Nisan 26, 2024 06:54 Europe/Istanbul
  • Japonya halkına atom bombası atılmasını ve Gazze halkının bombalanmasını övmek, tehlikeli bir düşünce

Filistin kurtuluş hareketinin Japon emperyalizmiyle karşılaştırılmasını eleştiren San Francisco Üniversitesi'nden bir profesör, Gazze'de atom bombası kullanılma tehdidini şiddetle eleştirdi.

Tomomi Kinukawa, Doğu Asya kökenli bir araştırmacı ve insan hakları aktivistidir ve şu anda San Francisco Üniversitesi Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Bölümü'nde ders vermektedir.
Bu uluslararası araştırmacı Counterpunch web sitesinde şunları yazdı:
“Aralarında Benyamin Netanyahu'nun da bulunduğu Siyonist politikacılar, Filistin halkına yönelik soykırımı meşrulaştırmak için, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya ve Japonya'nın havadan bombalanmasına ve Hiroşima ve Nagazaki'ye nükleer bomba atılmasına dikkat çekti. İsrail'e devam eden "koşulsuz" ABD askeri yardımına karşı küresel öfke artarken, ABD yasa koyucuları, İkinci Dünya Savaşı'na benzer atıfları tekrarlayarak, ABD'nin İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımına ve insani yardımın engellenmesine verdiği desteği meşrulaştırdılar. Örneğin Michigan Temsilciler Meclisi Temsilcisi Tim Wahlberg, 25 Mart'ta belediye binası toplantısında Gazze'nin yok edilmesi ve Nagazaki ve Hiroşima gibi bombalanması gerektiği konusunda açıkça konuştu.
Amerika'nın siyasi eğilimleri ne olursa olsun Japonya'nın bombalanmasına ve II. Dünya Savaşı sırasında ülkenin iki büyük şehrine atom bombası atılmasına ilişkin artan atıflar, tehlikeli bir konudur. Cumhuriyetçilerin açık açıklamaları Amerikalı siyasetçilerin tehlikeli ruhunu yansıtıyor. Japon emperyalizmi ile Siyonistlerin ve beyaz ırkçıların Filistin halkına yönelik kitlesel soykırımı ve kitle imha silahlarının kullanımını meşrulaştırmak için propagandasını yaptığı sömürgecilik karşıtı Filistin kurtuluş hareketi arasındaki yanlış benzetmeyi yüksek sesle kınamak ve reddetmek gerekiyor.

 

Uluslararası hukuk, Filistin halkına kendi kaderini tayin etme hedeflerine ulaşmak için silahlı direniş de dahil olmak üzere direnme hakkını vermektedir. Siyonistler ve ırkçılar, Filistin'in sömürge karşıtı kurtuluş hareketini hatalı bir şekilde "dini fanatizm" olarak adlandırıyorlar. Siyonistler aynı zamanda Japonya'dan yanlış bir analizi sunarak, Filistinlilerin kurban edilmesini inkar etmek için Holokost'u istismar etmelerini meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
Dünya insanları, Japon İmparatorluğu'nun 19. yüzyıldan II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Asya ve Pasifik halklarının sömürgecisi olduğunu anlıyor. Fakat bunun Amerika ve İsrail'in bugün dünyadaki saldırganlığıyla ne alakası var? Japon halkı bugün siyasi ve medeni bir bilince sahiptir. Japon halkı için Filistin'le dayanışma, eski imparatorluklarının saldırganlığını reddetmek anlamına geliyor, bu aynı zamanda günümüz Amerikan emperyalizminin ve İsrail çerçevesinde Avrupa sömürgeciliğinin de reddedilmesidir.
Hepimizin Filistin Kurtuluş Hareketi ile dayanışma içinde olması ve İsrail'in Gazze'ye ve Filistin'in geri kalanına yönelik devam eden saldırılarını durdurması zorunludur. İsrail, Amerikan tahakküm sisteminin desteği ve Japonya gibi hükümetlerin işbirliğiyle uluslararası yasaları hiçe sayarak Filistin'in sömürge karşıtı kurtuluş hareketlerine saldırdı. Ne yazık ki Japon hükümeti, geçen yüzyıldaki yanlış seçimlerin de gösterdiği gibi tarihin yanlış tarafında duruyor, ancak Japon kültürünün ve toplumunun görüşü bu değil.”
Bu üniversite profesörünün analizleriyle birlikte şunu da bilmek gerekir ki, günahsız insanların öldürülmesi her zaman kınanmıştır, ve Amerika'nın, eğer atom bombası Japonya'nın masum halklarının üzerine atılmamış olsaydı, İkinci Dünya Savaşı'nın devam edeceği ve daha çok insanın öleceği anlatısı bu insanlık dışı söylemden kaynaklanan şirret bir aldatmacadır./