Johnson'un Arabistan ziyareti; petrol eksenli müzakereler
(last modified Wed, 16 Mar 2022 05:27:28 GMT )
Mart 16, 2022 07:27 Europe/Istanbul
  • Johnson'un Arabistan ziyareti; petrol eksenli müzakereler

Rusya-Ukrayna savaşının devam etmesi ve dünya petrol ve enerji fiyatlarının yükselmesi ile, İngiltere Başbakanı Boris Johnson petrol arzı müzakereleri için Suudi Arabistan'a gidecek.

Bu ziyaret, benzin istasyonlarındaki akaryakıt fiyatlarının, benzin için litre başına 1,60 pound ve dizel için 1,70 poundu aşan eşi görülmemiş seviyelere ulaşmasıyla geliyor. Bu rakam şimdiye kadar yaşanmamış bir seviyedir. Britanya sağlık bakanı Sacid Javid bu bağlamda yaptığı açıklamada, “Johnson, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ardından daha ucuz petrole ihtiyacımız olduğu nedeniyle görüşmeler için Suudi Arabistan'a gitmek zorunda.” dedi.
Son zamanlarda petrol fiyatı son 14 yılın en yüksek seviyesine ulaştı, öyle ki Brent petrolün varil fiyatı 140 dolar civarında işlem gördü. Ayrıca yıl başından itibaren dünyada piyasalarında petrol fiyatları en az yüzde 60 artmasına paralel olarak diğer ürünlerin de fiyatı yükseldi.
İngiltere başbakanı Johnson’un Arabistan ziyareti, Riyad yönetiminin son günlerde aralarında 7 Yemenli ve bir Suriyelinin de bulunduğu 81 kişiyi terör faaliyetleri ve “sapkın düşünceler” gibi diğer ithamlarla son 10 yılların en büyük toplu idamlarda infaz ettiği bir dönemde gerçekleşiyor. Gençlere karşı işlenen bu cinayetler onların gerçek meşru haklarını kullanarak görüş ve inançlarını açıkladıkları halde işleniyor. Dolayısıyla bu toplu infaz, uluslararası kurumlardaki birçok insan hakları aktivistinin tepkisini ve öfkesini beraberinde getirdi.
Nitekim BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Başkanı Michel Bachelet, Suudi Arabistan'da 81 kişinin idam edilmesini kınayarak, onlar için yapılan mahkemenin adaletsiz olduğunu belirterek, yargılama koşulları yerine getirilmeden idam cezasına çarptırılarak infaz edildiklerini ve Arabistan’da idam edilenlerden bazılarının hatta adil bir mahkemeye çıkma garantileri bile olmadığını söyledi.


Aslında Amerika, İngiltere ve onların Avrupalı müttefikleri insan haklarını savunduklarına dair tüm sloganlarına rağmen Arabistan’da insan haklarının açıkça ihlal ediliği bir ortamda olayı kınamazken hatta bu ülke ile ilişkilerini genişletmek ve hatta ona büyük bir imtiyaz bile vermeyi düşünüyorlar. Bu bağlamda Britanya sağlık bakanı Londra’nın Arabistan’daki insan hakları ihlallerinden haberdar olduğunu fakat bu ülkenin petrol üreten en büyük ülkelerden biri olduğunu belirtti.


Yapılan tahminler ise Arabistan’ın günlük yaklaşık 2 milyon varil fazla üretim kapasitesine sahip olduğunu gösterirken batı ülkelerinin bu konuyu Rusya’ya karşı ekonomik savaşta bir koz olarak kullanmak istiyorlar.
Batı ülkeleri Yemen savaşı ve Cemal Kaşıkçı cinayeti gibi krizlerde sadece kendi çıkarlarına dikkat ettiklerini ve insan haklarına uyulmasının bir slogandan öteye gitmediğini gösterdiler. Nitekim Britanya ve müttefikleri son yıllarda Yemen savaşına rağmen Suudi Arabistan’a silah satışını durdurmazken üstelik Arabistan ile ilişkileri geliştirmek için tekrar gönüllü olduğunu gösteriyor.
Amerika dışişleri bakanlığı sözcüsü Ned Price de Washington’un çelişkileri siyasetlerinin devamında ve Biden yönetiminin insan hakları konusuna öncelik verdiğine dair iddiasına rağmen, Arabistan tarafından işlenen cinayette toplu idamları kınamak bile istemediğini söyledi.
Yapılan tahminler savaşın devam etmesi ve Rusya petrol ve doğalgazına yaptırım uygulanması durumunda petrol üretici ülkeler piyasada yaşanan boşluğu hemen telafi edemeyecekleri ve bu yüzden varil başına petrol fiyatının da 200 dolara ulaşmasının muhtemel olduğu yönünde. 
Bu yüzden batı ülkelerinin de Suudi hükümetin işlediği tüm cinayetleri görmezden gelerek kendi çıkarlarını sağlamaya ve petrol fiyatını kontrol etmeye çalışıyorlar./