Tesettürlü Fransız kızlarının okullarda başörtülü olma çabaları
Fransız kızlarının ve kadınların tesettürlü olmasını engellemek için çeşitli kurallar ve kısıtlamalar getirilmesi nedeniyle, başörtülü Fransız kızlar, sorunlarına çeşitli şekillerde çözüm bulmaya çalışmaktadır. Bunların arasında Tik Tok sosyal ağında paylaşımlar yayınlayarak diğer kızları dini kıyafetler giymeye ve hatta eğitim kurumlarında gizlice namaz okumaya teşvik ediyorlar. Erkekler de genç Müslüman kızların Tik Tok'taki bu eylemini destekliyor ve teşvik ediyor.
Başörtülü Müslüman kızların bu davranışları Fransız yetkililerin tepkisine neden oldu. Bunlar arasında, Fransa Eğitim Bakanı Papa Andiaye Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Fransa okullarında 2004 yılındaki laiklik yasasının ihlal edildiğine ilişkin haberlerin öğretim yılının başından bu yana arttığını duyurdu. 2022'nin ilk altı ayında bu yasanın 241 kez ihlal edildiğini belirtti.
Fransa eğitim bakanı Pape Andiaye, 2004 yılındaki laiklik yasasının ihlallerinin çoğunun, giderek artan abaya benzer giysilerin giyilmesi ile gerçekleştirildiğini söyledi.
Bu eğilimin önüne geçilmesi için eğitim kurumlarının yöneticilerine önerilerde bulunulurken, genç Müslüman kızlar bu yasayı görmezden gelmeyi daha da teşvik etmek için Tik Tok sosyal ağını kullanıyor.
IFOP anketine göre, 30 yaşın altındaki öğretmenlerin yüzde 57'si öğrenciler arasında başörtüsü takmayı destekliyor. Toplamda, öğretmenlerin yüzde 36'sı okullarda başörtüsü takan öğrencilerle ilgili bir sorun yaşamıyor. Müslüman kadın ve kız çocuklarına başörtüsü takmamaları için her türlü baskının yapılması ve uygulanması, Birleşmiş Milletler insan hakları kuruluşunun olumsuz tepkisiyle de karşılaşmıştır.
Ağustos 2022'de Cenevre'deki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, Fransa'daki bir lisede düzenlenen yetişkin eğitimi kursunda bir kadının başörtüsü takmasını yasaklayarak Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'ni ihlal ettiğini açıkladı. Birleşmiş Milletler'in Fransa'da Müslüman kadınların başörtüsü takma haklarına ilişkin bildirisi ve bu açıklaması, aslında Fransız makamlarının bu ülkede vatandaşların özgürlük ve eşit haklara sahip olduğu yönündeki iddialarını geçersiz kılıyor ve yalan iddialarını gözler önüne seriyor.
Avrupa'nın en büyük Müslüman azınlığına ev sahipliği yapan Fransa'da uzun süredir Müslüman kız ve kadınları, giyimleri nedeniyle eğitim yasağı da dahil olmak üzere her türlü baskıya, kısıtlamaya ve engellemelere maruz kalıyor. Fransa'da İslam karşıtlığı ve Müslümanlara yönelik yoğunlaşan baskılar son yıllarda yoğunlaşmış ve hükümet de bunu görmezden gelmiş ve hatta bu süreci desteklemiştir.
Fransa'nın merkez sağ cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un cumhurbaşkanlığı döneminde, bu kısıtlamalar, Müslümanlara ve İslam merkezlerine karşı çok sayıda yasanın çıkması ile beraber iyice arttır, bu durum da Müslümanların bu ülkede yaşamasını zorlaştırdı. Macron'un yaklaşımı ve eylemleri, toplumdaki din ve dini tezahürlere karşı aktif bir mücadele çağrısında bulunan agresif laikliğe dayanmaktadır. Temelde Macron İslam'a karşı olumlu bir görüşe sahip değildir ve bu bağlamda İslam karşıtlığı ve İslam'ın ve Hz. Muhammed'e -saa- karşı yaklaşım da Fransa'da hükümetin desteği ile körüklenmiştir. Fransa hükümeti İslam Peygamberi'nin şahsiyetine hakareti savunmaktan, hakaret içeren karikatürler yayınlamayı hak olarak tanımaktan Müslümanları Fransa'dan kovmaya, camileri ve İslam merkezlerini kapatmaya kadar ve elbette İslam'ı zayıflatmayı amaçlayan laikliği güçlendirmek için bir yasa tasarısı sunmaya kadar bu devam ettirmektedir. Ayrıca Macron'un cumhurbaşkanlığı döneminde Müslüman kadın ve kız çocuklarına başörtüsü takmalarını engellemeye yönelik baskılar da arttı.
İslami İnsan Hakları Komisyonu başkanı Mesut Şecere ise şöyle diyor: "Macron açıkça İslam'a saldırdı ve İslam'ın krizde olduğunu ileri sürdü ancak Fransa'nın ve Avrupalı politikacıların politikalarının krizde olduğunu anlamadı."/