Çin'in Rusya ile stratejik ilişkilerini güçlendirme isteği
Çin Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Pekin'in Rus hükümeti ile stratejik işbirliğini güçlendirmekle ilgilendiğini duyurdu. bu açıklama, aynı zamanda Çin'in Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere çok taraflılık çerçevesinde ilişkilerinin ve işbirliğinin güçlendirilmesini vurgulamaktadır.
Kuzey Atlantik Paktı NATO liderlerinin Madrid'deki toplantısının ardından yayınlanan en son "Stratejik Konsept" belgesinde, Çin'i Avrupa-Atlantik bölgesi güvenliği için sorun belirtilerek, Rusya ile işbirliğinin Batı için sistematik bir meydan okuma kaynağı olarak tanıtıldı. Ayrıca bu ilişkilerin, NATO ülkelerinin değerlerini ve çıkarlarını zayıflattığı da vurgulandı. Bu arada NATO, açıkça Rusya'yı gelecekteki tehdidi olarak ilan etti.
NATO'nun stratejik kavram belgesi her 10 yılda bir gözden geçirilip güncellenerek yayınlanır ve bu batı askeri kurumunun uluslararası arenadaki politikasının ufkunu ana hatlarıyla belirtir ve netleştirir. Bu nedenle, NATO için önümüzdeki 10 yılın Çin ve Rusya ile karşı karşıya geleceği 10 yıl olacağı söylenebilir. Batı'ya karşı olacağını öne sürdükleri tehditleri önlemek için NATO'nun harekete geçeceği belirtilmektedir.
Washington'da uluslararası ilişkiler uzmanı olan "Yun Sun" bu bağlamda şöyle diyor: "Gelecekte, Çin'in savaş veya güvenlik planlaması sadece Amerika'yı değil, NATO'yu da potansiyel bir düşman olarak görmeye dayalıdır."
Batı'nın NATO'yu savunma olarak görürken, Çin buna inanmamakla kalmayıp üstelik, NATO'nun nüfuzunu Batı'nın Soğuk Savaş politikası doğrultusunda genişlediğine ve bu politikanın Avrupa'ya ve bölgeye güvenlik getirmediğine, hatta yeni güvenlik tehditlerine yol açtığını, pratik olarak savunuyor ve bu doğrultuda kendi savunma ve askeri gücünü de güçlendirmeye çalışıyor.
Ancak Ukrayna krizi de açıkça gösterdi ki Batı dünyası, soğuk savaş zihniyeti ile kışkırtmalarına devam ediyor ve dünyayı güvensiz hale getirmeye kararlı olduğunu gösteriyor. Bu arada, Çin hükümeti açısından, Avustralya, Japonya ve hatta Hindistan gibi ülkelerle Amerika kurduğu askeri ittifaklarla, ilk hedefi Rusya'yı zayıflatmak ve sıkıştırmak ardından da Çin'i sınırlamak ve nihayet ciddi sorunlara yol açarak Çin'in gelişimini engellemek için düşmanca bir politika izlemeyi amaçlıyor. Zaten bu hasmane ve düşmanca politikaların sembolleri de tamamen günümüzde ortaya çıkarak gözler önüne serilmiştir.
Financial Times bununla ilgili bir analizde şöyle bir değerlendirmeye yer veriyor: "Çin açısından bakıldığında, ABD öncülüğünde yapılan ve oluşturulan askeri ittifaklar ve birlikler, Rusya için olduğu kadar Pekin'i de tehdit ediyor. Çin'in güvenliğini de hedef alıyor."
Her halükarda, Batı ne kadar Avustralya ve Japonya gibi bölge dışı ülkelerle askeri işbirliğini güçlendirmeye doğru ilerliyorsa ve NATO örgütü de Güney Kore gibi ülkeleri kendine çekme stratejisi izliyorsa, Çin ve Rusya arasındaki ilişkileri güçlendiriyor böylece Çin ve Rusya'nın Batı'ya karşı koymak için Doğulu bir askeri ittifak kurma iradesi de güçleniyor. Batı, Moskova ve Pekin'in güçlü bir NATO karşıtı strateji benimseme konusunda hala şüpheci olsa da, Çinli ve Rus yetkililer arasındaki son ve ardışık toplantılar, Batı'dan gelen tehdidin artan anlayışını ve stratejik işbirliğinin güçlendiğini gösteriyor.
Bu yüzden Çin'in Tayvan kışkırtması ve diğer bölgesel meselelerde Amerika'nın hasmane politikalarına karşı koyma çabaları da bu bağlamda değerlendirilmelidir./