Biden hükümetinin BERCAM ile ilgili çifte standartlı ikilemli yaklaşımı
Amerika başkanı Joe Biden, Salı günü İran'a karşı " ulusal acil durumu" bir yıl daha uzattı. Beyaz Saray tarafından yayımlanan Biden'ın bildirisinde şu ifadelere yer verildi: "Bizim İran ile olan ilişkilerimiz hala normalleşmemiştir. Bu yüzden 14 Kasım 1979'da açıklanan ulusal acil durum ve ilgili girişimler, 14 Kasım 2021'e kadar uzatılmaktadır. "
Amerika'nın İran'a karşı bu hamlesi, İran ile 4+1 grubu arasında BERCAM nükleer anlaşmasını canlandırma konulu yedinci tur müzakerelerin 29 Kasım'da Viyana'da gerçekleşeceği bir sırada geldi. Amerika'nın BERCAM nükleer anlaşma geri döneceği hususunda sayısız iddialara rağmen Biden yönetimi, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlığı döneminde yoğunlaşan İran ile düşmanlık siyasetleri ve girişimlerini sürdürmeye devam ediyor.
8 Mayıs 2018'de Donald Trump, ABD'yi BERCAM nükleer anlaşmasından tek taraflı olarak çekmiş ve İran'a karşı azami baskı kampanyası şeklinde tarihin en sert yaptırımlarını başlatmıştı.
O zamanki ABD hükümetinin amacı, İslam Cumhuriyeti'ni Washington'un yasadışı taleplerini kabul etmeye, yani BERCAM anlaşmasının zamanlamasını ve içeriğini değiştirmeye ve İran'ın füze kabiliyetini ve bölgesel politikalarını da anlaşmaya dahil etmeye zorlamaktı.Ama Trump hükümeti bir nebze bile olsa bu amacına yaklaşamadı.
Şimdi de mevcut ABD Başkanı Joe Biden, Eylül 2020'de ABD başkanlık seçim kampanyası sırasında, Donald Trump'ın BERCAM nükleer anlaşmasından çekilerek, ABD'nin ulusal çıkarlarına aykırı davranarak ve ABD'yi daha fazla izole ederek bir hata yaptığını kabul etse de ancak pratikte, Ocak 2021'deki yönetiminin başlangıcından bu yana maksimum yaptırımlar şeklinde maksimum baskı politikasını ve aynı hatayı yapmayı sürdürdü. Halbuki hangi hükümetin BERCAM anlaşmasını ihlal ettiğinden bahsetmeden bu kararı aldı ve Amerika'nın anlaşmaya geri dönüşünü İran'ın girişimlerine endeksledi.
Washington, İran'a yönelik nükleer kısıtlamalarının genişletilmesinin yanı sıra füze kapasitesi ve İran'ın bölgesel politikaları gibi konuların da gelecekteki müzakerelere dahil edilmesi çağrısında bulunmuştur.
Biden, İran'ın tam olarak BERCAM'ı uygulamaya dönmesi halinde Washington'un anlaşmaya geri döneceği vaadinde bulunmuştur. Aynı zamanda Biden yönetimi, muhtemel her hangi bir anlaşmayı geçici bir anlaşma olarak değerlendirip anlaşmanın devam etmesinin Amerika'da iktidar başında bulunacak başkanın kararına bağlı olduğunu da belirtmiştir. ABD hükümetinin İran özel elçisi Robert Malley, Washington'un İran'a yönelik tüm yaptırımlarını kaldırmaya istekli olmadığını ve yalnızca BERCAM nükleer anlaşmasına geri dönmek için gerekli gördüğü yaptırımları kaldıracağını açıkça belirtti.
Avustralyalı gazeteci ve siyaset uzmanı Caitlin Johnston, "Biden'ın İran'a yönelik politikası, Trump'ın İran'a yönelik politikasının aynısıdır” diyor.
Aynı zamanda Biden yönetiminin, Washington'un BERCAM anlaşmasına dönme politikasını değiştirme olasılığı konusunda İran tarafına yönelik tehditvari tavırları ve uyarıları, ABD'nin Tahran üzerindeki siyasi baskıyı artırarak tek taraflı bir anlaşmanın önünü açmak istediğini gösteriyor. Amerika daha doğrusu, İran'ın BERCAM anlaşması yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesi karşılığında yaptırımların bir kısmının kaldırılmak veya askıya alınmak sureti ile İran'a asgari tavizlerin verildiği bir anlaşma sağlamak istiyor.
Biden tarafından İran'a karşı acil durumun uzatılması, aslında Washington'un İran'a yönelik politikasının değişmediğine dair bir başka işarettir. Son 40 yıldır ister Cumhuriyetçi ister Demokrat olsun çeşitli ABD hükümetleri tarafından izlenen bu politika, geniş çaplı siyasi ve propaganda kampanyaları ve askeri tehditlerin yanı sıra artan yaptırımlar ile beraber oldu. Ancak, İran'ın bu düşmanca eylemlere, ABD'nin zorlayıcı tutumlarına karşı azami direnç ve direniş politikası devam etti. İran'ın bu düşmanlıklara kararlı tepkisi, Washington'un İran'la başa çıkmakta her zaman başarısız olmasına neden oldu.