Üç Alman Partisinin Koalisyon Hükümet Kurma Anlaşması
Üç Alman partisi Almanya'da yeni koalisyon hükümetini kurma hususunda anlaşmaya vardı. Almanya'da parlamento seçimlerinden üç hafta sonra, Liberal-Demokrat ve Yeşiller Partisi öncü parti olan Sosyal-Demokratlar ile koalisyon hükümeti kurmaya onay verdiler. Sosyal Demokrat Parti seçimlerde Hristiyan Demokrat Partinin 4 dönem öncülüğünün ardından sonunda oyların 25.7'sini alarak lider konuma geçti.
Ancak bu oy oranı şansölyenin belirlenmesi ve hükümetin kurulması için yeterli olmadığından, diğer iki parti ile koalisyon kurmaya mecbur kaldı.
Böylece bu üç partinin renkleri olan kırmızı, sarı ve yeşilden hareketle " Trafik Lambası" koalisyonu Almanya'da iktidarın başına geçecektir. Almanya kabinesinde 14 bakanlık bulunmaktadır. Üç parti koalisyonu hükümetini kurmak istemesi ile bu sorumluluklar ve bakanlıklar da üç parti arasında bölüşülecektir.
Bu üç Alman partisinin bu hususta mutabakata vardıklarını bildirmeleri, Hristiyan Demokrat Partisi ve Hristiyan Sosyal Partisinin ortaklaşa kurduğu Hristiyan Koalisyon hakimiyetinin sonu anlamına geliyor. Böylece 2005 yılından itibaren Angela Merkel'in şansölye konumunda olmasına rağmen ve yerine de Hristiyan Demokrat Partiden Armin Laschet'in geçeceği ümit edildiği bir sırada Sosyal Demokrat Partisi lideri Olaf Schulz şansölye olarak seçilecektir. Koalisyon hükümeti kurmak için üç Alman partinin müzakerelerinden önce, Hristiyan Partiler Birliği seçimlerde oyların yüzde 24.1'i ile üç partinin müzakereleri sonuç vermemesi halinde inisiyatifli davranıp Yeşil Parti ve Liberal Demokratlar ile koalisyon kurmaya kararlı görünüyorlardı.
Şimdi de Olaf Schultz'un şansölye olması ile Almanya iç ve dış siyaset ve süreçlerinde dikkat çekici değişikliklerin yaşanacağı söylenebilir. Tabii ki bu üç koalisyon partinin liderlerinin hiçbiri Olaf Schultz da dahil, Angela Merkel'in potansiyel ve deneyimine sahip değildir. Bu durum geçici dönem olarak adlandırılan Merkel sonrası dönemde birçok kaygının kaynağı sayılmaktadır.
Öte yandan iki küçük parti olan Yeşiller ve Liberal Demokratlar da taleplerde bulunmuşlardır. Örneğin Yeşiller'in yeni koalisyon hükümetine katılımı göz önüne alındığında, yeni koalisyon hükümetinin gündeminde çevresel konuların ve yeni enerji kaynaklarının kullanımının kaçınılmaz olarak yer alması beklenebilir. Sosyal Demokratların Yeşillerle pek çok ortak noktası olsa da, Sosyal Demokratlar ve Liberal Demokratlar arasındaki farklılıklar önemli düzeydedir. Liberal Demokratlar, Sosyal Demokratların maliye ve vergi politikalarına şiddetle karşı çıkmaktadırlar.
Öte yandan, Sosyal Demokrat Parti'nin genel politikaları göz önüne alındığında, yeni hükümetin işgücü için refah ve sosyal güvenlik önlemlerinin geliştirilmesinin yanı sıra göçmenlere ve sığınmacılara yönelik olumlu bir bakış açısı geliştirmeye odaklanacağı söylenebilir.
Almanya meseleleri uzmanı Muhammed Zarei, "Almanya uzun yıllardır iyi bir ekonomik duruma sahip olmasına rağmen, sınıf ayrımı, konut durumu, artan ücretler ve işgücüne iş fırsatı sağlanması, partileri sosyal ve korumacı politikalar izlemeye iten konular arasında yer alıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Gelecekte Almanya Şansölyesi olacak Olaf Schultz'un iç sorunlara ek olarak, Avrupa'da lider bir rol oynamanın yanı sıra Almanya'nın dünya sahnesinde daha büyük bir rol oynaması için planlarının olacağı da söylenebilir.
Avrupa boyutunda, Sosyal Demokratlar her zaman Avrupa entegrasyonundan yana olmuşlardır ve bu nedenle Olaf Schultz'un liderliği sırasında Almanya'nın Avrupa Birliği'ni güçlendirme ve üye ülkeler arasındaki dayanışmayı artırma politikası izlemesi beklenmektedir.
Transatlantik ilişkiler açısından bakıldığında, Sosyal Demokrat yetkililerin, özellikle Donald Trump'ın başkanlığı sırasında ABD'nin Avrupa politikasına yönelik eleştirel yaklaşımı ve mevcut Başkan Joe Biden'in kararlarına yönelik son eleştirileri dikkate alındığında,Washington ile Berlin arasında fazla bir sıcaklığın olmayacağı söylenebilir.