Nisan 15, 2024 09:50 Europe/Istanbul
  • Japon hükümeti Amerika ve İsrail'den neden korkuyor? / Büyük bir ulus ama baskı altında

Japon hükümetinin Dışişleri Bakanı, tuhaf bir davranışla ve ABD ile uyum içinde, İsrail rejimini Suriye'deki İran büyükelçiliğine saldırıdan dolayı kınamak yerine, İsrail'in saldırganlığına tepki olarak İran'ı meşru hakkını kullandığı için kınadı.

Bu yazıda, sosyal medya kullanıcıları arasında büyük tepki çeken Japonya'nın son dört davranışını inceleyeceğiz. Bu davranışlar, Japonya hükümetinin korkularını ve maalesef dürüstlük eksikliğini ortaya koymaktadır. Bu durum, büyük Japon milleti için çirkin örnekler oluşturmaktadır ve Japonya milletinin büyük bir korku sıkıntıyla karşı karşıya olduğunun göstergeleridir.

1. İsrail'in Suriye'deki İran Büyükelçiliğine saldırısını kınamama! Japonya Dışişleri Bakanı, garip bir davranışla ve ABD ile dayanışma içinde, 1 Nisan 2024'te Suriye'deki İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçiliği binasına saldırarak İran egemenliğine tecavüz eden ve çalışanlarının şehit olmasına neden olan İsrail rejimini kınamayı reddetti. Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın bu saldırıyı kınayan metninden bağımsız olarak, Güney Kore ve ABD, İngiltere ve Fransa gibi sömürge geçmişine sahip üç ülke dışında kalan üyelerin büyük çoğunluğu İsrail'in bu eylemini kınamasına rağmen, bu çok garip bir şekilde gerçekleşti.

2. İran'ın yasal cevabını kınama! Garip bir şekilde, İran İsrail'in saldırısına 51. madde uyarınca hakkını kullanarak cevap verdiğinde, Japonya Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa, Japonya'nın İsrail'e yönelik İran'ın misilleme saldırısını "şiddetle kınadığını" söyledi. Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 51. Maddesine göre, bir Birleşmiş Milletler üyesine silahlı saldırı yapılması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barışı ve güvenliği korumak için gerekli önlemleri alana kadar, bu Antlaşmanın hiçbir hükmü üyelerin bireysel veya toplu meşru müdafaa hakkını engelleyemez.

Japonya Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa (solda), 20 Ekim 2023'te Tokyo'daki Ulusal Diyet Binasında Başbakan Fumio Kishida ile konuşuyor. (Mainichi/Kan Takeuchi)

3. Amerikalı yasama organının Japon atom bombası kurbanlarını aşağılamasına itiraz etmeme! Japonya Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa, geçen hafta düzenlediği bir basın toplantısında, Tokyo'nun şu anda Amerikalı milletvekili Tim Walberg'in açıklamalarına "protesto etmesine gerek olmadığını" söyledi. Cumhuriyetçi Parti üyesi ve ABD Temsilciler Meclisi üyesi olan Tim Walberg, II. Dünya Savaşı sırasında ABD'nin Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası saldırılarını hatırlatarak yakın zamanda Gazze'ye nükleer saldırı çağrısında bulunmuş ve "Saldırı Hiroşima ve Nagazaki gibi olmalı. Hadi bir an önce bitsin!" demişti.

4. Yüzbinlerce Japon'u öldürenlere saygı! Japonya Başbakanı Fumio Kishida, ABD'ye yaptığı ziyarette, 220.000 Japon'u tek seferde küle döndüren atom bombalarını atan Amerikan askerlerini anmak için onların mezarlarını ziyaret etti. İlginçtir ki, bu eylemden sonra memnuniyet duydu ve ABD ile ilişkilerini "önemli" olarak nitelendirdi. Amerikalı temsilciler tarafından alkışlandıktan sonra onlara Amerika'da büyüdüğüne dair iyi hislerini anlattı. İlk üç yılını New York City'de okula gittiğini ve babasının ABD hükümetinde çalıştığını söyledi.

Sonuç olarak, ABD ve Batı'nın, haber medyasında yer alanlardan çok daha fazla psikolojik ve politik güce sahip olduğu ve Japonya hükümetine ve ülkesine karşı tarihi gerçeklere ve uluslararası ilkelere aykırı davranışlar dayatabilecekleri söylenebilir.