Amerika’nın BERCAM konusundaki çelişkili tutumu
Amerika dışişleri bakanlığı sözcüsü Ned Price 9 Ocak pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, eski Amerika başkanı Donald Trump’ın BERCAM nükleer anlaşmadan tek taraflı çıkışının son yıllarda Washington’ın dış siyasetteki en büyük stratejik hata olarak değerlendirdi.
Price, Trump hükümetinin İran nükleer meselesine karşı siyasetlerini eleştirerek, Joe Biden hükümetinin BERCAM’dan çekilmeye dair eski hükümetin kararının, son yıllarda dış siyasetteki en büyük stratejik hata olarak bildiğini söyledi. Price ayrıca Trump’ın İran’a karşı “maksimum baskı” siyasetini eleştirerek, şöyle konuştu: Bu eylem açıkça işe yaramadı. Tarihin bize öğrettiğine göre ekonomik baskı diğer ortaklar ve müttefiklerle koordineli olunca en fazla etkiye sahip olduğunu öğretmiştir. Bu yüzden Avrupalı müttefikler ve ortaklarla, özellikle de Avrupa Troykasıyla işbirliğine değer veriyoruz.”
Amerika dışişleri bakanlığı sözcüsünün Washington’un BERCAM nükleer anlaşmadan çekilmesinin en büyük hatası olduğunu itiraf etmesine rağmen, Beyaz Saray’ın nükleer anlaşma konusunda çelişkili davrandığını gösteren konu, Viyana müzakerelerinden vazgeçme konusunda ısrarcı olmalarıdır. Bu bağlamda yine Ned Price 4 Ocak Çarşamba günkü basın açıklamasında BERCAM’ı canlandırma müzakerelerinin durduğunun altını çizerek, “İran’da protestocuların bastırılması dikkate alınarak, hali hazırda, Joe Biden hükümetinin ilgi odağı, İran halkına destek konusuna yoğunlaşmıştır.” dedi.
Price, ilginç bir iddiada bulunarak şöyle devam etti: “Geçen Eylül ayında BERCAM’ı canlandırma anlaşması hazır ve imzalanabilecekti fakat İranlı taraf maddelerini kabul etmek ve nihai imzayı atmaktan sakındı ve buna dayalı olarak geçen son aylarda BERCAM Birleşik Devletlerin gündeminden çıktı ve biz hali hazırda tüm çalışmalarımızı İran halkının küresel haklarına destek ve İran ile Rusya’nın gelişmekte olan askeri ilişkileriyle mücadeleye odaklanmışız.”
Trump’ın nükleer anlaşmadan çekilmesinin yanlış olduğunun vurgulanması ve diğer yandan Viyana müzakerelerinin durması konusunda topu İran’ın sahasına atarken BERCAM’ın Amerika’nın gündeminde ve önceliğine olmadığının açıklanması, Biden hükümetinin bu konudaki çelişkili tutumunu gösteriyor.
Amerika başkanı Biden ve hükümetinin üst düzey yetkililerinin BERCAM nükleer anlaşmanın korunması ve sözde canlandırılma çalışmalarına mükerrer vurgu yapmalarına rağmen, İran’da son olayların yaşanması ile Washington Avrupalı ortaklarının yanında bu olayları İslam Cumhuriyeti nizamını zayıflatmak için eşsiz bir fırsat sanarak, İslam cumhuriyetinin yıkılmakta olduğu gibi boş bir hayale kapıldılar. Bu yüzden Viyana müzakerelerinin devamı için hiçbir çalışmada bulunmazken üstelik tüm dikkatini İran’da isyancılar ve kargaşacılara destek üzerine odaklayarak olayların ateşini daha da alevlendirmeye çalıştılar.
Aslında Biden hükümeti bir yandan BERCAM konusunda İran’a karşı diplomasi iddiasında bulunurken ve de Tahran’la dolaylı yollardan mesajlaşıp direkt görüşmeler konusunda ısrarcı olurken İran’ın içişlerine karışıp isyancıları teşvik ediyor. Bu çabalar ise büyük bir fiyasko ile yenilgiye uğradı. Nitekim Amerika ulusal istihbarat direktörü Avril Haines Aralık 2022’nin başlarında İran’daki kargaşalara işaretle İran İslam Cumhuriyeti’nin bu konuyu kendi istikrarı için bir tehdit görmediğini belirtti.
Fakat önemli ve aynı zamanda ilginç olan konu ise Biden yönetiminin BERCAM’dan çekilmenin hata olduğunu itiraf etmesine rağmen, hala Trump’ın yenilgiye uğramış olan “maksimum baskı” savaşını yoğun bir şekilde hala sürdürmesi ve yaptırımları kaldırma müzakerelerini bir kenara bırakarak kendi boş hedeflerine ulaşmak için İran’daki olaylara kapsamlı destek sağlamsıdır. Washington hala Tahran üzerindeki baskıyı arttırmak ve içişlerine müdahaleyi artırmakla, yanlış ve hayali hedeflerine ulaşabileceğini sanıyor. Hal bu ki İran'ın azami direniş politikası üzerinde durması, Amerika’nın yaptırım politikasının başarısız olmasına ve İran'a yönelik tekrarlanan başarısızlıklarına neden olmuştur./