Amerika ve Avrupa'daki Afgan Göçmenlerin Kötü Şartları
Afganistan'daki siyasi ve sahadaki gelişmeler en önemlisi de Taliban'ın ülkeyi ele geçirmesinin ardından binlerce Afgan ülkeden kaçarak ABD ve Avrupa ülkelerine sığındı ve asgari düzeyde sağlık ve refah imkanları ve şartları altında tutulmaya başlandı.
Durum öyle ki, son zamanlarda yüzlerce Afgan mülteci, İngiliz politikalarını eleştirerek anavatanlarına geri dönme çağrısında bulundu.
Guardian'a göre, İngilizlerin Afganistan'dan çekilmesi sırasında onlar ile birlikte ülkeden kaçan çok sayıda Afgan, otellerde tutuldukları koşulların son derece içler acısı olduğunu söylüyor.
İngiliz hükümeti geçtiğimiz günlerde Afgan mülteciler için "sıcak karşılama" programı başlattığını iddia etmişti, ancak şimdiye kadar böyle bir iddia sadece sözde kalmaya devam etti.
Diğer Avrupa ülkelerinde de Afgan mültecilerin durumu kötü sayılmaktadır. Avrupa Birliği dış politika sorumlusu Joseph Borrell, Avrupa ülkelerine 10 bin ila 20 bin arası göçmeni daha kabul etmeleri çağrısında bulunurken, AB'nin iç kurumları, sığınmacıların karşısında engeller ve hatta bariyerler ve duvarlar oluşturmak için 12 AB üye ülkesinden mali yardım istemiştir.
Birçok Doğu Avrupa ülkesi de AB finansmanlığı sayesinde binlerce kilometre duvar inşa etmek istiyor. Bu ülkeler Yunanistan gibi duvarlar ve bariyerler inşa ederek sığınmacıların ve mültecilerin girişini engellemek istiyorlar.
Yunan makamları, daha önce insan hakları grupları tarafından eleştiriye uğrayan beş yeni kamptan ilkini yeniden açtı. Samos adasında bulunan kamplardan biri etrafı dikenli tellerle çevrili ve elektronik güvenlik sistemi ile donatılmış denetlenmektedir. Kampın giriş kapıları geceler kapalı tutulur ve bu da sığınmacıların hareketini kısıtlıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği sözcüsü ise sığınmacıların korunmaya ve yardıma ihtiyaçları olduğu konusunda uyarılarda bulunmuş ve şöyle demiştir: "Onlar suçlu değiller. Bu muameleyi görmemeliler. Onlar toplum için tehlike oluşturmuyorlar."
AB İçişleri Komiseri İlva Johansson şöyle diyor: "Birçok ülkenin bu bariyerleri inşa etmeye karar verdiğini gördüm, onları anlayabiliyorum. "
BM Mülteciler Yüksek Komiseri , Filippo Grande ise geçtiğimiz günlerde, şu açıklamada bulunmuştu: "Tahminlere göre gelecek beş yıl içerisinde 85 bin kadar Afgan Afganistan'ı terk edecek. AB ise bu nüfusun yarısını barındırabilecektir. "
2015 yılı itibarıyla 27 AB ülkesine yaklaşık 570 bin Afgan sığınma başvurusunda bulunmuştur. Yalnızca 2020'de, yaklaşık 44 bin Afgan Avrupa Birliği'ne sığınma başvurusunda bulundu ve Afganistan'ı Suriye'den sonra AB'ye en çok mülteci gönderen ikinci ülke haline getirdi.Buna rağmen birçok Afgan hala Avrupa dışında bekliyor ve girişlerine izin verilmiyor.
Amerika Birleşik Devletleri'ne göç eden birçok Afgan da zor koşullarda yaşıyor. ABD askeri rakamlarına göre, Kabil'in düşmesinden sonra Amerika'ya kaçan yaklaşık 53 bin Afgan mülteci mevcutta sekiz ABD askeri üssünde tutuluyor.
Birçok göçmen uygun şartlarda bulunmamaktadır. Öyle ki ABD İç Güvenlik Bakanlığı, güvenlik güçlerine yerel aşırılık yanlısı gruplardan gelecek "memnuniyetsizliğin" oranında olası bir artış ve sonuçta şiddetin artması olasılığı konusunda uyarılarda bulunmuştur. Amerika İç Güvenlik Bakanlığı Analiz Bürosu'ndan yapılan açıklamaya göre, aşırılık yanlısı şüpheliler federal hükümete, kritik altyapı tesislerine ve mültecilerin ve göçmenlerin yerleştirilmesinde rol oynayan kuruluşlara "belirsiz tehditler" oluşturabileceklerdir.Bu rapora göre bu tehditler çerçevesinde Florida'da bulunan Afganları yerleştirmekte rolü olan kâr amacı gütmeyen bir kurum bile kundaklanmak istenmiştir.
Diğer binlerce Afgan mülteci de Almanya, Katar, BAE, Arnavutluk ve Uganda'daki kamplarda, başlarına neler geleceğini bilmeden korkunç koşullar altında tutulmaktadırlar.