NPT’nn ihlali ile Avusturalya’ya nükleer teknoloji transferine Rusya’nın eleştirisi
(last modified Sun, 03 Oct 2021 03:14:09 GMT )
Ekim 03, 2021 06:14 Europe/Istanbul
  • NPT’nn ihlali ile Avusturalya’ya nükleer teknoloji transferine Rusya’nın eleştirisi

Rusya dışişleri bakan yardımcısı Sergey Ryabkov Amerika ile stratejik istikrar konusunda Cenevre’de yapılan müzakerelerin sonunda AUKUS olarak bilinen Amerika, Britanya ve Avustralya 3’lü koalisyonun kurulmasından endişe duyduklarına işaretle, “Moskova’nın askeri nükleer teknolojinin transferini UAEA’nda gündeme getireceğini” söyledi.

Ryabkov’un belirttiğine göre AUKUS çerçevesinde Avustralya'ya denizaltı yapımı için nükleer tahrik teknolojisi transfer edilecektir. Rus yetkili söz konusu 3’lü koalisyon çerçevesinde Avustralya’nın askeri nükleer teknolojiye ulaşmasının  Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması-NPT’ye aykırı olduğunu belirtti. 
Moskova’nın AUKUS koalisyonun şekillenmesi ve özellikle denizaltı yapımı için Avustralya’ya askeri nükleer teknolojinin intikaliyle NPT’nin ihlal edilmesini açıkça belirtmesi, bu tehlikeli olayın sonuçlarından derin endişe duyulduğunu ve Amerika’nın nükleer meselede çelişkili davrandığını gösteriyor.
Amerika bir yandan başta İran olmak üzere diğer ülkelerin barışçıl nükleer çalışmalarına karşı muhalefet edip bu bağlamda yoğun yaptırımlar uygularken diğer ülkelere askeri nükleer teknolojisini transfer etmesi ise bu çelişkinin en bariz örneğidir.
Amerika, Britanya ve Avustralya 15 Eylül Çarşamba günü, diplomatik, güvenlik ve askeri alanlarda işbirliği için Hint-Pasifik bölgesinde yeni bir koalisyonun şekillendiğini duyurdular. Biden hükümetinin böyle bir koalisyon kurmaktan hedefi, pasifik bölgesinde batı blok üyelerinden biri olan Avustralya ile daha fazla askeri ve silah işbirliğidir, zira Biden’e göre Avustralya, Çin’e karşı önemli bir rol oynayabilir. 
Bu bağlamda Amerika daha önce benzeri görülmemiş bir kararla nükleer denizaltı teknolojisini Avustralya’ya aktardı. Washington şimdiye kadar yalnızca İngiltere’ye nükleer denizaltı tahriki gizli teknolojisini 1958’de vermişti. Böylece Fransa'dan 12 konvansiyonel denizaltı alımı sözleşmesinin iptali ile Avustralya, "Adelaide" limanında Washington ve Londra'nın teknik desteğiyle 8 nükleer denizaltı inşa edecek. Böylece ilk kez, nükleer silaha sahip olmayan bir ülke, nükleer denizaltı ile donatılacak. 
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı Nükleer Siyaset Programı Direktörü James  Acton şöyle diyor:
"AUKUS anlaşmasının NPT’ye karşı negatif ve ciddi sonuçları göz ardı edilemez, zira Avustralya nükleer silahı olmayan ülke olarak nükleer denizaltıları kullanırken UAEA koruma stratejisindeki boşluklardan yararlanan ilk ülkeye dönüşür." 
Halbuki Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması-NPT’nin hedefi, en az görünürde, nükleer silah cephanelikleri ve fabrikalarını azaltmak ve en sonda da dünyada nükleer silahları yok etmektir. Bu sürece aykırı olan her girişim ise bir nevi NPT ruhu ile muhalefet anlamındadır. 
Diğer yandan Avustralya’yı nükleer denizaltı ile donatmak, bölgenin diğer ülkelerinin de bu teknoloji ve kabiliyete doğru yönelmelerine, dolayısı ile askeri gerginliklerin yaşanma olasılığı ve Hint-Pasifik bölgesinde Çin ve Amerika’nın müttefikleri ve özellikle Avustralya arasında çatışma ihtimalini arttırıyor.
Tüm bunlara rağmen, her zaman ikili standartlar ve çelişkili tutumlar izleyen Amerika, bu konuda da kendi hareketinin tehlikeli sonuçlarına aldırmadan Avustralya’nın askeri nükleer teknoloji ile donanması doğrultusunda önayak olmuştur. Fakat bunun tam tersi bir durumda, örneğin Amerika’nın siyasetlerine karşı olan veya bağımsız he hangi bir ülke nükleer tahrik teknolojisine sahip denizaltı üretmeye kalkışsa başta Amerika olmak üzere tüm batı dünyası şiddetle buna karşı muhalefet eder ve bunu nükleer teknoloji ve kabiliyetinden askeri bağlamda yararlanma olarak yorumlarlar.
Böylece Moskova’nın da kendi tutumlarında açıkça belirttiği gibi Amerika’nın bu eylemi Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması-NPT’nin içeriğine aykırıdır ve nükleer savaş silahlarını azaltma bağlamında uluslararası bu anlaşmayı zayıflatma bağlamındadır./