ABD'nin BM ev sahipliği hususundaki taahhütlerini yerine getirme zorunluluğu
Rusya dışişleri bakanı Sergei Lavrov yaptığı röportajda Amerika ve BM genel sekreteri Antonio Guterres'ten tüm ülkelerin temsilcilerinin BM Genel Kurulu oturumuna katılma imkanını sağlama taahhütlerini yerine getirmelerini istedi.
Lavrov Amerika'nın Rusya'nın BM Genel Kurulu'na katılacak heyeti için hala vize vermediğini hatırlatarak " BM Genel Sekreteri tüm heyetlerin katılımını garanti altına almakla mükelleftir. BM Genel Sekreteri tüm heyetlerin BM Genel Kurulu dahil tüm BM etkinliklerine ve toplantılarına katılımından emin olmalı. " diye konuştu.
Rusya'nın Amerika'daki büyükelçisi Vasiliy Nebenzia ise geçen hafta Guterres'ten ABD hükümetine Rus heyeti ve muhabirler grubu için vize vermesi amacıyla talepte bulunmasını istedi.
Unutulmamalıdır ki ABD New York'ta BM ev sahipliğindeki hizmetler ve etkinliklere katılmak isteyen farklı ülkelerin makamları ve çalışanları başta da vize vermelerinde sorun yaratmıştır. Bu hususta her türlü kısıtlamanın hayata geçirildiği özellikle de ABD rakibi ve muhalifi sayılan ülkelerin makamlarının BM etkinliklerine katılmalarını engellemek için çalışıldığı görülmektedir.
Bu durum ise birçok kez Rusya, İran, Küba ve Venezuela gibi ülkeler tarafından itiraz konusu olmuştur. Bu ülkeler defalarca makamlarını ve diplomatlarını yıllık genel kurullara bile zorlukla gönderebilmiş veya kısıtlamalar sonucu bundan vaz geçmek zorunda kalmışlardır.
Eylül 2021'de İran, Rusya, Küba, Venezuela ve Nikaraguay temsilcileri yazdıkları ortak bir mektupta BM Genel Sekreteri'ne hitaben BM ana üssü ile ilgili 1947 anlaşmasının Amerika tarafından ihlal edilmesine itirazlarını bildirip bu durumun hakemliğe ve tahkim kuruluna gönderilmesini istediler. Bu mektupta Amerika'nın ev sahibi ülke olarak hala BM etkinliklerine katılmak isteyen 6 ülkenin temsilcilerine vize vermediği zamanında bunu yapmadığı ve temsilciler için ciddi kısıtlamalar getirdiği de belirtildi.
Amerika Birleşik Devletleri, Birleşmiş Milletler'in ana merkezine ev sahipliği yapması nedeniyle Washington'un politikalarına karşı çıkan ülkelerin diplomatlarının ve üst düzey yetkililerinin varlığını her zaman engellemiştir ve azami sorunlar çıkarmaya çalışmıştır. Özellikle de Donald Trump başkanlığı döneminde bu ülkelerin diplomatları ve makamlarına karşı durumu daha da zorlaştırma süreci şiddetlendi ve geliş gidişler iyice kısıtlanmış oldu. Washington tarafından alınan bu tedbirlerin amacı, bu ülkelere yönelik baskıyı yoğunlaştırmanın yanı sıra, diplomatlarının mevcudiyetini engellemek ve bu ülkelerin yerleşik temsilcilerine görevlerini yerine getirmelerini engellemek için çeşitli kısıtlamalar getirmektir. Siyaset uzmanı Mohammad Reza Merendi, Amerika'nın engellemelerine atıfta bulunarak şöyle diyor: " Bu kısıtlamalar Amerika'nın Birleşmiş Milletler konusunda vermiş olduğu taahhütlere aykırıdır halbuki Birleşmiş Milletler Amerika'nın tekelinde değil, sadece merkezi mekanı oradadır. "
Daha önce, Trump yönetiminin İranlı diplomatlara karşı düşmanca yaklaşımı ve İran'ın Birleşmiş Milletler'de daimi temsilciliğine yönelik kısıtlamaları ayrıca Rus diplomatların Birleşmiş Milletler etkinliklerine katılmak için ABD'ye girmesi alanında çeşitli engeller oluşturması nedeniyle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 18 Aralık 2019'da oybirliğiyle alınan bir kararla, Rus diplomatlara vize verilmemesini kınamanın yanı sıra, Washington hükümetinden İranlı diplomatların girişine yönelik kısıtlamaları sona erdirmesini istedi.
Birleşmiş Milletler ile ev sahibi ülke olarak Amerika Birleşik Devletleri arasındaki 1947 tarihli anlaşmaya göre, bu ülke Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin yetkililerinin bu örgütün etkinliklerine katılmaları için seyahatlerine herhangi bir engel oluşturmamalıdır. Birleşmiş Milletler genel merkezinden temsilci ülkelerin merkez ofislerine ve tam tersi seyahat rotalarında gereken kolaylıklar sağlanmalıdır. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kınamalarından da yola çıkarak Washington'un ülkelerin yetkilileri ve diplomatlarına kısıtlamalar getirme konusundaki baskıya dayalı yaklaşımının tüm ülkeler tarafından kabul edilemez olduğu söylenbilir. Bu karara ve tekrarlanan protestolara rağmen ABD hükümetinin bu konudaki yaklaşımı devam etmiştir. Biden yönetiminde bile bu durum gözlemlenmektedir. Ayrıca Washington şimdiye kadar Larov ve beraberindeki heyetin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun yıllık toplantısına katılması için vize vermeyi reddetti.