Ağustos 12, 2022 08:27 Europe/Istanbul
  • Amerika'da demokrasinin durumu ile ilgili uyarılar

ABD başkanı Joe Biden geçen hafta başkanlığının en yoğun günlerinden birinde iki saate yakın Amerika'nın içinde ve dışında demokrasinin vahim durumu ile ilgili konuşan üniversiteliler ile görüştü. 4 Ağustos sohbetinde tarihçiler, modern tarihin demokratik yönetim için en tehlikeli zamanlarından biri olarak günümüzü gösterdiler.

Üniversiteliler ve tarihçiler Amerika'nın karşı karşıya olduğu tehdidi, ülkenin İç Savaş öncesindeki tehdidiyle ve İkinci Dünya Savaşı'ndan önceki faşizm yanlısı hareketlerin tehdidi ile karşılaştırdılar. Bu tarihçiler, 6 Ocak'ta ABD Başkenti'ne yapılan saldırı, bazı Cumhuriyetçilerin, özellikle de eski ABD Başkanı Donald Trump'ın 2020 seçimlerinin sonuçlarını inkar etmeye devam etmesi ve seçim inkarcılarının adayı olma çabaları gibi hususlara ve gelişmelere dikkat çekti.

Bu, Amerikan demokrasisinin kasvetli görünümü hakkında ilk kez ciddi uyarı sayılmaz. Temelde bu ülkede son birkaç yılda yaşanan gelişmelerin, yani Kasım 2020'de başkanlık seçimlerinin yapılması ve sonrasında yaşananların sonucu Amerika'da demokrasinin var olduğu hayali fikri tamamen sorgulanmaya başlandı. 

 Dönemin başkanı ve bu seçimde Cumhuriyetçilerin adayı olan Donald Trump, demokrasinin en bariz sembollerinden biri olarak, oy kullanma şekli ve seçim oylarının gerçekliği de dahil olmak üzere seçim sürecini ve doğruluğunu defalarca sorgulamıştır. Demokrat rakibi Joe Biden'a karşı seçim kampanyası sırasında ve son olarak Amerikan seçimlerindeki yenilgiden sonra, sadece sonucu sorgulamakla kalmadı, yürütme organının başı olarak, Amerika Birleşik Devletleri'nde demokrasinin varlığını, açık yalan olarak nitelendirdi. 

Bir sonraki aşamada Trump, taraftarlarını 6 Ocak 2021'de ABD Kongresi'ne saldırmaya teşvik ederek aslında ABD'de bir tür darbeyi hedeflemiş ve birçok analiste göre bazı gelişmekte olan ya da bazı gelişmemiş olan ülkelerde demokrasi durumuna benzer bir durum yaratmıştır.  Donald Trump bu seçimde Amerikan seçim sistemini yozlaşmış ve yaygın bir sahtekarlık olarak adlandırarak eşi görülmemiş bir siyasi krize neden oldu.

 

Başta hükümet belgelerini imha edip ABD Ulusal Arşivlerine teslim etmemek kapsamındaki Trump'a yönelik birçok suçlama nedeniyle ABD Federal Polisi (FBA), ABD tarihinde ilk kez bir ABD başkanının evini aradı ve onun Florida'daki kişisel villasını aradı.  Bu arama ise bazı Cumhuriyetçiler de dahil olmak üzere destekçilerinin tepkisine yol açtı.

 

Trump'ın baskın olarak tanımladığı federal memurlar tarafından evinin arandığını açıklamasının ardından aşırı sağda sanal sayfalarda ABD'nin her köşesinde silaha sarılma tehditleri ve talepleri arttı. Bu sert tepkiler arasında federal ajanlara yönelik tehditler ve hatta Amerika'nın Başsavcısı Merrick Garland'a suikast bile yer alıyor. "Christopher Ray" FBI yöneticisi olarak  federal polis memurları tarafından Trump'ın evinin aranmasının ardından kolluk kuvvetlerine yönelik tehditleri tehlikeli olarak nitelendirdi. 

Amerika Birleşik Devletleri'nde demokrasinin temellerini sorgulayan bir diğer konu, özellikle azınlıklar ve beyaz olmayanlar için oy hakkının mümkün olduğunca sınırlandırılmaya çalışılmasıdır.Siyahiler ve Latinler gibi ırksal azınlıklar için bu durum bir yüzleşme arenası haline gelmiştir.  Son bir buçuk yılda Cumhuriyetçi milletvekilleri, oy kısıtlama yasa tasarısının onaylanmasını gündemlerine aldılar ve Teksas gibi birçok eyaletin eyalet meclislerinde istedikleri yasa tasarısını geçirmeyi başardılar. ABD Başkanı Joe Biden, bu yasayı bariz bir ihlal olarak nitelendirdi ve insanların Amerika'da oy kullanma hakkını ve serbest seçimleri bastırma girişimi olarak değerlendirdi.

 Amerika şimdiye kadar dünyadaki liberal demokrasi sisteminin lideri olduğunu iddia ettiyse de, son birkaç yıldaki gelişmeler bu ülkedeki demokrasinin ne kadar zor ve tehdit altında olduğunu gösteriyor. Bu konu öyle bir noktaya geldi ki Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı "Kamala Harris" de bu konuda bir tehlike duyduğunu ilan etti. Harris, Aralık 2021 sonunda verdiği bir röportajda Amerika için en büyük ulusal güvenlik riski nedir sorusuna yanıt olarak şunları söyledi: Amerika'da demokrasinin zayıf hali ülke için bir güvenlik tehdididir.

Etiketler