Türkmenistan ve Rusya Dışişleri Bakanlarının Hazar Zirvesi Hususundaki İstişareleri
(last modified Fri, 25 Feb 2022 05:52:23 GMT )
Şubat 25, 2022 07:52 Europe/Istanbul
  • Türkmenistan ve Rusya Dışişleri Bakanlarının Hazar Zirvesi Hususundaki İstişareleri

Hazar Denizi Sözleşmesi'nin uygulanması konusu Hazar'a kıyısı olan devletler tarafından beğenilmemeye devam ederken, beş Hazar kıyı devletinin liderleri Aşkabat'ta ortak bir toplantıya hazırlanıyorlar.

Bilim adamları şimdiye kadar Hazar Denizi'nde en az 130 balık türü tespit ettiler. Bu balıkların tümü önemli bir ekonomik yüke ve ağırlığa sahiptir.  Aynı zamanda Hazar Denizi, dünya havyar balığı türlerinin yüzde 90'ının yaşam alanı ve yatağı olarak kabul edilir. Ancak Hazar'a kıyısı olan devletlerin gündeminde petrol ve doğalgaz arama ve çıkarma konusunun yer aldığı bir dönemde, Hazar Denizi'nin bol miktarda balık rezervine sahip olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir.

Bu rezervlerin değerinin 500 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Hazar'a kıyısı olan devletlerin mevcut bağlamda, bölgedeki petrol rezervlerinin önümüzdeki 30 ila 50 yıl içinde tükeneceğini her zaman akıllarında tutmaları gerekiyor.

Ancak çevre düzenlemelerine uyulursa ve bu su alanı ve havzasının balık stokları korunursa, Hazar'a kıyısı olan ülkeler bu kaynakları binlerce yıl kullanabilirler. Buna rağmen, ana petrol ve doğalgaz kaynakları sayılan Hazar Denizi'nde bulunan kıyı devletleri, özellikle Kazakistan ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bu hususa hiç aldırış etmediği sanki bu konudan habersiz oldukları söylenebilir.

Daha fazla kar elde etmek için, kıyı devletlerinin liderleri çok uluslu şirketlerle yaptıkları sözleşmelerde çevre sorunlarına fazla dikkat etmiyorlar. Aslında bu ülkeler kısa vadeli çıkarlarını bölge milletlerinin uzun vadeli çıkarlarına tercih ediyor. Elbette bu konuda Batılı çokuluslu şirketlerin rolü göz ardı edilmemelidir.

Bu bağlamda, Kazakistan'daki çevreciler birkaç yıldır Hazar Denizi'ndeki fosil enerji rezervlerinin sömürülmesi konusundaki endişelerini dile getiriyorlar. Aslında Hazar Denizi'ndeki enerji kaynaklarının işletilmesi konusu bu havzada çevre sorunlarının ihmal edilmesine neden olmuştur. Hazar'a kıyısı olan devletlerin liderleri 2003 yılında Tahran'da ilk Hazar Denizi çevre sözleşmesini imzalarken, aslında bu havza için yeni bir yasal rejimin formüle edilmesinde ilk adımı attılar. Ancak Hazar enerji kaynaklarının sömürülmesiyle birlikte kıyı ülkelerinin ve çevrecilerin endişeleri her geçen gün artıyor.

Kazakistan'ın Almatı kentindeki Kazakoloji Bilimsel-Uygulamalı Merkezi'nde uzman olan Kamile Nasırova bu konuda şunları söyledi: "Bugün dünyanın hiçbir ülkesinde yüzde yüz çevre güvenliğini garanti edebilecek bir petrol çıkarma teknolojisi yok ve denizden petrol çıkarırken, sömürülen petrolün en az yüzde 0,1'i deniz suyu döngüsüne giriyor."

Bu arada Kazakistan'ın çevre uzmanları şöyle düşünüyor: "Kapalı bir deniz olan Hazar Denizi için bu seviyedeki kirlilik bile birçok çevre sorununa neden olabilir."
Bu durumda, Hazar'a kıyısı olan devletlerin yetkilileri, yeni bir zirve turu düzenlemek ve Hazar Denizi'nin yeni yasal rejimini tartışmak için bir araya gelecek ve birbirleriyle istişare edecekler. Bu bağlamda, Türkmenistan ve Rusya Dışişleri Bakanlarının görüşmesinde iki taraf Hazar'a kıyısı olan devletlerin zirvesi ve ikili ilişkileri, BM Sözleşmesi ve Uluslararası Hukukun ilke ve standartları, iyi komşuluk ve iyi komşuluk ilkesini ele aldı.

Taraflar arasında karşılıklı anlayış, Hazar Denizi'nin barışçıl amaçlarla kullanılması ve kaynaklarının ilkeli, basiretli ve akıllıca yönetilmesi vurgusu, bu beş ülkenin yetkilileri tarafından imzalanan bir metin çerçevesinde 12 Ağustos 2018 tarihinde mutabık kalınmıştır. "Hazar Denizi'nin Yeni Hukuki Rejimi Sözleşmesi" başlığı altında bu mutabakat belgesi imzalanmıştı.  Hazar liderlerinin bu yıl Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'ta yapacakları toplantıda yeni Hazar hukuk rejiminin bir başka bölümü üzerinde anlaşmaya varmaları bekleniyor.
Bu arada, Hazar'a kıyısı olan devletlerin liderleri hala çevresel hususlara fazla dikkat etmiyorlar. Bu şartlarla Hazar Denizi'nin yeni yasal rejimine ilişkin anlaşmanın imzalanmasının, ileride kıyı devletlerinin birbirleriyle olan sorunlarını daha da ağırlaştırabileceği açıktır. Kıyı ülkelerinin yetkililerinin Hazar Denizi'nin çevresine daha fazla dikkat etmeleri ve gelecek nesilleri  bu ilahi nimetten mahrum bırakmamaları bekleniyor.

Etiketler