Biden'ın ikinci Avrupa ziyareti
ABD başkanı Joe Biden NATO liderler zirvesi, G7 ve Avrupa Birliği zirvesine katılmak üzere Brüksel'e gitti ve böylece Avrupa'ya 2. ziyaretini gerçekleştirdi. Biden Avrupa Birliği liderler zirvesine ilk kez katılacak.
Biden Perşembe günü NATO liderler zirvesi ardından, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısıyla NATO'nun, yeni savunma stratejisi edineceğini ve Ukrayna'yı artan bir şekilde güvenlik destekleri vereceğini belirtti. Biden Avrupa'nın Doğusunda dört yeni savaş ve çatışma grubunun kurulacağını bunun da Amerika'nın NATO ülkelerini desteklemesinin göstergesi olacağını belirtti. Biden ayrıca G20'nin Rusya'yı ihraç etmesi gerektiğini de belirtti. Bu konunun Brüksel'de liderler görüşmesinde ele alındığı belirtilmektedir.
ABD başkanı Joe Biden Rusya'ya karşı yaptırımlar ile ilgili olarak da "Yaptırımlar hiçbir zaman caydırıcı değildir. Ancak yaptırımların sürdürülmesi Rusya ve Vladimir Putin'i durduracaktır." dedi.
Biden'in Çin'in Rusya'ya muhtemel desteği hususunda da Pekin'in böyle bir girişiminin, Ukrayna savaşına etkilerinden dolayı Çin'e de ekonomik olarak büyük bedellere yol açacağını belirtti. Biden ayrıca Putin Ukrayna'da yüksek tahribata yol açan kimyasal silahlar kullanması halinde buna karşılık verileceğini ancak bu yanıtın duruma bağlı olabileceğini belirtti.
Görünen o ki Joe Biden'ın beklenmedik görülen Avrupa ziyareti, Rusya'ya karşı baskıların arttırılması, ve Amerika ile Rusya'yı direkt karşı karşıya getirebilecek potansiyel olayları önlemek amacıyla yapıldı.
Amerika 24 Mart Perşembe günü Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonu bahanesiyle 400 Rus şirket ve siyasetçiye karşı yeni yaptırımlar uyguladı.
Bu bağlamda ABD hazine bakanlığı yayımladığı bildiride Rusya'ya karşı yaptırım listelerine onlarca savunma sanayii şirketi, 328 Duma meclisi üyesi ve Rusya Federasyonu Birikim Bankası olarak bilinen Rusya'nın en büyük mali kurumu başkanının adlarının da eklendiğini duyurdu. Bildiride Avrupa Birliği, Britanya ve Kanada'nın Rusya'ya karşı attığı adımlara paralel olduğunu bunun da bu ülkelerin Vladimir Putin'e tepki göstermekte birlikte olduğunu gösterdiği vurgulandı.
Görünen o ki mevcut dönemde ABD bir yandan Transatlantik ilişkilerini güçlendirmek ve Avrupa ve Amerika'yı yakınlaştırma diğer yandan da ABD'nin sözde en büyük tehdidi Rusya'yı zayıflatmak için kazandığı bu altın ve eşsiz fırsatı kaçırmak istemiyor. Bu bağlamda ABD milli güvenlik danışmanı Jake Sullivan, "Biden bu ziyaretinde " ortaklarımız ve müttefiklerimiz ile sağladığımız inanılmaz birliği güçlendirmek" peşindedir." dedi.
Amerika'nın, Mart 2021'de yayınlanan Ulusal Güvenlik Stratejisi Geçici Kılavuzu belgesinde, Rusya'dan açıkça Amerika ve çıkarları için bir tehdit olarak bahsedilmesi, bu hususun önemini daha da arttırmaktadır. Washington'dan gelen Rus karşıtı baskı eğilimi, Rusya'nın Ukrayna'ya askeri operasyonunun başlamasından ve Ukrayna savaşının tırmanmasından sonra çeşitli boyutlar kazandı ve yoğunlaştı. ABD, Rusya'ya yalnızca siyasi, askeri ve ekonomik olarak meydan okumakla kalmadı, şimdi de diplomatik uygulamaya tamamen aykırı hakaretler ve suçlamalarla Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in imajını zedelemeye çalışıyor.
Washington, Moskova'nın Ukrayna'daki askeri operasyonunun başlamasının ardından yürüttüğü büyük b askı kampanyasında şimdi de psikolojik savaşa ve algı operasyonuna yöneldi. Amerika 'nın genel amacı, yalnızca Batı bloğunun değil, aynı zamanda uluslararası toplumun da kendisi ile birlikte hareket etmesi için saldırgan bir Rusya imajı ve profili sunmaktır. Biden'ın Rusya'nın G20'den çıkarılmasına yönelik talebi de bu çerçevede değerlendirilmelidir. Tabii ki bu talep Rusya'nın ABD karşısında müttefiki olan Çin'den ciddi bir muhalefetle karşılaşmıştır./