Haziran 15, 2024 11:19 Europe/Istanbul
  • İsrail için ifade özgürlüğünü Öldürmek/ Fransız Polisinin İranlı Müzik Hocası Beşir Bi'azar'a Yaptığı Muamele

Fransız polisi, Filistin yanlısı faaliyetleri bastırma politikasının bir parçası olarak İranlı bir müzik hocasını tutukladı.

Ünlü İranlı müzisyen ve kültür şahsiyeti Beşir Bi'azar, Filistin davasını savunması ve İsrail'in Gazze'deki soykırımına karşı çıkması nedeniyle "antisemitizm" ve "toplumda bölünme yaratmak" gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldı ve şu anda Fransa'da bir hapishanede tutuklu. Daha önce İran İslam Cumhuriyeti Radyo ve Televizyon Kurumu Müzik ve Marş Dairesi Müdürü olarak görev yapan Bi'azar, 4 Haziran'da Paris'te Fransız polisi tarafından herhangi bir açıklama veya gerekçe olmaksızın tutuklandı. Gözaltına alındıktan sonra ikamet ettiği yerden 100 kilometreden fazla uzaklıktaki bir göçmen detensiyon merkezine nakledildi.

Fransa hükümeti veya polisi, Bi'azar'a yöneltilen suçlamalar hakkında bugüne kadar herhangi bir resmi açıklama yapmadı ve defalarca yapılan açıklama taleplerine rağmen şeffaflık göstermeyi reddetti.

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de dahil olmak üzere birçok İranlı yetkili, bu tutuklamayı uluslararası insan hakları yasalarının ihlali olarak kınadı ve derhal serbest bırakılmasını talep etti.

Bi'azar'ın tutuklanması, İsrail'in Filistinlilere yönelik zulmü karşısında sessiz kalan ve hatta bunu destekleyen Batılı hükümetlerin artan otoriter eğilimlerinin bir göstergesidir. Bu olay, ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakkının tüm dünyada tehlike altında olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

 

Beşir Biazar Kimdir?

Sosyal medya platformu X'te (Twitter) "Biazar" adlı sayfada sabitlenmiş bir gönderi, Birleşmiş Milletler'de yaptıkları bir konuşmanın videosunu içeriyor. Bu konuşmada Biazar, İran'a yönelik yaptırımları, İsrail'in Gazze'deki eylemlerini ve Birleşmiş Milletler'in etkisizliğini ele alıyor.

Biazar bu gönderide şunları söylüyor: "Siyonistler hiç bu kadar yalnız, nefret edilen, yenilmiş ve aşağılanmış olmamıştı."

Birleşmiş Milletler'deki konuşması büyük beğeni topladı, ancak Fransa ve diğer Batılı ülkelerdeki İsrail yanlısı lobi gruplarını kızdırdı.

Biazar siyasi bir aktivist değil, önemli konulara, özellikle de Gazze'deki duruma ilgi duyan bir sanatçı ve kültürel figürdür. İran'da doğup büyüyen Biazar, eserleriyle uluslararası üne kavuşmuş bağımsız bir besteci ve film yapımcısıdır.

20 yılı aşkın süredir sivil toplum kuruluşlarında (STK) faaliyet göstermektedir. Biazar, Yeni Ufuk Sanat ve Kültür Enstitüsü'nün direktörlüğünü ve Londra'daki İranlı Öğrenci İslam Derneği'nin sekreterliğini de yapmıştır. İran'ın sanat ve film çevrelerinde saygındır ve sosyal medyada aktif olarak yer almaktadır, binlerce takipçisi var.

2009'dan beri kullandığı ana Twitter hesabı, 13 yıl sonra "herhangi bir açıklama, uyarı veya gerekçe olmaksızın" askıya alındı ve yeni bir hesap açmasına neden oldu.

Üç yıl önce Biazar, eşi doktorasını yapmak için Fransa'ya taşındı. Şu anda bir üniversitede ders vermektedir ve aile dostları ve İranlı yetkililere göre Fransa'daki ikametleri yasalara uygundur.

Çiftin biri öğrenci diğeri ise anaokuluna giden iki çocuğu var. Son üç yılda herhangi bir sorun yaşamadan düzenli olarak İran'a seyahat ettiler.

Fransa'da bulunduğu süre boyunca Biazar, prodüksiyon çalışmalarıyla meşgul oldu ve ayrıca Paris'teki İran Büyükelçiliği'ne düzenlenen organize anti-İran grupların saldırılarını belgeledi.

Geçen yıl Ekim ayında İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısının başlamasından bu yana, Biazar, Fransa hükümetinin de ortak olduğuna inandığı çatışmayı sona erdirmek için aktif bir şekilde mücadele ediyor.

Fransa'nın Biazar'a Yönelik Suçlamaları

Fransa İçişleri Bakanlığı, Biazar'ı İran propagandası yaymak ve Yahudi ve Amerikan karşıtlığı yapmak da dahil olmak üzere çeşitli suçlamalarla itham etti. Bu eylemleri "siyasi-dini müdahale" olarak nitelendiriyorlar.

Bu suçlamalara dayanarak Fransız yetkilileri Biazar'ı "nefret odak noktası ve kamu düzeni ve ulusal çıkarlar için ciddi bir tehdit" olarak değerlendirerek Fransa'dan sınır dışı edilmesini talep ettiler.

Asılsız Suçlamalar

Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın Biazar aleyhine açtığı dava, temelsiz suçlamalara dayanmaktadır ve bu suçlamalar, analistler, İranlı yetkililer ve ailesi ve arkadaşları tarafından kınanmıştır.

Geçenlerde İran Radyo ve Televizyon Kurumu Müzik ve Marş Merkezi'nin eski başkanı Muhammed Mehdi Naraghian, Mehr Haber Ajansı'na verdiği bir röportajda, bu İranlı vatandaşa yönelik suçlamaların aceleci, zayıf ve çelişkilerle dolu olduğunu belirtti.

Biazar'ın X sosyal medya platformundaki gönderileri Farsçadır ve yapılan incelemeler, hiçbir Fransız vatandaşının onu bu platformda takip etmediğini veya içerikle ilgili olarak onunla etkileşime girmediğini göstermektedir. Ayrıca, gönderilerinin hiçbiri Fransa'nın iç konularıyla veya ulusal güvenliğiyle ilgili değildir.

Gazze'ye yönelik saldırıların başlamasından bu yana Biazar, Filistin, Filistinlilerin acıları, İsrail rejimine yönelik eleştiriler ve Batılı hükümetlerin etkisizliği hakkında yüzlerce tweet attı. Bu, birçok Fransız ve Batılı vatandaşın her gün yaptığına benzer.

Fransız iddianamesi, mantıksız bir şekilde, bu tweetlerin gerilimi tırmandırdığını, İsrail rejiminin eylemlerinin değil, Biazar'ın tweetlerinin olduğunu savunuyor. Biazar'ın tweetleri arasında Hamas'a sadece 9 tanesinde Farsça olarak atıfta bulunulmuştur ve bu tweetlerin erişimi en düşük olandır.

Biazar, son aylarda Hizbullah hakkında hiçbir açıklama yapmadı, tek bir istisna dışında o da Seyyid Hasan Nasrallah ile yaptığı bir konuşmaydı.

Hamas ve Hizbullah ile ilgili içeriklerde katı kurallara sahip Meta'ya ait bir platform olan Instagram, Biazar'ın profilini silmedi, bu da bu platform açısından herhangi bir kural ihlali yapmadığını gösteriyor.

Uzmanlar, Biazar'ın yasa dışı göçmenlerle birlikte tutuklanmasını ve ailesine tutuklanma nedeni hakkında bilgi verilmemesini bir tür işkence olarak değerlendiriyor.

İranlı Yetkililerin Tepkisi

Biazar'ın tutuklanmasına ilişkin haberler medyaya yansıdığı anda, İranlı yetkililer derhal harekete geçerek ilgili siyasi kanallar aracılığıyla konuyu takip etmeye başladılar.

İran İnsan Hakları Kurumu Sekreteri Kazem Gharibabadi, Fransa'nın eylemlerini kınayarak Biazar'ın tutuklanmasını bu ülkenin insan hakları sicilinde bir utanç kaynağı olarak nitelendirdi.