Ukrayna Savaşı ve Avrupa'da Güç Denkleminin Değişmesi
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, özellikle de Avrupa ülkeleri arasındaki askeri denklemleri bozdu öyle ki Almanlar savunma yaklaşımlarını değiştirmeye başlamış ve askeri bütçe olarak 100 milyar Euro ayırmıştır.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Almanya'nın güvenliğini ve demokrasi ve özgürlüğü için yatırım yapması gerektiğine vurgu yaparak şu açıklamada bulundu: " Bu da Almanya'nın gayrı safi yurtiçi hasılasının yüzde ikisini savunma işlerine ayırması anlamına gelir. "
Stratejideki bu değişiklik, Avrupa'nın, özellikle Almanya'nın son yıllarda savunmacı bir yaklaşım benimsemesi ve hatta eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel'in bile birkaç yıl önce askeri bütçesini Gayrı Safi Yurt İçi Hasılası'nın yüzde 2'sine yükseltmeyi reddettiği bir sırada ortaya çıkıyor. Böylece Almanya savunma ve askeri politikalarında önemli bir değişiklik yapmış ve savunma kabiliyetlerini güçlendirmek için adımlar atmayı seçerek, savunma politikasını agresif bir politikaya dönüştürmek istemiştir.
Artık sadece Almanya değil, Avrupa geneli de bu yaklaşımı benimseyeceği söylenebilir. AB'nin dış politika şefi Joseph Borrell, "Bu savaşta Ukrayna ordusunu desteklemek için silah gönderiyoruz. Çünkü benzeri görülmemiş bir durumdayız." dedi.
Son yıllarda hep yakınlaşma ve yakınsama ve birleşme sloganını atan Avrupa Birliği, son yıllarda NATO'dan bağımsız bir şekilde askeri güçlerini güçlendirmeye ve ABD'nin müdahalesi olmaksızın tek bir Avrupa askeri gücünün yaratılmasına vurgu yaptı. Avrupa Savunma Ajansı'ndan alınan istatistikler, AB üye devletlerinin Corona salgınına rağmen 2020'de savunma bütçelerine 198 milyar Euro harcadığını gösteriyor.
Bu politikalara rağmen, Avrupa artık yaklaşımını değiştirmiş, silahlanmaya odaklanmış, Ukrayna'ya yardım etmek için uçaksavar füzeleri ve savaş uçakları da dahil olmak üzere çeşitli silahlar göndermiştir. Almanya Başbakanı Scholz, bölgedeki son gelişmeler hakkında "Rusya'nın saldırısı bir dönüm noktası. Görevimiz, Ukrayna'nın kendisini Putin'in ordusuna karşı savunmasına yardımcı olmaktır. "dedi.
Almanya'nın yanı sıra Fransa, Hollanda, Polonya, Slovakya, Estonya, Letonya, Belçika ve Çek Cumhuriyeti de Ukrayna'ya askeri teçhizat sevkiyatını duyurdu. Yayınlanan raporlara göre, Avrupa ülkelerinden gelen yardımlar arasında yakıt, makineli tüfek, tanksavar silahları ve uçaksavar füzeleri yer alıyor.
Bu arada Rusya, Almanya'nın bu kararına tepki gösterdi. Rusya'nın Kahire Büyükelçiliği, Twitter'dan "Almanya Ukrayna'ya silah göndermeyi planlıyor. Rusya, Alman silahlarının Rus halkını nasıl öldürdüğünü hatırlıyor. Almanya şimdi Hitler'in üçüncü Reich'ına dönmüş gibi görünüyor, bu yüzden Ukraynalı neo-Nazilerin de aynı şeyi yapmasına yardım etmek istiyor." paylaşımında bulundu.
Bu karmaşık durum, Sovyetler Birliği'nin ABD baskısı altında dağılmasından bu yana topraklarında nükleer silahlardan vazgeçen Beyaz Rusya'nın, topraklarında nükleer füzelerin konuşlandırılması konusunda Batı'yı uyarmasına neden oldu. Ülkede nükleer silahların konuşlandırılması konusunda anayasa değişikliği referandumu yapılması bu konudaki pratik adımlardan biri.
Belarus Başkanı Lukaşenko, "Batı tehdidi durumunda Belarus, Rusya'nın nükleer silahlarına ev sahipliği yapmaya hazır olacak. Rakipler ve muhalifler aptalca ve irrasyonel adımlar atarsa Belarus nükleer silahlar elde edebilir" dedi.
Avrupa'daki askeri denge şimdi çarpıcı bir şekilde değişiyor gibi görünüyor ve Yeşil Kıta, İkinci Dünya Savaşı'ndan önce olduğu gibi bir kez daha silahlanmaya doğru hızla ilerliyor ve diğer yandan silah rekabeti yoğunlaşmaktadır. Bu dünya barışı için ciddi bir tehdit kaynağıdır.