Temmuz 01, 2024 11:27 Europe/Istanbul
  • Afganistan Doha toplantısı + uzman görüşü

Katar'ın başkenti Doha, Birleşmiş Milletler'in Doha toplantısı adı altında Afganistan'a ilişkin üçüncü toplantısıdır.​​​​​​​​

İki gün süren toplantıda 22 ülke ve 8 uluslararası kuruluşun temsilcisi bulunuyor. Üç yılı aşkın bir süre önce Afganistan'da yönetime geri dönen Taliban grubu bu toplantıya davet edildi.

Hatta Birleşmiş Milletler, Taliban'ı ikna etmek için Doha toplantısında kadınların ve muhalif delegasyonların bulunmaması gibi koşulları kabul etmişti. Birleşmiş Milletler'in bu hareketi kadın topluluğu ve Taliban karşıtları tarafından geniş çapta eleştirildi. Onlar Birleşmiş Milletler'i, ABD ile birlikte Afganistan'da Taliban'ın egemenliğinin tanınması için yavaş yavaş uygun koşulları yaratmakla suçluyorlar.

Birleşmiş Milletler'in Afganistan temsilcisi bu suçlamaları reddederek Taliban'ın davet edilmesini Afganistan'daki egemenliklerini tanımanın bir işareti olarak görmüyor, ancak Birleşmiş Milletler'in Taliban'ın ülkeyi yönetmeye ilişkin davranış ve performansını etkilemeye çalıştığını vurguladı.

Afgan işleri uzmanı Muhsin Rui Sıfat bu konuda şunları söylüyor: "Taliban, altıncı sınıfın üzerindeki kız çocuklarının eğitimi de dâhil olmak üzere vatandaşlık haklarının gözetilmesi de dâhil olmak üzere yönetişim alanında birçok önemli prensibi göz ardı etti. Kapsayıcı bir hükûmetin kurulması ve sonuçlarına tamamen kayıtsız kalmıştır." Dolayısıyla aralarında kadınların da bulunduğu Afgan çevrelerinde Birleşmiş Milletler'in Taliban'ın davranışını kabul edeceği ve tanıyacağı yönünde bir endişe var. İşte bu durum Afgan kadınlarının protesto ettiği bir konu.

Doha toplantısı Afganistan'ın komşu ülkeleri ve bu ülkenin işlerinde ve gelişmelerinde etkili olan diğer ülkelerden oluşuyor. Bu nedenle İran İslam Cumhuriyeti'nin bu toplantıda aktif bir rolü var. İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçisi ve Özel Temsilcisi Hasan Kâzımi Kumi, İran heyetinin Doha toplantısına katılmasının amacının tutumları netleştirmek olduğunu söyledi. Toplantıya katılan BM yetkililerine ve diğer ülkelere, Tahran'ın Afganistan'la ilgili endişelerini aktardığını, İran ve diğer bölge ülkelerinde bulunan Afgan vatandaşlarına yönelik insani politikaları açıkladığını duyurdu.

Gerçek şu ki, Afganistan'da gündeme gelen bölgesel sorunlar sadece kadın ve kapsamlı bir hükûmetin kurulması meselesi değil, aynı zamanda Afganistan'dan gelen iç göç dalgasının devamı, sınır güvensizliği, insan ticareti türleri gibi önemli konulardır. Uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı, bölge ülkelerinin temel sorunlarıdır. İran İslam Cumhuriyeti açısından bakıldığında, Birleşmiş Milletler'in temel olarak bunlara dikkat etmesi gerekir hâle gelmiştir. Dolayısıyla Kâzımi Kumi'nin bakış açısına göre Afganistan'ın ve bölgenin karmaşık ve tehlikeli koşulları, tüm taraflarla kapsamlı istişareleri gerektiriyor ki Birleşmiş Milletler bu konuda rol oynayabilir.

İran açısından bakıldığında, Afgan halkının acı ve ızdıraplarının azaltılmasına yardımcı olabilecek, barış, istikrar, güvenlik, sürdürülebilir kalkınma ve yabancı müdahale ve tahakküm olmadan halkın özgür iradesine dayalı bir hükûmet getirebilecek bir konu. Bu durum, Birleşmiş Milletler'in önemli ve etkili bir rol oynayarak, Afganistan'daki gelişmelerde Doha toplantısını verimli ve etkili bir toplantıya dönüştürmesi ve bunun bir konuşma aşamasına dönüşerek sonuçsuz siyasi jestler yapılmasının önüne geçmesiyle gerçekleşebilir.

Afganistan halkı, özellikle de bu ülkenin kadın toplumu, Birleşmiş Milletler'den, Afganların vatandaşlık haklarına saygı gösterilmesi konusunda Taliban'a baskı yapmasını ve Doha toplantısının Taliban'ın gösteriş yapıp uluslararası toplumu alaya alacak bir platforma dönüşmesini engellemesini bekliyor.