Batı'nın İsrail ve Filistin'e yönelik çifte standardına sert eleştiri
İrlanda Başbakanı "Leo Verdekar” Pazar günü Batı'nın çifte standartlarını sert bir şekilde eleştirerek, Avrupa Birliği ve Batılı güçlerin siyonist rejim İsrail ve Filistin ile ilgili meselelere çifte standartla yaklaştığını söyledi.
İnsan hakları söz konusu olduğunda ayrımcılığın olmaması ve insan haklarının evrensel olması gerektiğini söyleyen Verdekar, şu açıklamayı yaptı: Avrupa Birliği, Filistin ve İsrail konusunda çifte standart uygulama yaklaşımını benimsemiş durumda. İnsan hakları söz konusu olduğunda İsrail ve Filistin'e eşit davranılmalıdır ve bu konudaki tutumlarımız iddialarımızla tutarlıdır ve bu nedenle ABD ordusunun İsrail’e destek için Shannon Havaalanı'ndan veya İrlanda'daki herhangi bir havaalanını kullanmasına izin vermeyiz.
İrlanda Başbakanı'nın bu sözleri bu ülkenin başkenti Dublin'de bu ülkeden binlerce insanın Filistin halkına destek yürüyüşü yaparak İrlanda Dışişleri Bakanlığı binası önünde toplanmasının ardından dile getirildi.
Avrupa ülkelerinin liderlerinden birinin, başta Avrupa Birliği ve ABD olmak üzere Batı'nın İsrail ve Filistinlilere yönelik çifte standardı konusunda açık ve sarih biçimdeki eleştirisi, Batı'nın terörizmden insan haklarına, Filistin meselesine kadar pek çok meseleye yönelik çifte standart ve davranışını bir kez daha ortaya koyuyor. Aslında Batılı hükümetler kendi çıkarları ve hedefleri doğrultusunda çeşitli konularda duruş sergilemiş ve bu konu ve konularda birbiriyle çelişen tutumlar sergilemekten çekinmemektedirler. Gazze savaşı konusunda da aynı ikili yaklaşım benimsenerek gerçekleştirildi.
Amerikalı ve Avrupalı liderler, Aksa Tufanı operasyonunda ve Gazze yakınlarında birçoğu İsrail helikopterleri ve askerleri tarafından katledilen bir grup Siyonist yerleşimcinin öldürülmesinden sonra, üzüntülerini dile getirip bu konuyu şiddetle kınadılar; ancak aynı liderler Siyonist rejimin yoğun bombardımanlarının ardından Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin öldürülmesi ve soykırıma uğratılmasına hiç aldırış etmiyorlar, hatta İsrail'in meşru müdafaa ilkesini bahane ederek bu barbarca eylemleri meşrulaştırıyorlar.
Gazze'de şu ana kadar yüzde 74'ünü çocuk ve kadınların oluşturduğu en az 14 bin 128 Filistinli şehit edildi. Siyonist rejimin bombalamalarında ise 4.000'i kadın ve çocuk olmak üzere 6.000'den fazla kişi kayboldu. Siyonist rejimin Gazze'ye saldırıları sırasında binlerce kişi de yaralandı. Bu kadar çok sayıda Filistinli şehit ve yaralı, Amerika, Almanya, İngiltere ve Fransa'nın insan hakları savunucusu olduğunu iddia eden liderlerinde ne bir pişmanlık ne de bir kınama duygusu uyandırdı.
Siyonist rejimin GAzze'ye saldırılarında işlediği soykırıma ilaveten insanları göçe zorlarken, altyapıyı yok etti, su, elektrik, yakıt, ilaç ve gıda sıkıntısı çeken Gazze'ye insani yardımların girişini engellerken, hastaneler, okullar ve ibadet yerlerini de Hamas savaşçılarının saklandığı bahanesi ile bombaladı.
Aslında Batı'nın, özellikle ABD'nin meşru müdafaa bahanesiyle İsrail'e verdiği güvenlik ve askeri destek, bu rejime Filistinli çocukları ve kadınları vahşice öldürme izni ve yeşil ışıktan ibarettir. Rusya'nın Birleşmiş Milletler'deki temsilci yardımcısı "Dmitry Polyansky" yaptığı açıklamada şöyle diyor: "Gazze savaşı Batılı ülkelerin çifte davranışını gösterdi ve onlar İsrail'in eylemlerini olduğu gibi adlandırmaya bile cesaret edemiyorlar."
Siyonist rejimi ve onun Filistinlilere karşı işlediği suçları tam olarak destekleyen Batılı hükümetler ve liderlerin aksine, Avrupa ülkelerinden ve ABD'den pek çok insan Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırımı, geniş çaplı protesto eylemlerinde kınayarak, Filistin halkının yanında olduklarını deklare etmişlerdir./