Amerika ve Avrupa troykası dışişleri bakanlarının iddiası; Slogan ve eylem çatışması
Amerika dışişleri bakanlığı yayınladığı bildiride, bu ülke ve Britanya, Fransa ve Almanya’dan oluşan Avrupa Troykası dışişleri bakanlarının, İran’a yönelik en iyi seçimin diplomatik çözüm olduğunu açıkladı.
Açıklamada Çarşamba günü, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in Brüksel'de Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Terrace ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalina Baerbock ile bir araya geldiği, İran’ın asla nükleer silah edinmeyeceğinden emin olmaları için ortak iradeye sahip oldukları belirtildi. Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, "BM nükleer anlaşmanın tam olarak uygulanması için karşılıklı dönüşü garanti edecek diplomatik bir çözümün en iyi sonuç olacağı konusunda anlaştılar." dedi.
İran İslam Cumhuriyeti, nükleer programının barışçıl niteliğini defalarca vurgulamış ve İran'ın nükleer programının askeri boyutuna ilişkin Batılı iddiaları temelsiz ve Siyonist rejimin bu konudaki suçlamaları doğrultusunda değerlendirmiştir. Bu arada mevcut kanıtlar, Amerika’nın Avrupalı ortaklarıyla birlikte, bu dönemde, Washington'un taleplerine uygun bir anlaşmayı müzakere masasında kabul etmesi için Tahran'a baskı yapmak için bir psikolojik ve propaganda savaşı politikası izlediklerini gösteriyor.
Bu bağlamda Anthony Blinken söz konusu görüşmeden önce Amerikan NBC kanalına verdiği röportajda şöyle dedi: Bir anlaşmaya varmak için yaptığımız tüm çabalara ve bu anlaşmanın güvenliğimiz için daha iyi olacağına rağmen, bu anlaşmaya varma konusunda pek iyimser değilim. Biz bu (anlaşmaya varma) aşamasına gelmedik. Bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı görmeliyiz.
Aslında Amerika bu şekilde topu İran sahasına atmaya ve Viyana görüşmelerinin başarısızlığa uğramasıyla ilgili mevcut belirsiz durumdan Tahran'ı sorumlu tutmaya çalışıyor. Hal bu ki İran, taleplerini defalarca açık ve net bir şekilde ifade ederken, görünen o ki, bu mantıklı taleplere olumlu yanıt vermek istemeyen ya da olumlu yanıt veremeyen taraf Biden hükümetidir.
Görünüşe göre Amerika ve Avrupalı ortaklarının İran’a karşı baskıları arttırmaya dayalı tutuma öncelik vermeye karar kılmışlar. Belki de bu yüzden batının İran’a müzakere masasında baskı uygulamak için korku politikasını sürdürürken Amerika ve Avrupa Troykasının gerekirse başka senaryolara hazır olduğu hatırlatmasında bulundular.
Fakat geriye dönüp baktığımızda özellikle Amerika’nın mayıs 2018’de BERCAM nükleer anlaşmadan çekilmesi ve Tahran’ı Washington’un gayrı meşru taleplerini kabul etmeye zorlamak için eski Amerikan başkanı tarafından İran’a karşı yürütülen maksimum baskı kampanyasının yenilgiye uğradığı ve başarısız kaldığı görülüyor.
Trump, amaçladığı hedeflerinden hiçbirine ulaşamazken üstelik Washington'un eylemleri ve Avrupalıların sözlerini yerine getirmedeki pasifliği, Tahran'ın nükleer anlaşmadaki taahhütlerinin kademeli olarak azalmasına yol açtı.
Bu bağlamda İran, nükleer alanında büyük adımlar attı, aslında Biden hükümetini mevcut tutumu benimsemesi yani İran’ın nükleer anlaşmadaki taahhütlerine karşılıklı olarak geri dönmesi hedefi ile BERCAM anlaşmasına dönmeye zorlayan konu da budur.
Buna karşı ve sekiz tur uzun müzakerelere ve birçok iniş çıkışlara rağmen, Washington hala İran ile tek taraflı bir anlaşma istiyor, asgari tavizleri verirken İran’dan azami tavizler kopartmak istediği bir anlaşma.
Fakat İran, bu konudaki ilkeli duruşunu, yani tüm yaptırımların kaldırılmasını, bu konunun doğrulanmasını ve Amerika’nın BERCAM nükleer anlaşmadan çekilmeyeceğine dair güvence vermesini defalarca ilan ederek gerçekleşmesini istemiştir. Tahran, Amerika’nın gerçekçi davranması durumunda Viyana'da anlaşmaya varılabileceğini belirtti. İran'ın varmak istediği anlaşma, yaptırımların maksimum oranda kaldırılacağı ve uygulanmasından bölgenin de yararlanacağı bir anlaşmadır.
İran dışişleri bakanı Hüseyin Emirabdullahian bu bağlamda şöyle dedi: Viyana görüşmelerinde bir duraklama varsa, bunun nedeni Amerikan tarafının aşırı talepleridir...amerika’nın aşırı taleplerine boyun eğmeyiz. Eğer Beyaz Saray gerçekçi davranırsa anlaşmaya varılabilir./