Temmuz 03, 2024 10:56 Europe/Istanbul
  • İran'da Tutuklanan Casus Siamak Namazi'nin Yazısı: İran Cezaevleri Casuslar İçin Uygun Değil!

Pars Today- Siamak Namazi son zamanlarda The Guardian'da yayınlanan bir yazıda, İran'ın casusluk faaliyetleriyle mücadele ve Batılı casusları tutuklama konusundaki uygulamalarını insanlık dışı ve barbarca olarak nitelendirmeye çalışıyor.

Siamak Namazi: "Ben İran'ın en kötü şöhretli hapishanesi Evin'i atlattım. İsveç, vatandaşının orada ölmesine izin verebilir mi?", başlıklı yazısında, İran'da tutuklu olan İsveç-İran çifte vatandaşı Ahmetreza Jalali'nin durumunu dile getirerek ve İsveç medyasının ABD ve İsrail tarafından benimsenen İranofobi geleneğini sürdürdüğünü savunarak endişelerini dile getiriyor.

Pars Today dergisi makalesinde, Namazi tarafından gizlenen bazı gerçeklere ve iddialara göz atacağız.

Siamak Namazi, 2015 yılında İran'da "muhalif devletlerle işbirliği" yapmakla suçlanarak tutuklanan bir Amerikan-İran çifte vatandaşıdır.

Geçen yıl, İran ve ABD arasındaki bir anlaşmaya göre, ABD'de tutuklu 5 İranlı ile birlikte takas edilen 5 Amerikalı casustan biriydi.

Namazi, bu yazısında, İsveç'te Halkın Mücahitleri Terörist Örgütü'nün asılsız ve çelişkili iddiaları nedeniyle tutuklanan İranlı vatandaş Hamid Nuri'nin serbest bırakılmasına karşın iki İsveçli casusun serbest bırakılmasını bahane ederek, İran bağımsız adli sisteminin Batılı casuslara karşı verdiği kararları insanlık dışı göstermeye çalışıyor.

Yazısında okuyucunun duygularını sömürmeye çalışarak bu casusların ve Halkın Mücahitleri adlı Terör Örgütü'nün suçlarını aklamaya çalışıyor.

Yazısının bir bölümünde şu ifadeleri kullanıyor: "Ben eski bir rehineyim. Sekiz yılımı İran'ın Evin Hapishanesinde esaret ve zulüm altında geçirdim."

Devamında, en az 17.000 mahkumu katleden Halkın Mücahitleri Terör Örgütü için "muhalif grup" ifadesini kullanıyor ve bu terör örgütünün suçlarına değinmiyor.

1360'lı yıllarda Münafıklar terör örgütü teröristlerinin işlediği cinayetlerde yaralanan İranlı bir çocuğun görüntüsü

Namazi, yazısında ayrıca İran'ın masum yabancı uyruklı vatandaşları ve turistleri tutuklayıp, suçlularla takas ettiği algısını yaratmaya çalışıyor. Bu apaçık bir yalan zira her yıl on binlerce Batılı turist İran'a rahatlıkla seyahat ederek, ülkenin tarihi ve doğal güzelliklerini ziyaret ediyor.

Dünya Turizm Örgütü'nün verilerine göre de İran, geçen yılın ilk 11 ayında (1401 Aralık - 1402 Kasım) toplamda 5 milyon 238 bin 564 turist ağırlamıştır.

Bu bağlamda, Polonyalı seyahat yazarı ve gezgini Kamila Napora'nın blogunda İran'daki seyahat deneyimlerini anlattığı yazısına da değinmekte fayda var. Napora, şu ifadelere yer veriyor: "İranlılar son derece sıcakkanlı, misafirperver ve meraklıydı. Ülkelerine turistlerin gelmesinden rahatsızlık duyduklarını tek bir an bile hissetmedim, aksine yabancı turistlerin varlığından memnuniyet duyuyorlardı. Yeni Zelanda veya Gürcistan gibi diğer ülkelerde de benzer deneyimlerim oldu, ancak İran, en misafirperver insanlarla tanıştığım ülkelerden biriydi. Akşam yemekleri için evlerine davet edildim, bana katılmam için ricalarda bulunuldu. Restoranlar ve yerel halk, denemem için bana İran yemekleri ikram etti. Bu, asla unutamayacağım bir deneyimdi."

Namazi, yazısında ayrıca İran ile İsveç arasında mahkum takası sonucunda İsveçli casuslar Johan Froudrous ve Said Nouri'nin serbest bırakılmasına ilişkin İsveç hükümetinin tavrını eleştiriyor ve Stockholm'ün Ahmetreza Jalali'yi "vicdansızca" terk ettiğini savunuyor.

Jalali'nin, İran İslam Cumhuriyeti'nin güvenlik güçleri tarafından teşhis ve yakalanan Siyonist rejiminin istihbarat teşkilatı Mossad'ın en önemli ajanlarından biri olduğu bilinmektedir. Jalali'nin itiraflarına göre, Mossad'ın ondan en önemli taleplerinden biri İran nükleer bilimcileri hakkında bilgi toplamasıydı.

Elbette Siamak Namazi de İran'da tutuklanmadan önce, Amerika Birleşik Devletleri'nde kaldığı süre boyunca ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) bir tür akademik ve istihbarat birimi olarak kabul edilen Ulusal Savunma Üniversitesi (NDU) ile iş birliği yapıyor ve bu kurumun gizli toplantılarına katılıyordu. Namazi ayrıca Tel Aviv merkezli İsrail Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nde (INSS) de İran'a karşı faaliyet yürütüyordu. Örneğin, 2013 tarihinde, İran'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sadece iki ay önce bu enstitüde düzenlenen bir toplantıya katılmış ve İran'da bir kriz yaratma olasılığını analiz etmişti.

Etiketler