Pentagon'un Çin'i Tehdit Gösterme Çabaları
(last modified Tue, 07 Dec 2021 05:32:29 GMT )
Aralık 07, 2021 07:32 Europe/Istanbul
  • Pentagon'un Çin'i Tehdit Gösterme Çabaları

Amerika Joe Biden başkanlığı döneminde Çin ile düşmanlıklarını arttırma yaklaşımını şiddetlendirmiştir ve zaman zaman bu ülkeye karşı ve bu ülkenin tehdit olduğuna dair yeni iddialar ortaya atmaktadır.

Bu alandaki en son tutumunda ise  Amerika savunma bakanı Lloyde Austin  Reagan Vakfı'nda düzenlenen Ulusal Savunma oturumunda yaptığı konuşmada  şu açıklamada bulundu:" Çin ile sıkı sıkıya bir rekabet içerisindeyiz.  "

Biden'ın de bu hususu şeffaf şekilde açıklayarak, Pekin'in, ekonomik, siyasi, askeri ve teknolojik güç araçlarını birleştirerek uluslararası sistemin istikrarı ve serbestliğine yönelik sorun yaratacak tek sorun olduğunu Amerika'nın rakibi olacağını dile getirdi. 

Görünen o ki Washington tüm çabalarını  Çin'i tehdit göstermeye ve Çin'in imajına bozmaya odaklatmıştır.  Bu bağlamda Çin'in sadece Amerika için değil uluslararası düzen için de tehlikeli olduğu ileri sürülmektedir.  Bu çabalar ise, Biden hükümetinin  sözde Pekin'e karşı ortak tutum için kolektif cephe oluşturma doğrultusundaki genel siyaseti çerçevesinde değerlendirilebilir.  Biden hükümeti  Çin'e karşı agresif bir tutum sergilemiştir.  

Haziran 2021'de yayımlanan Amerika yeni hükümetinin " ulusal güvenlik stratejisi geçici kılavuzu" belgesinde  Amerika'ya yönelik tehditlerin en önemlileri arasında   Doğu ve Avrasya bölgesinin iki küresel gücü Çin ve Rusya yer almaktadır. 

 Buna rağmen  Biden açıklamaları ve hükümet makamlarının  tutumlarından yola çıkarak  Biden hükümeti açısından en temel ve ciddi tehdidin Çin halk Cumhuriyeti olduğu anlaşılmaktadır.  Washington'un  Pekin'e karşı sürekli ithamlar savurmasının yanı sıra  Washington'u asıl kaygılandıran husus, Çin'in  dünyanın birinci ekonomik gücü olarak gelecek yıllarda güçlenmesi ve askeri gücünün de günden güne artmasıdır.  Bu durum ise  Amerika'nın Doğu Asya'daki  geleneksel konumunu ve güvenlik denklemlerini  iyice karıştıracak ve Amerika'nın askeri gücünü  zor duruma sokacaktır. 

 

Foreign Policy dergisinde yazdıkları analizde Hal Brands ve Micheal Beckley  şu ifadelere yer vermişlerdir: " Son 5 yıl içerisinde,  Amerika'da iki hükümet, bu ülkeyi Çin ile doğrudan rekabete sürüklemiştir.  Amerika'nın savunma siyaseti Çin'i Atlantik'in batısından uzak tutmaya odaklanmıştır. 

 Çin'den böyle bir görüntü vermek özellikle de agresif olduğunu ileri sürmek Washington'un Doğu Asya'daki ortakları özellikle de  Japonya, Güney Kore, Avustralya'yı korkutmak ve kendi yanına daha fazla yanaştırmak ve yakınlaştırmak içindir.  Böylece  bu tür Washington ortağı olan ülkeler  Çin'in sözde deniz, ekonomi, askeri alanındaki yayılmacılığı karşısında Amerika ile daha  yakın ilişkiler kurmaya ikna edilmeye çalışılmaktadır.  Tabii ki  Washington şimdiye dek  Amerika, Japonya, Avustralya ve Hindistan'dan oluşan QUAD ve Amerika, Britanya ve Avustralya'dan oluşan  AUKUS koalisyonlarını kurmuştur.  Buna rağmen Amerika bölgedeki diğer ülkeleri özellikle de Singapur ve Vietnam'ı da ikili ve çoklu anlaşmalar çerçevesinde Çin ile mücadele etmek için yanına almak istiyor. 

 Tabii ki Pekin de Washington'un iddialarını  Hint-Pasifik bölgesinde  varlığını pekiştirmek ve arttırmak için bir bahane ve mazeret olduğunu biliyor. Bu bağlamda Pekin  bölge ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmek sureti ile bölgesel barış ve istikrarın korunmasına da vurgu yapmaktadır. 

Buna ilaveten Çin  askeri kabiliyetlerinin güçlendirilmesini de  sırf muhtemel tehditler karşısında  ulusal güvenliğini korumak doğrultusunda olduğunu vurgulamıştır.