Ekim 03, 2022 07:35 Europe/Istanbul
  • Amerika'nın Ukrayna'nın NATO üyeliğine olumsuz yaklaşımı

ABD ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, ABD'nin NATO konusunda "açık kapı" politikasına bağlı olduğunu, ancak şu anda Ukrayna'nın bu askeri örgüte üyelik başvurusunu değerlendirmek için doğru zaman olmadığını söyledi.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi de Ukrayna'nın NATO üyeliğini açıkça desteklemeyi reddetti ve sadece Kiev'e güvenlik garantisi verilmesiyle yetindi. Pelosi, "Ukrayna'da demokrasiye çok bağlıyız. Bu savaş kazanılmalı ama ben Ukrayna'nın bir güvenlik garantisi olmasını istiyorum." dedi.
Cuma günü, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky, Ukrayna'nın 4 bölgesinin Rusya'ya ilhakının resmileştirilmesinin ardından Ukrayna'nın NATO üyeliğinin hızlandırılması çağrısında bulundu. Zelensky, Ukrayna'nın NATO üyelik başvurusunu imzalamanın ardından, " NATO kriterlerine uyumluluğumuzu zaten kanıtladık. Ukrayna'nın hızla NATO'ya katılma talebini imzalayarak kararlı bir adım atıyoruz" diye konuştu ve Kiev'in artık NATO'nun "aktif" bir müttefiki olduğunu iddia ederek bu askeri örgüte üyelik sürecini "hızlandırmayı" talep etti.
Ukrayna'nın NATO üyeliği konusu Avrupalı ve Amerikalı NATO üyesi liderler tarafından gündeme getirildi, böylece Ukrayna yetkililerinin bu konuyu ciddiyetle takip etmelerine sebep oldu. NATO'nun doğuya doğru genişleme politikası doğrultusunda 2008 yılında Bükreş Zirvesi'nde NATO üye devletlerinin başkanları Rusya'ya yakın yabancı alanda iki ülke olan Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO'ya katılma kararlarını açıkladılar. O zamandan beri bu konu, özellikle Ukrayna'nın NATO üyeliği, Rusya ile NATO arasında anlaşmazlık ve gerilim konularından biri haline geldi.
Gerçi Ukrayna, ülkenin Batı yanlısı cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko'nun başkanlığı sırasında NATO üyeliğini şiddetle takip ediyordu fakat Ukrayna'nın Rusya yanlısı cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'in göreve başlamasıyla bu konu askıya alındı. Ancak 2014 olayları ve Yanukoviç'in görevden alınması ve Ukrayna'da yeniden Batı yanlısı bir hükümetin kurulmasının ardından bu ülkenin NATO üyeliği konusu tekrar gündeme geldi.
Ukrayna liderlerinin bakış açısından, bunun gerçekleşmesi Ukrayna'nın Batı bloğuna entegrasyonu yolunda önemli bir adım anlamına geliyordu ve aynı zamanda, özellikle Rusya'dan gelen dış tehditlere karşı önemli bir güvenlik garantisiydi. 
Batılıların Ukrayna'ya NATO üyeliği konusunda sayısız vaatlerine ve hatta son yıllarda bu alanda pratik adımlar atması için çağrıda bulunmalarına rağmen, NATO üyeleri arasında bu konuda pratikte bir fikir birliği yoktur.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg geçtiğimiz günlerde Ukrayna'nın NATO üyeliğinin bu ittifakın tüm 30 üyesinin onayını gerektirdiğini vurguladı. Jens Stoltenberg Ukrayna'ya "kararlı" ve "kesin" destek sözü verdiğini iddia etse bile, bunun NATO'yu Rusya ile olan çatışmanın taraflarından biri yapmadığını da vurguladı.
Son 30 yılda, NATO ve Amerika, Rusya'yı kuşatmaya yönelik sürekli genişleme sürecini izlediler. Esasında Ukrayna'daki savaşın ana nedenlerinden biri de, Batı eğilimli Kiev hükümetinin NATO'ya katılmak için ısrar etmesiydi. 
Halbuki Rusya bunu defalarca ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit olarak ilan ederek, Aralık 2021'de NATO ve Amerika'ya teklifler sunarak bu süreci durdurmak ve aynı zamanda NATO güçlerinin 1997 sınırlarına, yani Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinin bu askeri örgüte üyeliğinden önceki sınırlara geri dönmesini istedi. 
Aslında bu, Moskova'nın Batı'ya son ültimatomuydu ve NATO ve Amerika'nın dikkati ve hatta saldırgan duruşuyla, Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Batı'nın düşündüğü senaryoların gerçekleşmesini engellemek için Ukrayna'ya saldırmasına zemin hazırlandı. Şimdi, Ukrayna'daki savaşın sekizinci ayında ve bu ülkeye verilen ciddi insani ve maddi hasar ve Washington'ın ve Almanya gibi bazı Avrupalı NATO üyelerinin Kiev'in NATO'ya üyelik talebine verdiği olumsuz yanıt, Amerika ve NATO'nun vaatleri ve Rusya ile yüzleşmenin kadar yanlış olduğunu gösteriyor./

Etiketler