Amerika'nın içinden çöküşü
“ABD, tarihinin en kritik dönemlerinden birini yaşıyor; derin ihtilaflar ve belirgin görüş ayrılıklarının bu ülke vatandaşlarının hayatlarının neredeyse her alanına gölge düşürdüğü bir dönem.”
Bu, Amerikan gazetesi Washington Post'un Amerika'daki mevcut durum hakkındaki yorumudur ve 21. yüzyılın en büyük öğrenci hareketi, bir Amerikan başkanının ilk ceza davası (Donald Trump) ve kürtaj yasası gibi Amerika'daki en temel krizlerden bazılarına atıfta bulunarak şöyle yazıyor: "ABD'nin üzerine bir sorun ve kriz bulutu gölge düşürmekte ve her yeni acil haberle daha da karanlıklaşıyor; krizler 2024 ABD başkanlık seçimlerine denk geliyor.”
Korona salgını, Trump'ın 2016 iktidara gelmesi ve 2021'deki ABD Kongre binasına baskın, Amerikan tarihi üzerinde güçlü etki bırakan noktalardır. Sayıları 16'ya ulaşan güney eyaletlerinde, ayrılıkçılık arzusu daha belirgin. 2023'te Texas Milliyetçi Hareketi, Texas'ın Amerika Birleşik Devletleri'nden bağlayıcı olmayan bir şekilde ayrılmasına ilişkin referandum için gereken 100.000 imzanın yarısından fazlasını topladığını duyurdu.
Bu arada anayasada bunun için bir mekanizma belirtilmemiş ve her eyalet büyük bir iç bağımsızlığa sahip iken, bu durum, özellikle seçimler ve siyasi çekişmeler sırasında eyaletlerle çatışma halinde olan federal hükümet için zayıf bir nokta haline gelmiş gibi görünüyor.
Özellikle Trump'ın iktidara gelmesinden sonra, Amerika'nın siyasi ve sosyal atmosferinde, açık davaların sayısında artış yaşanacak şekilde mantar gibi bir büyüme yaşandı. Amerika'da iç terörizm 2013 ile 2021 arasında üç kattan fazla yani %357 oranında arttı. Beyaz ırkın üstünlüğünü savunan faşist ve aşırı sağ grupların mantar gibi çoğalması, ırkçı saldırıların artması ve beyaz ırkın üstünlüğünü savunan fikir sahiplerinin renkli derilileri hedef alma korkusu ve sosyal uçurumun artması, Amerikan halkının yoğun şekilde silah satın almasına yol açmıştır.
Amerikan toplumunda aşırılığın yoğunlaşması o kadar ciddi ki, bu ülkenin İç Güvenlik Bakanı "Alejandro Mayorkas"a göre "bu, Amerika Birleşik Devletleri için terörizmle ilgili en büyük tehditlerden biri haline geldi".
ABD Başkanı Joe Biden de "iç terörizmi" Amerika için "en ölümcül tehdit" olarak nitelendirmiştir. Biden bu konuda şunları söylüyor: Amerika'ya yönelik en ölümcül tehdit ne IŞİD ne de el Kaide değil, Beyaz ırkın üstünlüğüne inananlardır. "
ABD'de radikalizm önemli bir yükseliş trendi yakalarken, siyasi ve toplumsal kutuplaşmalar de yaşanmakta. Aslında Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler ve onların destekçileri ile üst düzey politikacılar, Amerika'yı adeta kendi çıkarlarının kurbanı haline getirmişlerdir.
Francis Fukuyama gibi uluslararası ilişkiler alanında çalışan pek çok araştırmacı ve düşünür, Amerika için iç ve dış krizlerin hacminin o kadar arttığına ve Amerika'yı adeta içeriden termitler tarafından zayıflatılmış güzel bir binaya dönüştürdüğüne inanıyor.
Artık ABD'nin hegemonik konumunun gerilediğine ve elbette en önemlisi uluslararası ilişkiler alanında Amerikan değerlerinin çöktüğüne dair birçok işaret ve kanıt var./
