ABD'nin son dönemdeki huzursuzluklar bahanesiyle İran'a karşı yeni yaptırımları
Washington'un İran'ın iç işlerine müdahalesinin devamında, ABD Hazine Bakanlığı Perşembe günü İran İçişleri Bakanı Ahmet Vahidi ve İletişim Bakanı İsa Zerripur da dahil olmak üzere bazı İranlı yetkilileri yaptırım listesine aldı.
ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi'nden (OFEC) yapılan açıklamaya göre, İran İslam Cumhuriyeti'nin yedi üst düzey yetkilisinin isimleri yaptırım listesine dahil edildi ve bu kişilere protestoları bastırma ve İranlıların internete erişimini kesmedeki rolleri nedeniyle yaptırım uygulandığı iddia edildi.
İran halkını desteklemek bahanesiyle uygulamaya konan yeni ABD yaptırımları, sadece bağımsız bir ülkenin içişlerine uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'ne tamamen aykırı olan açık bir müdahaleden ibaret değil; aynı zamanda, Washington'un İran milletine karşı dürüst olmayan yaklaşımının bir başka işaretidir. ABD Hazine Bakanlığı, yeni yaptırımların ABD'nin barışçıl toplanma ve serbest bilgi alışverişini destekleme taahhüdünü gösterdiğini iddia etti. Ocak 2021'de ABD Kongresi'ne yapılan saldırıyla ilgili olaylara bakıldığında bu iddianın aksine rastlamak mümkün.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan bu konuda şöyle diyor: Unutmayalım ki Amerika'nın iç olayları ve Kongre'nin işgali sırasında uzun bir süre internet kesildi ve hatta Amerika Başkanı'nın sanal kişisel sayfaları bile ulusal güvenlik gerekçesi ile kapatıldı.
ABD'nin bu tutumları, Biden yönetiminin İran'a yönelik diplomasi iddiasında bulunduğu bir sırada gündeme geldi ve Tahran'la mesajlaşıp doğrudan müzakerelerde ısrar ederken aynı zamanda İran'ın iç işlerine müdahale ediyor ve isyancıları cesaretlendirmeye çalışıyor.
Amerika son günlerdeki kaoslara destek verdiğini iddia edip sanal ortama erişimin azaltılmasına karşı olduğunu vurgularken, son birkaç on yılda İran'a yönelik yaklaşımına ve performansına bakıldığında, Washington'un İran milletine karşı derin düşmanlığının tam işaretleri görülüyor. İran, 40 yılı aşkın bir süredir tek taraflı ABD yaptırımları altında. Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlığı döneminde BERCAM Nükleer Anlaşmasından çekilmesi ve azami baskı kampanyasının başlatılmasının ardından İran karşıtı yaptırımların uygulanması, yeni ve eşi görülmemiş boyutlar kazandı. Washington, İran'ın ABD'nin mantıksız ve yasadışı taleplerine boyun eğmesi umuduyla İran halkına karşı en ağır yaptırımları uyguladı ve Biden yönetimine göre elbette yenilgiye uğradı ve başarısız oldu. Amerika'nın mevcut başkanı Joe Biden, göreve geldiğinden beri önceki sloganlarına rağmen azami baskı kampanyasını sürdürüyor ve zaman zaman çeşitli bahanelerle İran'a yeni yaptırımlar ilan ediyor. Bir diğer konu ise Amerikan hükümetinin İran halkına sempati duyduğunu ve desteklediğini iddia etmesi gerçeklerle çelişiyor. Korona virüsü salgını ve Covid-19 hastalığı ve İran'ın bu ölümcül hastalıkla başa çıkmak için ilaç ve tıbbi malzemeye olan ciddi ihtiyacı sırasında bile ABD, İran halkına yardım etmeyi engelledi ve bu maddelerin İran'a gönderilmesinin yasaklanmadığı iddiasına rağmen, uygulamada ikincil yaptırımlar uygulanarak şirket ve bankaların İran ile etkileşimi engellendi.
Şimdi bile ABD Başkanı Joe Biden'ın ileri sürdüğü ve Amerika'nın İran halkının yanında olduğunu söylediği iddiası yalandan başka bir şey değil. Bu kez yaptırımların bahanesi, Mehsa Emini'nin ölümü bahanesiyle İran'ın farklı yerlerinde isyanları ve isyancıları desteklemektir. Amerika Tahran'a yeni yaptırımlar getirerek İran'ın içişlerine açıktan müdahale etme hedefi ile İran İslam Cumhuriyeti'ni zayıflatmak istiyor. Ancak İran'ın son kırk yılda ABD komplolarına karşı direnişi ve duruşu, Washington'un İran'a yönelik yıkıcı yaklaşımlarının etkisizliğinin bir göstergesidir.