Almanya'nın Yeni Şansölyesinin Kuzey Akımı-2'nin Siyasileştirilmesine Karşı Çıkması

Almanya'nın yeni şansölyesi Olaf Scholz Kuzey Akımı-2 doğalgaz projesini tamamen özel sektörlerle ilgili olan bir proje olduğunu vurguladı ve bu hususta Rusya ile Ukrayna konusundan dolayı siyasi bir kararın alınmasını reddetti. Alman yetkili bu doğalgaz projesi hususunda tamamen siyaset dışında kalacak bir şekilde ilgili kurumların karar alacağını belirtti.

Scholtz  ayrıca  Amerika'nın iddialarının tersine bu projeyi  Ukrayna'yı savunma çalışmalarından tamamen apayrı bir mesele olduğunu belirtti. 

Rusya doğalgazını  Baltık Denizi üzerinden Almanya'nın Kuzeyine ve oradan da Avrupa'nın diğer noktalarında taşıyacak Kuzey Akımı-2 projesi  10 Eylül 2021'de tamamlandı.  Bu boru hattı  yıllık 55 milyar metreküp Rus doğalgazını  Almanya'ya taşıyacaktır. Rusya bu boru hattı üzerinden Almanya'ya doğalgaz taşıma sürecinin  ne zaman başlayacağının Almanya'ya bağlı olduğunu belirtti. 

 Şimdi de Almanya Doğalgaz Ağı Federal Ajansı  bu boru hattı hakkında kararını belirleyecektir.  Bu boru hattı   Amerika ve kimi ortakları özellikle de Polonya ve Ukrayna tarafından ciddi şekilde eleştirilmiştir. 

Washington'un  bu doğalgazı projesine karşı çıkma bahanesi ise Avrupa'nın Doğalgaz hususunda Rusya'ya bağımlı hale gelmesi ve de Ukrayna'nın Avrupa'ya doğalgaz ihracatı hususunda  devre dışı bırakılmaya çalışılmasıdır. Böylece Ukrayna'nın milyarlarca doları bu transit hakkının olmayışından kaybedeceği belirtilmektedir. 

Rusya ile Ukrayna arasında son aylarda çatışmaların devam etmesi ve Kiev ile Washington'un  Ukrayna'ya yönelik saldırı hususundaki iddiaları ile şimdi de Almanya'da yeni şansölyeye yönelik Kuzey Akımı 2 projesinden vaz geçme ve bu projeyi durdurma doğrultusundaki baskılar iyice artmıştır.  Bu mesele ise Almanya şansölyesi Olaf Scholtz'un  ilk dış siyaset sınavı olarak adlandırılabilir.   

Dolayısıyla Rusya ile Ukrayna arasındaki siyasi ve askeri kriz ne kadar derinleşirse Almanya'nın Kuzey Akım 2 doğalgaz projesinden özellikle Doğu Avrupa ülkelerinin baskıları sonucu  çekilmesine yönelik talepler de o kadar artacaktır .Scholz'un buna boyun eğmek istemediği ise açık ve net ortadadır. Almanya şansölyesi Olaf Scholz Almanya için ekonomik olarak çok önemli bir proje olan Kuzey Akımı 2 projesini hem de Almanya'nın başını yeni çekmeye başladığı dönemde ABD ve Doğu Avrupa'daki müttefiklerinden gelen baskı yüzünden kaybetmek istemiyor.

Eski Almanya Şansölyesi Gerhard Schröeder, Kuzey Akım 2 boru hattı projesi ile ilgili ABD yaptırımlarını kınarken, şöyle bir vurguda da bulundu: " Amerika farklı ülkeler ile ticaret yapma hususunda Almanlar yerine karar veremez, kararlarını dayatamaz. "

Buna rağmen Amerika'nın Rusya'nın Ukrayna'ya saldıracağı iddiası üzerinden Almanya'ya Kuzey Akımı 2 projesini durdurma baskısı son zamanlarda iyice artmıştır.  Bu bağlamda Amerika dışişleri bakanı Anthony Blinken  Rusya'nın Ukrayna'ya karşı şiddete baş vurması halinde Kuzey Akımı 2 üzerinden doğalgaz akışının başlayamayacağını belirtti.  Avrupa Birliği üst düzey makamları da bu projeye karşı çıkmaya başlamışlardır. Ancak yine de Avrupa'da bu hususta büyük ihtilafların yaşandığı söylenmelidir.  Bu bağlamda Avrupa Birliği dış siyaset sorumlusu şöyle bir açıklamada bulundu: "Avrupa Komisyonu  her daim Kuzey Akımı 2 projesine öncelik tanımadığını belirtmiştir. Çünkü Avrupa enerji bağımsızlığını arttırmayacaktır. "

Buna karşın Avusturya dışişleri bakanı Aleksander Schallenberg  bu doğalgaz projesinin hemen hayata geçirilmesini istedi ve bu boru hattının sürekli olarak sorgulanmasının yanlış olduğunu vurguladı.  Buna rağmen Almanya yeni dışişleri bakanı Annalena Baerbock  yaptığı konuşmada  halihazırda  kullanılmak üzere Kuzey Akımı 2 projesinin onaylanmasının mümkün olmadığını belirtti.  Alman yetkili  Kuzey Akımı 2 projesinin Avrupa Enerji gerekliliklerini karışlamadığını ve güvenlik meselelerinin  hala önemli bir engel olarak bu yolda var olduğunu belirtti. Yeşil Parti liderlerinden olan Baerbock'un bu tutumu  Scholz'un açıklamaları ile çelişki içerisindedir ve yeni kurulmuş Almanya Koalisyon hükümetinde ciddi ihtilafların var olduğunu gösteriyor.