Pars Today

Rusya cumhurbaşkanı Vladimir Putin Perşembe günü yaptığı konuşmada Batı düzenini eleştirerek Batı'nın General Süleymani'yi katlettiğini halbuki onun bir ülkenin resmi makamı olduğunu vurguladı. Putin ayrıca Batı'nın bunu inkar bile etmediğini bununla övünmesini de eleştirdi.

Putin batıyı kastederek, "İran generali Süleymani'yi öldürdüler. Süleymani'ye istediğiniz gibi davranabilirsiniz; Başka bir ülkenin resmisi olsa da istediğiniz gibi davranabilirsiniz. Hem de onu üçüncü bir ülkenin topraklarında öldürdüler ve 'Evet, onu biz öldürdük' dediler. Bu nedir? Nerede yaşıyoruz acaba?" dedi. 
Putin'in Korgeneral Şehit Süleymani'nin kalleşçe ve yasadışı bir şekilde şehit edilmesine yönelik bu sert eleştirisi, aslında, ABD de dahil olmak üzere Batı'nın, aynı doğrultuda herhangi bir eylemde bulunan Batı yönelimli uluslararası düzene yönelik genel eleştirisiyle ilgilidir. Batı ve ABD’nin başını çektiği emperyalizm düzeni, çıkarları doğrultusunda hareket ederek yasalara saygısı da kalmamıştır. Uluslararası kurallar, BM Şartı ve uluslararası hukuk da dahil olmak üzere tüm mümkün ilkeler ve kurallar ihlal edilmektedir.
 Bu bağlamda Putin, sözde "hukuka dayalı düzen" olarak bilinen Batı'nın liderliğindeki dünya düzenine işaret ederek, "Bu dünya kanunlarını kimin hazırladığını kimse bilmiyor ve mevcut tek kanun, güçlerin ne isterlerse yapabileceğidir."dedi. Unutulmamalıdır ki dönemin Amerika Başkanı Donald Trump, General Süleymani ve arkadaşlarına yönelik suikast talimatını vermişti. Bu bağlamda Irak Halk Seferberlik Güçleri Başkan vekili Ebu Mehdi Mühendis de Şehit Süleymani’nin 8 arkadaşıyla birlikte 3 Ocak 2020 Cuma sabahı erken saatlerde Amerikan saldırgan ve terörist güçlerinin saldırısı sonucu Bağdat havalimanı yakınlarındaki hava saldırısında şehit oldular. 
Amerika'nın bu suç eyleminin mazereti, General Süleymani'nin Irak'a Amerikalılara ve üslerine saldırı planlamak amacıyla girdiği ve Amerikan hava saldırısının da önleyici tedbir kapsamında olduğu iddiasıdır.
Fakat üst düzey Iraklı yetkililer bu iddiayı yalanladı. 5 Ocak 2020'de Irak'ın geçici Başbakanı Adil Abdülmehdi, parlamento oturumunda General Süleymani’nin İran'ın mesajını Suudi Arabistan'a iletmek için Bağdat'a geldiğini duyurdu. Bu sayede Washington'un iddiasının asılsızlığı tamamen ortaya çıkıyor. Aslında Trump yönetimi, 2018'den beri General Süleymani'ye terör saldırı düzenlemeyi planlıyordu ve bu eylem için uygun bir fırsat peşindeydi. Trump'ın askeri ve güvenlik danışmanları açısından, General Süleymani ve Ebu Mehdi El-Mühendis'in, iki kilit İranlı ve Iraklı komutan olarak, IŞİD'e karşı mücadelede önemli bir rol oynayan ve aynı zamanda Amerika'nın Batı Asya'daki hedeflerini gerçekleştirmesinin önünde ciddi engeller oluşturan iki önemli hedef olarak bir arada olması, ABD için kaçırılmaması gereken bir fırsattı.
 Amerika'nın bu eylemi uluslararası tepkileri ve kınamaları beraberinde getirdi. "Agnes Callamard", İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ofisinde Birleşmiş Milletler'in yasadışı ve keyfi suikastlar alanında özel raportörü olarak, geçen yıl ABD'nin suikastını yasa dışı olarak değerlendirdi. General Kasım Süleymani’ye suikast düzenlenmesinin nedeninin geçerli olmadığını, ABD’nin bu iddiası için geçerli delil sağlayamadığını raporunda vurguladı. Callamard bu bağlamda şunları yazdı: "ABD'nin General Süleymaniye yönelik insansız hava aracı saldırısını haklı çıkarma gerekçesi kesin ve yakın bir tehdide dair herhangi bir kanıttan yoksundu. [İranlı] bir hükümet yetkilisi olan General Süleymani olayında, Amerikan güçleri tarafından "gereklilik" ve "orantılık" olmak üzere iki kriter karşılanmadı. Bu uluslararası insan hakları standartlarına aykırı bir eylemdi”. 
Böylece BM yetkilisi bile, bu eylemin gerekliliği ve tehdide karşı olduğu hususlarını sorguladı./