Avrupa'nın aşırı sağın yükselişi ve terörizmin büyümesi konusundaki endişesi
Hali hazırda Avrupa'nın en önemli sorunlarından biri, bu kıtanın farklı ülkelerinde aşırı sağ hareketlerin ve partilerin genişleyerek etkinliğini arttırmasıdır. Bu bağlamda, İngiltere parlamentosunda bir komite, ülkede aşırı sağ terörizmdeki artıştan duyduğu endişeyi belirterek buna karşı çıkmak için yoğun çaba gösterilmesi çağrısında bulundu.
İngiltere Parlamentosu Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyeleri, MI5'in diğer terör türleri ile mücadele alanındaki diğer faaliyetlerini yavaşlatmak zorunda kaldığını ve diğer çalışmalarını genişletme gücünde olmadığını belirtti.
Siyasi, sosyal ve ekonomik memnuniyetsizliğin artması nedeniyle son yıllarda Avrupa'da yaygın bir fenomen haline gelen aşırı sağ ve terör saldırılarının sadece İngiltere'de yaygınlaşmadı. Bu konu Avrupalı yetkililerin önemli endişeleri haline gelmiştir nitekim farklı ülkelerin yetkilileri bu olayın yayılması hakkında uyarıda bulundular.
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Pfizer bu konuda uyarıda bulunarak, “Aşırı sağ, demokrasimiz için en büyük tehdit ve Almanya halkı için en büyük aşırılıkçı tehdittir.” Dedi.
Bu bağlamda siyasi açıdan bakıldığında, siyasi farklılıkların artması ve Avrupa ülkeleri vatandaşlarının yetkililerin çalışmalarından memnuniyetsizliği, aşırılığın tırmanması ve bu ülke vatandaşlarının sağcı kanat ve partilere yönelmesinin nedenleri arasında olduğu görülüyor. Nitekim Fransa'da, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda Le Pen'in oylarının üst üste üçüncü kez artması, Avrupa Birliği'nin en önemli güçlerinden birinde geleneksel sağcı ve milliyetçi düşünce tarzını destekleyenlerin artması alarmını çaldı.
Avrupa ülkelerinin yanlış ve müdahaleci politikaları ve bir çok zamanda Amerika’nın savaş yanlısı politikalarını izlemenin sonucu, farklı ülkelerden göçmen ve sığınmacıların varlığı ve bunların nasıl kabul edileceğine dair anlaşmazlıklar, Avrupa halkının ılımlı ve sol partilerden uzaklaşması ve sağ partilerin güçlenmesine sebep olan diğer denenlerdir.
Avrupa sınırlarının ardında kabul edilmeyi bekleyen bu sığınmacıların çoğu, bizzat Avrupa ve müttefiklerinin savaşçı ve müdahaleci politikaları nedeniyle yaşamları altı üst olan ve düzenleri bozulan sığınmacılar olarak şimdi en kötü sağlık ve sosyal şartlarda Avrupa ülkelerine girmeyi bekliyorlar. Genelde sağ partiler sığınmacıları kabul etmeme ve onlara karşı mücadele vaadinde bulunuyorlar, bu da Avrupa vatandaşlarının bir çoğunu isteğidir.
Kovid-19 salgını sonrası ekonomik koşulların bozulması, enflasyon ve işsizlikte artış, ekonomik büyümede düşüş, ayrıca, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın ardından bu ülkelerin çoğunda koşulların kötüleşmesi ayrıca Avrupa’nın Ukrayna’ya desteği sonucu yakıt fiyatlarını ve enflasyonun artması bir çok Avrupa vatandaşının öfkesine sebep olurken sosyal memnuniyetsizliği de yoğunlaştırmıştır. Birçok Avrupalı şimdi Ukrayna'ya desteğin sona ermesi ve savaşın bitmesi çağrısında bulunuyor.
Bu bağlamda bir açıklamada bulunan Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis konuyla ilgili şunları söyledi: Durum gerçekten çok zordur. Dünya ekonomisi için zor, Avrupa ekonomisi için zor, zira biz son 40 yılda Avrupa’da şahit olmadığımız bir enflasyonla karşı karşıyayız.
Bu şartlarda sağ partiler halkın sevdiği ve popülist sloganlarla kendi etki ve güçlerini artırmayı başardılar. Bu partilerin güçlenmesi tüm Avrupa ülkeleri için ciddi bir tehdittir. Bu partiler AB ve vahdet sürecini bozabilir ve bu ülkelerde sosyal çatlağı derinleştirebilirler.
Ayrıca aşırı sağcıların göçmenler özellikle de sığınmacılara karşı şiddet eylemlerindeki artış, artan toplumsal protestolar ve toplumdaki uçurumun derinleşmesi, Avrupa’da terörist grupların faaliyetini kolaylaştıracak ciddi bir tehlike çanı gibidir.
Aslında Fransa seçimlerinde yaşandığı gibi Avrupa ülkelerinde iktidar erkanlarında aşırı sağ partilerin artan varlığı, sadece milliyetçi ve Avrupa entegrasyon politikalarına karşı eylemleri arttırmakla kalmıyor üstelik AB yolunu bile değiştirebilir.
Gerçi İngiliz milletvekilleri bu partilerin büyümesi hakkında uyarıda bulundular fakat tehlikenin çok ciddi olduğu ve Avrupa yetkililerinin gafletinin birleşik Avrupa’nın geleceğini tehdit ettiği anlaşılıyor./