Biden Hükümetinin İnsan Hakları Alanındaki Performansına Yönelik Eleştiriler
İnsan Haklarını İzleme Örgütü 2022 başlangıcındaki raporunda Joe Biden hükümetinin insan hakları konusundaki performansını eleştirerek bu durumu kaygı verici olarak nitelendirdi. İnsan Hakları Örgütü sitesinde yayınlanan bildiriye göre Biden hükümetinin tüm iddialarına rağmen bu alandaki faaliyetleri ABD'de ırkçılık ve cinsiyetçilik ile mücadelede çok az etkili olmuştur.
Biden yönetiminin insan haklarını koruma iddialarına ve insan hukukuna saygı duyduğu iddialarına rağmen, Washington'un Amerika Birleşik Devletleri içindeki birçok insan hakları ihlalini tanımaya ve bunları ele almak için harekete geçmeye istekli olup olmadığı merak edilmektedir.
Tabii ki bu meraklı konuya bakıldığında Amerika hükümetinin pek de bu konuya odaklanmaya istekli olmadığı söylenebilir. Bazı görünüşteki açıklamalara rağmen, Biden yönetimi Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ırkçılık ve etnik eşitsizliği ele almak için belirli adımlar atmadı.
Bu bağlamda İnsan Hakları İzleme Örgütü ABD'deki yönetici direktörü Nicole Austin Hillery şöyle diyor: "Amerika Birleşik Devletleri'ndeki siyahiler, nesilleri etkileyen sistematik ırkçılıktan kaynaklanan önemli ekonomik eşitsizliklerden hala muzdarip. Bu duruma sınırdaki iltica politikaları da eşlik ediyor. ABD sınır yetkilileri göçmenleri şiddet olaylarına maruz bıraktığı da bir başka gerçektir. "
BM İnsan Hakları Konseyi gibi insan hakları örgütleri, geniş çaplı ırkçılık, mahkum hakları ihlalleri, Kızılderili ve yerli hakları ihlalleri, kadın hakları ihlalleri, yasadışı göçmenlere ve sığınmacılara yönelik insanlık dışı muameleler ve daha fazla alan da dahil olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri'ndeki çok sayıda insan hakları ihlali hakkında rapor verdi. Özellikle, BM İnsan Hakları Konseyi, ABD'deki siyahilere yönelik istismarcı ve insanlık dışı durumunu ve sistematik ırkçılığı eleştirdi ve bir değişiklik çağrısında bulundu. İnsan hakları konusunda dünya lideri olduğunu iddia eden bir ülkede, ABD hükümeti İnsan Hakları Konseyi'nin taleplerini her zaman görmezden geldi.
Aslında yüzlerce yıldır insan hak ve özgürlüklerinin korunmasını talep eden Amerika Birleşik Devletleri'ndeki insan hakları ihlallerinin en önemli tezahürlerinden biri de ırkçılık ve siyahilere yönelik ayrımcı muamele ve onlara yönelik şiddet olmuştur. İnsan Hakları İzleme Örgütü, siyahilerin hapsedildiğini ve ABD'deki insan hakları ihlallerinin göstergelerinden biri olan sistematik ırkçılığın devam ettiğini bildiriyor.Unutulmamalıdır ki ABD nüfusunun yüzde 4'ünü siyahiler oluşturuyorlar, ancak tüm infazların yüzde 42'si siyahilere aittir. Aslında Amerika'da, etnik, eğitimsel, mesleki ve sosyal ayrımcılık ile siyahilere karşı şiddet olağan hale gelmiştir.
Son yıllarda, Amerikan toplumunda Latinoların varlığının önemli ölçüde artması nedeniyle, etnik ayrımcılığı ve etnik şiddet eylemleri de artmış ve bu duruma eklenmiştir. Irksal ve etnik azınlıklar, Corona virüsü ve Covid-19 hastalığının patlak vermesinden sonra bu ayrımcılıktan daha da etkilendi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından hazırlanan bir rapor, siyahi, Latino ve Kızılderili ve yerli topluluklarının Corona salgınından orantısız bir şekilde etkilendiğini ve Amerika Birleşik Devletleri'nde sağlık, konut, temiz suya erişim, istihdam ve eğitim alanlarında ırksal eşitsizliklerin, derinleştiği söylenebilir. Bu arada, siyahiler ve beyazlar arasındaki servet uçurumu da devam ediyor ve dünyanın en büyük kapitalist ülkesinde ekonomik eşitsizlik doludizgin varlığını sürdürüyor ve daha da güçleniyor. Büyük sınıf ayrımını ve uçurumunu keskin bir şekilde eleştiren bağımsız bir ABD senatörü Bernie Sanders, "Bugün Amerika'da birçok zengin gitgide daha zengin olurken, milyonlarca işçi sınıf ailesi geçimlerini sağlamak veya faturalarını ödemek için mücadele ediyor.Artık Amerika'da zengin ve fakir arasındaki uçurumun son 100 yılda hiç olmadığı kadar geniş olduğu bir boşluk durumundayız."