Macron’un belirsiz geleceği

Fransa parlamento seçimlerinin ön sonuçları, koalisyonların hiçbirinin oyların yüzde 50'sini kazanamadığını gösteriyor. Bu yüzden seçimler ikinci tura ertelendi. Bu koşullar, cumhurbaşkanlığının ikinci döneminin ilk aylarında "Emmanuel Macron" hükümetinin konumunu sarstı ve bu ülkede siyasi kaygıları artırdı.

Fransa'da parlamento seçimlerinin ilk turu 12 Haziran'da yapıldı. Fransa İçişleri Bakanlığı tarafından açıklanan ilk sonuçlarına göre, Macron liderliğindeki "Birlikte" (Ensemble) ittifakı oyların yaklaşık yüzde 26'sını aldı. Rakip koalisyon Yeşil ve Sol Partilerden oluşan ve aşırı solcu Jean-Luc Melenchon liderliğindeki NUPES ittifakı ise , oyların yüzde 25'ini aldı. Bu nedenle, seçimin ikinci turunun 19 Haziran'da yapılması planlanıyor.
Fransa parlamento seçimleri, özellikle Macron'un ikinci dönem için yarıştığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yaşanan mevcut siyasi atmosferde çok önemli bir seçimdir. Zira cumhurbaşkanlığı seçiminde başarısız olan partiler, mecliste en fazla sandalyeyi alarak hedeflerini ilerletmek ve  Macron'un planlarını baltalayarak engellemeye  çalışıyorlar. 
Bu bağlamda haftalardan beri Jean-Luc Melenchon yaptığı konuşmalarda Macron’a karşı ağır eleştirilerini adeta saldırı şeklinde sürdürüyor. Kendisi Fransa parlamento seçimlerinde güçlü bir sol fraksiyonun zaferiyle başbakan olmak ve böylelikle Macron’a karşı büyük bir parlamenter güce dönüşmekte kararlı görünüyor. 
Melenchon Fransa cumhurbaşkanını sosyal meselelere kayıtsız kalmak ve parlamento için fazla rol biçmemekle suçluyor. Kendisi halkın iradesi ile Macron’un en önemli projelerinden biri olan, emeklilik yaşının 62’den 64’e çıkartmaya karşı oy kullanacağına, halka güvence verdi. 
Fransa İçişleri Bakanlığı'nın açıkladığı son oranlara göre, Jean-Luc Melenchon'un liderliğindeki partiler, Macron'cu olarak bilinen ittifak partilerden, sadece binde birkaç geride. Fransız basını, Beşinci Fransa Cumhuriyeti tarihinde ilk kez, cumhurbaşkanlığı yanlısı partinin ilk tur parlamento seçimlerin sonunda açık farkla önde olmadığını bildirdi. 
Son Fransız parlamento seçimlerindeki bir diğer konu da seçmen katılımının az olmasıdır. Seçimin ilk turu sandıkta görülmemiş düşük bir katılımla gerçekleştirildi. Açıklanan istatistiklere göre, bu seçimlere seçmenlerin yüzde 52,3'ü katılmadı, böylece Fransa beşinci cumhuriyet döneminde en düşük katılım oranı bu seçimlerde kayıtlara geçmiş oldu. Daha önce, Fransız parlamento seçimlerinde en az katılımın olduğu yıl, 2017 seçimlerine aitti.
Fransızların siyasi katılımının azalması endişe konusu oldu. Aslında Fransızlar son yıllarda, seçimlere katılmayarak Fransız makamlarına itirazlarını dile getiriyorlar. Aynı zamanda da Fransız yetkililerin her zaman koruduklarını iddia ettikleri cumhuriyet meselesini sorguluyorlar.
Yaşanan düşük katılım, seçimlerin ikinci turunu da etkileyebilir. İkinci turda adaylar seçmenlerin oylarının yüzde 12,5'ini almaları gerekiyor. Dolayısıyla katılım ne kadar düşükse, durum özellikle Macron partisi için o kadar zor olacaktır. 
Siyasi meseleler uzmanı Brice Teinturier şöyle diyor: Macron parlamentoda salt çoğunluğu kaybederse rakip partilerle müzakere etmek zorunda kalacak. Fakat Fransızlar böyle şeylere alışık değiller. Eğer sol kanat olan "Halk İttifakı" mutlak çoğunluğu kazanırsa, o zaman tüm siyasi planlar başka yöne dönecektir.
Her hâlükârda Macron ve partisini zor günlerin beklediği söylenebilir. Eğer cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un "Birlikte" koalisyonu parlamento seçimlerinin ikinci turunda mutlak çoğunluğu kazanamazsa, Macron planlarını gerçekleştirmek için çok daha az güce sahip olacak./