Putin’in, batının savaş kışkırtıcılığını vurgulaması
Salı günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkenin üst düzey yetkilileri ve yasa koyucularına yaptığı yıllık konuşmasında Batı'yı ikiyüzlülükle suçlayarak, "Batı ile yapıcı bir diyaloğa ve ortak bir güvenlik yapısı hazırlamak için işbirliğine hazırdık" dedi.
Amerika Başkanı Joe Biden'ın Kiev ziyaretine işaret eden Putin, savaşın başlamasının ana sebebinin Rusya değil, "Nazi rejimi" ve NATO üyesi ülkeler olduğunu söyledi. Putin'e göre Rusya, Donbass bölgesinin sorunları barışçıl yoldan çözmek için elinden gelen her şeyi yaptı, fakat Kiev rejiminin Donbass halkına saldırıları devam etti ve Donbass cumhuriyetleri, Rusya'nın kendilerine yardım etmesini bekledi. Hatta Ukrayna'da özel askeri operasyonlar başlamadan önce bile Batılı ülkeler savunma sistemleri gönderiyordu.
Ukrayna savaşının yıldönümü arifesinde Putin’ın yıllık konuşması, Moskova'nın bu savaşa yaklaşımının netleşmesi, geleceği ve ayrıca Batı'nın düşmanca eylemleriyle başa çıkma konusunda Rusya'nın gelecekteki eylemleri açısından özel önem taşıyor.
Üst düzey Rus yetkililer, Ukrayna savaşı için gerekli zeminin oluşmasında Batı'nın yıkıcı rolünden defalarca söz ettiler. Aslında Ukrayna'daki savaş, Batı'nın Rusya'ya yönelik kötü niyetlerinin ve saldırgan davranışlarının bir sonucu olarak görülebilir. Gerçek şu ki, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı, aslında Batı'nın saldırgan eylemlerine, Ukrayna'yı NATO'ya katılmaya teşvik ederek Rusya'nın ulusal güvenliğine karşı ciddi riskler yaratmasına karşı Moskova'nın verdiği tepkiydi.
Rusya'nın bu eylemi, Rusya'nın Ukrayna'nın NATO üyeliğinden vazgeçmesi ve NATO güçlerinin 1997 sınırlarına yani Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinin NATO üyeliğinden önceki sınırlara çekilmesi konusundaki makul taleplerine ABD ve NATO'nun olumsuz yanıt vermesinin ardından gerçekleşti.
Soğuk Savaş sonrası dönemde Rusya ile kademeli olarak düşmanlık konumuna giren ve onu zayıflatmaya çalışan NATO ve Amerika, şimdi Ukrayna'daki savaşı, Rusya'yı askeri, ekonomik ve nihayetinde siyasi olarak ezmek ve bu ülkenin başkanı Vladimir Putin'in meşruiyetini ciddi şekilde azaltmak için eşsiz bir fırsat olarak görüyor.
Washington devlet adamlarının Rusya'nın stratejik nükleer cephaneliğine ilişkin endişeleri ve Putin'in Amerika'nın dünyanın farklı bölgelerindeki politikalarına ve eylemlerine karşı koyma eylemleri ve daha da önemlisi, dünyadaki Batılı liberal uluslararası düzenin yerini alma konusunda Rusya ve Çin'in ittifak kurması, Amerika Birleşik Devletleri'ni Rusya'nın gücünü azaltmak için her fırsatı değerlendirmek için harekete geçirdi.
Amerikalı araştırmacı ve düşünür Noam Chomsky bu bağlamda şöyle diyor: Amerika’nın şu anki politikası, Ukrayna'nın son vatandaşına kadar savaşmak, bu ülkede daha fazla trajik olayı önlemenin bir yolunu öngörmemek ve aslında bu gibi umutları baltalamakla Putin'e bu çıkmazdan yalnızca iki çıkış yolu sunmaktır: Ya onu Lahey Mahkemesinde savaş suçlusu olarak yargılamak ya da Ukrayna tamamen yok olana kadar savaşa devam etmek.
Putin'in konuşmasında öne çıkan bir diğer önemli konu da, Rusya'nın Yeni Start Anlaşmasının uygulanmasını askıya alma niyetini beyan etmesi. Putin şöyle konuştu:
Şubat ayında NATO, bu anlaşmanın yeniden başlatılmasını ve Rus tesislerini denetleme izni istedi. Batı'nın, stratejik Rus tesislerine saldırması için Kiev'e yardım ettiğini biliyoruz. Şimdi aynı anda tesislerimizi de denetlemek mi istiyorlar? Bu antlaşma, Soğuk Savaş sonrası dönemde nükleer silahların azaltılmasında önemli bir rol oynamıştır. Şimdi Rusya, Amerika ve NATO'nun bu eylemlerine ve ayrıca anlaşmanın hükümlerinin uygulanması alanında, özellikle teftişlerin yürütülmesine yönelik çok sayıda engele cevaben Yeni Start'ın uygulanmasını askıya alma kararı aldı.
Yeni Start Anlaşması, stratejik nükleer silahların kontrolü bağlamında halen yürürlükte olan son anlaşmadır./
