Fransa’nın kargaşalara karşı çelişkili tutumu
(last modified Mon, 09 Jan 2023 05:16:52 GMT )
Ocak 09, 2023 07:16 Europe/Istanbul
  • Fransa’nın kargaşalara karşı çelişkili tutumu

Fransa'nın başkentinde polis, aşırı sağcı "Paris Pride" hareketinin Cumartesi günkü meşale taşıma törenini yasadışı ve kamu düzeni için büyük bir tehdit olarak ilan etti.

Fransız basınındaki haberlere göre, sarı yelekliler, Paris, Strazburg ve Angers'te hükümetin 10 Ocak’ta içeriğini açıklayacağı emeklilik reformu, yükselen enerji fiyatları ve enflasyona karşı gösteri düzenledi. Sosyal medyaya yansıyan görüntülerde, polisin, Paris'teki gösterinin başında sarı yeleklilerin kortejinin ilerlemesine izin vermediği ve daha sonra göstericilere biber gazıyla müdahale ettiği yer alıyor. 2018 yılında akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlara derin bir tepki olarak ortaya çıkan Sarı Yelekliler hareketi, daha fazla sosyal adalet için kampanyasını sürdürmek üzere yeniden sokaklara çıkmayı planladığını açıkladı.
Fransa'nın başkenti Paris'teki protestolar bağlamında önemli olan konu, Fransız polisinin bir kolluk gücü olarak aşırı sağcı hareket "Paris Pride" yürüyüşüne toplum düzenine yönelik gerçek tehdidi nedeniyle açık bir şekilde karşı çıkmasıdır.
Fransa, diğer Batılı ülkelerle birlikte İran'da son dönemde yaşanan olayları defalarca kınadı ve İran ekonomisine ve toplumuna büyük zararlar veren bu olayların devam etmesini istedi. Bu konu, Batı'nın terör ve insan hakları gibi önemli konulara ikili yaklaşımını bir kez daha göstermiştir. Avrupa ve Amerika'da ayaklanma ve karışıklıklar suç olarak kabul edilirken, isyancıların bastırılması da Fransa dahil Batılı hükümetlerin tam desteğini alıyor. Ancak son aylarda İran'da kargaşaların yaşanması ardından Batılı liderler ve yetkililer, Fransızlar da dahil olmak üzere tamamen çelişkili bir yaklaşımla kargaşaları tam desteklediler ve yayınladıkları bildirilerle kargaşalara müdahale edilmemesini istediler. Onlar hatta isyancılara destek bağlamında İran polisine yaptırım bile uyguladılar. 
Son dönemde İran'da Mahsa Amini'nin ölümü bahanesiyle çıkan kargaşalar, Fransa dahil Batılıların bunu İran'ın iç işlerine müdahale etmek için bir fırsat olarak kullanmasına ve daha fazla kargaşaları kışkırtmasına neden oldu. Avrupa Birliği ve Fransa gibi üye devletler, ayrıca bu alanda müdahaleci bir tutum sergileyerek bu konunun İran İslam Cumhuriyeti'ni zayıflatmak için benzersiz bir fırsat olduğu konusunda yanıldılar.
Bu nedenle, başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleri Amerika’nın yanında, onların medyaları ve de batı tarafından desteklenen farsça yayınlanan düşman medyası ile birlikte, İran halkına destek gibi yalan sloganlarla kargaşacılara destek vermek ve kamu güvenliğini bozmakta büyük çaba gösterdiler. Tahran'ın sert tepkisiyle karşılaşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un İran'ın iç işlerine müdahaleci tavrına ilaveten Fransa Parlamentosu da müdahaleci bir tavır benimsedi.
Kasım 2022'nin sonlarında, Fransız Ulusal Meclisi üyeleri, bağımsız ülkelerin iç işlerine karışmamanın gerekliliğine ilişkin uluslararası yasaları ihlal ederek, İran'a karşı bağlayıcı olmayan bir karar aldı ve  Mehsa Amini'nin ölümüyle ilgili soruşturma yürütme alanında uluslararası vaatleri yerine getirmeye ilişkin Avrupa ülkelerinden İran ve İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı baskıyı artırmalarının istedi.
149 kişinin hazır bulunduğu Fransa Parlamentosu, 149 oy birliği ile onayladığı bu kararda, sözde "muhalefetin güvenlik güçleri tarafından bastırılmasını" kınarken, Tahran’ın kargaşacılara yönelik eylemlerini "kabul edilemez bir özgürlük ihlali" olarak nitelendirdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İran'daki son olayların başlangıcından bu yana müdahaleci tutumlar benimseyerek kamuoyunu İran'a karşı kışkırtmaya çalıştı, hatta nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılma olasılığını "kırılgan" olarak nitelendirdi. Macron, bazıları İran’da terör saldırıların yapılmasını isteyen birkaç İran karşıtı düşman kişilerle yakında görüşerek onlara resmiyet kazandırmak istediği bir ortamda böyle açıklamalarda bulunuyor. Üstelik Fransa içinde insan hakları feci bir durumdayken Fransız parlamentosu İran'ın iç işlerine müdahalede bulunduğunu da unutmamak gerekir./