Rusya'nın izole edilmesi; Batı'nın politikalarının fiyaskoyla sonuçlanması
(last modified Mon, 10 Oct 2022 16:02:31 GMT )
Ekim 10, 2022 19:02 Europe/Istanbul
  • Rusya'nın izole edilmesi; Batı'nın politikalarının fiyaskoyla sonuçlanması

Avrupa'da ekonomik durum ve güvenlik şartlarının kötüleşmesinin ardından Avrupa'nın dış politika ve güvenliği konusunda özellikle Rusya ile ilişki bağlamında anlaşmazlıklar şiddet kazanmıştır.

Avrupalı yetkililer, Rusya'yı izole etmekten söz ederken, bu kıtanın kimi siyasetçileri, Rusya ile ilişkilerin tamamen kesilmesi konusunda uyarıda bulunmaktalar. Nitekim Almanya'nın eski Başbakanı Angela Merkel, Avrupa'da sürdürülebilir barışın sağlanmasının ancak Moskova'nın işbirliği ile mümkün olduğunu söyledi.

Rusya ile Ukrayna arasında savaşın Kiev'in NATO'ya üyelik ısrarının ardından başlamasından sonra, Avrupalılar, Ukrayna'ya destek vererek, bu savaşa dahil olup, Moskova'ya karşı ağır yaptırım ve kısıtlama kararları alarak uygulamaya koydular. Aslında AB üyeleri, Rusya'ya karşı çeşitli yaptırım paketlerini de hazırlayarak, Rus petrol ve doğalgaz sektörü dahil bu ülkeye yönelik çeşitli yaptırımları uyguladılar.  Bu yaptırımlar, Rusya ekonomisine zarar vermekten ziyade ters tepmiş ve mevcut durumda görüldüğü gibi AB üyelerinin ekonomisine ciddi biçimde zarar vermiştir. Gelinen aşamada Avrupa'da birçok ülkede ekonomik şartları, krize boyutuna ulaşarak kötüleşmiş ve bu ülkelerin vatandaşlarının tepki ve itirazları ile birlikte protesto gösterileri giderek artmakta.

İngiltere, Fransa ve Almanya'da işçi sendikalarının itirazlarının tırmanması ve önümüzdeki kış aylarında yakıt sıkıntısının patlak vermesi konusunda peş peşe gelen uyarılar, bu doğrultuda değerlendirilebilir. Geçtiğimiz günlerde, Almanya'da yüzlerce kişi parlamento önünde toplanarak, bu ülke dahil Avrupa'nın Rusya'ya karşı yaptırımlarının kaldırılmasını istediler.

Avusturya'nın başkenti Viyana'da da eylem yapanlar, fiyatların düşürülmesi ve Rusya'ya karşı yaptırımların iptal edilmesi ve Moskova ile dostluk yapılması çağrısında bulundular.

Fakat Avrupa ülkelerinin karşı karşıya kaldığı krizlere rağmen bu ülkeler, Ukrayna'ya silah ve para yardımında bulunmaya devam etmekle savaşı daha da alevlendirerek Rusya'ya baskı yapmaktalar. Bu durum, Moskova yetkililerinin Batılı ülkelerin Ukrayna'ya silah tedariki yapmalarının savaşın uzamasına yol açtığı konusunda ikazda bulunmalarına  neden olmuştur.

Avrupa'da Batı'nın müdahalelerinin artmasıyla, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, nükleer silahların kullanılabileceği konusunda uyarıda bulunarak, Rusya'nın toprak bütünlüğünün tehdide maruz kalması halinde, Rusya'yı korumak için Moskova'nın "eldeki tüm araçları" kullanacağını belirtmiştir.

Ukrayna'da nükleer silah kullanma ihtimali, Batı için ciddi bir konu haline dönüşmüştür öyleki bazı Batılı yetkililer, Putin'in uyarılarını ciddiye almak gerektiğini ifade etmiştir.

Nitekim eski Almanya başbakanı Angela Merkel, Rusya Devlet Başkan Putin sözlerine işaretle dünyanın, siyasi akıl işareti olan Putin'in sözlerini,  düşünmeden bir blöf olarak görüp reddetmemesi gerektiğini kaydett.

Avrupa ile Rusya arasındaki gerilim, Dontesk, Lugansk, Herson ve Zaporjiya'nın referandum sonrası Rusya'ya bağlanmasından sonra daha da artmıştır. ABD ve Batılı yetkililer, Rusya'nın bu girişimi karşısında durup, Moskova'ya karşı yeni yaptırımlar uygulamıştır. Oysa Avrupalı yetkililer, kıtanın geleceği konusunda endişeliler. Nitekim Macaristan Cumhurbaşkanı gibi bazı Avrupalı yetkililer, Rusya karşısında Avrupa'nın politikalarına uymamak gerektiğinden söz ederek, Rusya'ya karşı yaptırımların, tüm Avrupa ülkelerini etkilediğini, çünkü fiyatlar ve enflasyonun artmakta olduğunu söyledi.

Sonuç olarak, Rusya'sız Avrupa'da düzenin yeniden tanımlanması gayri mümkün olmasa da oldukça zor olacaktır./