Rusya'nın Kafkasya'daki yeni güvenlik düzenine desteği
(last modified Wed, 29 Jun 2022 03:18:09 GMT )
Haziran 29, 2022 06:18 Europe/Istanbul
  • Rusya'nın Kafkasya'daki yeni güvenlik düzenine desteği

Rusya dışişleri bakanının Azerbaycan Cumhuriyeti ziyareti ve Bakü'deki açıklamaları Kafkasya bölgesindeki birçok muğlak noktayı da açıklığa kavuşturdu.

Rusya dışişleri bakanı Sergei Lavrov,  Bakü'de İlham Aliyev hükümeti ile güvenlik anlaşmalarına ilaveten bir kez daha Moskova'nın Ermenistan, Azerbaycan Cumhuriyeti, Gürcistan ve de komşu ülkeler İran, Rusya ve Türkiye'den oluşan 3-3 güvenlik platformunu desteklediğini duyurdu. 
Buna ilaveten Azerbaycan Cumhuriyeti dışişleri bakanı da basın toplantısında "AGİT Minsk grubu artık işe yaramaz.  30 yıllık faaliyetleri boyunca ihtilafı çözememiş, tek taraflı siyasetler izleyerek, Azerbaycan Cumhuriyeti sorunlarını kat kat arttırmıştır." dedi. 
Rusya ve Azerbaycan cum. Dışişleri Bakanlarının açıklamaları, her şeyden önce, AGİT Minsk Grubu'nun feshine yönelik bir vurguydu. Diğer bir deyişle Moskova yetkilileri, Dağlık Karabağ sorununa münhasır çözüm vurgusu yaparken, başta İran olmak üzere bölge ülkelerinin de yardımıyla Kafkas bölgesindeki güvenlik durumunu çözmeye çalışıyor.
Bölge halklarının da bu süreci desteklediği ve Kafkas bölgesindeki güvensizliğin sona erdirilmesi için bölgedeki güçlü ülkelere katılım çağrısında bulunduğu açıktır. Ancak bölge halkları Batılı yabancı güçlerin bölgede bulunmasını istemediği de açık. 
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Aralık 1991'de bağımsızlığını kazanmasından bu yana Bakü ve Moskova, 30 yıllık işbirliği için toplam 250 civarında belge ve anlaşma imzaladı. Ayrıca, özellikle Aliyev'in cumhurbaşkanlığı döneminde Bakü yetkilileri tarafından Batı ile yakınlaşma politikalarının benimsenmesi, bu karşılıklı işbirliği belgelerinin sadece kağıt üzerinde kalmasına yol açmıştır.
Azerbaycan Cumhuriyeti yetkililerinin son 30 yılda gerçek düşmanları belirleme ve bölgedeki dost ülkelerle işbirliği yapma konusunda benimsedikleri yanlış politikalara rağmen, Bakü yetkililerinin artık ilkeli ve rasyonel kararlara doğru ilerlediği görülüyor. Bu nedenle Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Rus mevkidaşı ile görüşmesinin ardından Aliyev hükümetinin Minsk Grubu'nun iptali konusundaki resmi tutumunu yineledi.
Moskova ve Bakü'nün bu ortak tutumu, Ermenistan Başbakanı "Nikol Paşinyan" hükümetinin mevcut politikalarına ağır bir darbe olarak kabul edilmelidir. İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'ndaki yenilginin ardından Erivan, bu savaştaki bazı başarısızlıklarını Minsk Grubu'nun yardımıyla telafi etmeye çalıştı. Ancak Moskova-Bakü güvenlik anlaşmasının imzalanmasıyla birlikte fırsat Erivan yetkililerinin elinden alınmış görünüyor.
Moskova ile Bakü arasında Güvenlik Anlaşması'nın imzalanması ve AGİT Minsk Grubu'nun hizmetlerine ihtiyaç duyulmadığının ilan edilmesiyle birlikte, Bakü hükümetine yakın bazı politikacılar, Rusya'nın İlham Aliyev hükümetinin güvenilir bir müttefiki haline geldiğini düşünmektedirler.  
Bu bağlamda, pratikte Aliyev tutumlarını desteklemekle bilinen Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi üyelerinden "Kudret Hasan Kuliyev", kışkırtıcı bir konuşmada Syunik topraklarının ordu tarafından işgal edilmesi çağrısında bulundu. 
Kuliyev, Poliqon sitesine verdiği röportajda, "Azerbaycan Cumhuriyeti'nin güvenliği ve hayati çıkarları, Nahcivan'ı ülkenin geri kalanıyla birleştirmemizi talep ediyor ve şu anda bu sorumluluk Ermenistan'a aittir." dedi. 
Gerçekte Bakü, Moskova ile imzaladığı güvenlik anlaşması ile bir koridor açması için Paşinyan hükümetine baskı yapmaya çalışıyor. Fakat Ermeni yetkililer, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin çeşitli yollar ve demiryollarıyla Nahcivan'a erişebildiğini söylüyorlar. Bu nedenle Ermenistan topraklarında koridor yapılmasında ısrar etmek alışılmadık ve düşündürücüdür.
Minsk Grubu'nun iptali ve 3+3 güvenlik düzenlemesi, aslında  Kafkasya'da güvenliğin ve barışın sağlanması için ABD ve Fransa'nın yerine, İran ve Türkiye'nin bu sürece katılması anlamında önem taşıyor. Bu süreç muhakkak ki  bölge milletleri tarafından desteklenebilir. Fakat, Minsk Grubu eski liderlerinin Rusya ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasındaki güvenlik anlaşmasına sessiz kalmaları pek olası görünmüyor./