Nefret yaymak, Batı'daki sistematik İslamofobinin bir sonucu

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Batı'daki sistematik İslam karşıtlığının ve İslamofobinin, yayılan nefret ve açık şiddetin sonucu olduğunu söyledi.

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nasır Kenani, Perşembe günü İngiltere'nin Birmingham kentinde camiden çıkarken yaşlı bir adamın yakılmasına atıfta bulunarak tweet attı. İngiltere'nin Birmingham şehrinde yaşlı bir Müslüman'ın camiden çıkarken sokakta ve halkın önünde yakılması, ürkütücü ve şok edicidir; bu barbarca eylemi dikkatle araştırmak ve sonuçlarını açıklamak, İngiliz hükümetinin öncelikli sorumluluğudur.
Nefret, ayrımcılık ve şiddetin yayılması, batı ülkeleri de dahil olmak üzere çeşitli ülkelerdeki Müslüman toplulukların büyük acılar yaşamasına neden olmuştur. İngiltere'deki bu korkunç saldırı, Avrupa ülkelerinde İslamofobinin hükümetlerin eylemsizliği nedeniyle kurumsallaştığı bir ortamda yaşandı. Birleşik Krallık'ta son rakamlar, ülkedeki Müslüman karşıtı nefretin geçen yıl kaydedilen tüm dini nefret suçlarının %42'sini oluşturduğunu gösteriyor.
Hiç şüphe yok ki 11 Eylül olayı ve onun yol açtığı geniş siyasi, güvenlik ve propaganda dalgası, Batı'da Müslümanlara nasıl bakıldığı ve batı toplumlarında onlarla nasıl etkileşim kurulacağı konusunda çok büyük bir etki bıraktı. Yaygın ve planlı İslamofobi dalgası, bundan sonra çeşitli resmi ve gayri resmi biçimlerde ortaya çıkmış ve İslam'dan çizilen gerçek dışı sima, batı ülkelerinde yaşayan Müslüman azınlıklar üzerinde psikolojik ve hukuki birçok kısıtlama ve baskı uygulamıştır.
Fakat islamofbi sürecinin artması ve dini inançlara dayalı olarak insanlara hakaretin yayılması, dayanışma ve barış içinde yaşamanın başlıca sorunlarından biridir ve bu yüzden İran İslam Cumhuriyeti her zaman inanç veya mezhebe karşı uygulanan tüm şiddeti kınarken, dünya çapında İslamofobi saldırılarına maruz kalan tüm kurbanlarla dayanışma içinde olduğunu vurguluyor. 
2022'de yayınlanan bir rapora göre, İslamofobi sorunu Avrupa çapında büyüyen bir tehdit haline geldi ve AB üye ülkelerinde aşırı sağ partilerin Müslüman karşıtı kampanyaları arttı.  Avrupa çapında İslamofobi ile ilgili olayların yanı sıra, hayatın her alanında Müslümanlara yönelik sistematik ayrımcılık,  istihdamdan sağlık hizmetlerine, eğitime ve adalet sistemine kadar artıyor; örneğin İngiltere'de Müslümanlara yönelik nefret suçlarının sayısı son 10 yılda %291 arttı; İsveç'te 2017 ile 2021 yılları arasında yalnızca dini gerekçelerle yaklaşık 1000 suç işlendi.
Gerçek şu ki, artık batı ülkelerinde Müslümanlara suizan ile  bakılıyor ve güvenlik açıdan suçlanıyorlar; İslam'a ve Müslümanlara karşı hareketler de bazı medya ve politikacılar tarafından kronik olarak güçlendirildi. Bu davranışlar ve kurumsallaşmış tutumların artarak Müslümanların alanını sınırlandırılması, nihayet 15 Mart 2022 tarihinde Birleşmiş Milletler'in, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi olan Müslüman ülkelerin önerisi üzerine, bugünü Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü olarak belirtmesi ve adlandırılmasına sebep oldu. 
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Avrupa'da İslamofobinin yükselişine değinerek, "Dünyanın birçok yerinde Müslümanlara inançlarından dolayı ayrımcılık yapıldığını görüyoruz. İslamofobi ve dini inançlardan kaynaklanan her türlü ayrımcılık tüm toplum için felakettir." dedi.
Dolayısıyla Batı ülkelerinde İslamofobi akımının devam etmesi ve Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve şiddet, toplumda nefretin yayılmasına, güvenlik ve barışın tehdit edilmesine neden olabilir.  Bu nedenle İran dışişleri bakanlığı sözcüsü şiddeti ve nefreti Batı'daki sistematik İslam düşmanlığı ve İslamofobinin bir sonucu olarak değerlendirmiştir./