibi olarak görüyor ve Çin'in gücünün  özellikle de Hint-Pasifik bölgesinde  dengelenmesini istiyor.  Şimdi de görünen o ki   bu dört ülke arasında  Pekin'in bölgedeki nüfuzunu engellemek için bir koalisyon oluşturulmuştur.   

Biden hükümetinin " Ulusal Güvenliği Stratejisinin Geçici Kılavuzu" ismi ile bilinen strateji belgesinde de   Çin'in uluslararası alandaki etkinliğinin artmasına ve Çin'in  uluslararası istikrarlı yapıya sorun teşkil edecek tek ekonomik, diplomatik, askeri ve teknolojik güç olabileceği belirtilmiştir. "

  Washington eleştirileri aslında  ekonomik ve ticari, güvenlik, askeri ve insan hakları eksenlerine odaklanmıştır.  Şimdi de Amerika Çin'i   ortakları ile beraber hareket ederek Hint-Pasifik bölgesinde kısıtlamak istiyor. 

Amerika, Çin Cumhuriyeti'nin son yıllarda özellikle de Güney Çin denizindeki  girişimlerinin  bu su havzasında bulunan ülkelerin güvenliğini tehditler ile karşı karşıya bıraktığını ve  serbest gemiciliği tehlikeye düşürdüğünü iddia ediyor.    Buna rağmen,  Pekin tam ciddiyetle  ekonomik ve stratejik amaçları doğrultusunda Güney Çin denizinde  kara sularını  geliştirmek hedefi doğrultusunda  suni adalar inşa etmektedir.  Bu yüzden Amerika da  bölgede deniz ve hava askeri varlığını güçlendirmek için  ortakları ile beraber harekete geçmiştir.  Buna rağmen  kimi analistler  Amerika'nın  büyük askeri masraflar yapmasına rağmen  Çin'e karşı topyekun bir savaşta yenileceğini düşünüyorlar. 

Bu bağlamda Koramiral Philip Davidson şöyle bir değerlendirmede bulunmaktadır: "  Çin ordusu  gelecek 6 yıl içerisinde  Amerika'ya karşı üstünlüğü elde edecek ve ister istemez de Doğu Asya'daki koşullar değişecektir. "

 Amerika son dönemde Britanya ve Avustralya ile beraber hareket ederek AUKUS üçlü grubunu oluşturarak    Çin'in askeri gücünün artması ile mücadele etmek amacı ile  askeri, silah ve siber işbirliklerini arttırmaya çalışmıştır.    Biden hükümeti   Avustralya'ya  nükleer denizaltıları vermeye bile hazır olduğunu bildirmiştir. Bu da  Pekin'in ciddi protestolarına yol açmıştır.  Buna rağmen Washington  çifte standartlı  kriterleri doğrultusunda   bu girişimini   nükleer silahların yayılması doğrultusunda görmüyor. Halbuki Avustralya'ya nükleer denizaltılarının verilmesi  diğer bölge ülkelerini de nükleerleşmeye yöneltecektir.