Amerika İsrail'in suçlarına %70 ortak

Yayımlanan resmi tahminlere göre Amerika, Siyonist rejime yalnızca bir yılda 22 milyar dolardan fazla silah ve askeri yardım sağladı.

Watson Kamu ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, Brown Üniversitesi'nin tahminlerine dayanan bir raporda şunları yazıyor: Siyonistlerin eli ile Filistin soykırımının maliyetinin önemli bir kısmı artık ABD tarafından finanse ediliyor.

İsrail'in stratejik müttefiki olan Amerika Birleşik Devletleri, her zaman her durumda İsrail'in temel destekçisi olmuş ve Siyonist rejime en fazla siyasi, askeri ve silah desteğini sağlamıştır. mevcut istatistiklere göre, bu sahte rejimin yaşam sürecinde Amerika'nın İsrail'e yaptığı yardımın miktarı 310 milyar doları aştı.

Amerika tarafından gelen bu yardımlar özellikle savaşlar ve çeşitli krizler sırasında arttı. Nitekim geçtiğimiz yıl olduğu gibi, Gazze savaşının başlangıcından bu yana ABD, İsrail'e her türlü silah ve askeri yardım göndererek yardım etti. Hatta Gazze savaşının başlangıcından bu yana katliamcı rejim İsrail'e silah sağlanmasında asıl rolü ABD Başkanı Joe Biden hükümeti üstleniyor. Amerikan Enstitüsü "Watson"un yeni raporu, Siyonist rejimin Gazze'deki savaşının başlangıcından bu yana ABD'nin bu rejime askeri teçhizattan uçak gemileri konuşlandırmaya kadar uzanan 22 milyar dolardan fazla askeri yardımda bulunduğunu gösteriyor. Bu bağlamda güdümlü bomba ve sığınak avcısı bombalar gönderilmesinden bahsetmek mümkündür.

İsrail'in Gazze'de yaşayan Filistinlilere karşı işlediği suçlar devam ederken, Amerika'nın İsrail'e yardımı sürüyor ve artık soykırıma dönüşmüş durumda ve birçok uluslararası kurum bu konuda uyarılarda bulundu ve özellikle İsrail'e yapılan Amerikan yardımının durdurulması çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler özel raportörü Francesca Albanese bu konuda şunları söylüyor: İsrail'in Gazze'de yaşayan Filistinlilere yönelik saldırıları Batı'nın desteği ve bağışladığı silahlarla gerçekleştiriliyor.

Amerika'nın İsrail'e çok yönlü yardımı, bazı Amerikalı yetkililerin bile bu yardımın durdurulmasını talep etmesine yol açtı. Amerikalı bağımsız senatör Bernie Sanders, Amerikan medyasının büyük kısmının bu ülkenin başkanlık seçimlerine odaklandığını, insani krizin her geçen gün daha da derinleştiği bir yer olan Gazze'de yaşananların göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Sanders şunu ekledi: Bu yaygın terör ve uluslararası hukuk ihlalinin ortasında Amerika, Gazze'ye karşı savaşta İsrail rejimini desteklemek için milyarlarca dolar mali yardım, binlerce bomba ve askeri yardım şeklinde başka silahlar göndermeye devam ediyor.

İsrail'e yardım konusu artık Amerikan toplumunda ve iki Demokrat ve Cumhuriyetçi parti arasında ciddi bir sorun haline geldi; ancak her iki parti de İsrail'i farklı formatlarda desteklemeye devam etmekte ısrar ediyor.

Aynı zamanda birçok Amerikan vatandaşı da bu ülkenin iç ekonomisinin koşullarından memnun değil ve bu tür yardımları Amerika'nın ekonomik sorunlarının kötüleşmesinin nedeni olarak görüyor. Yayınlanan anketlerin sonuçlarına göre, CBS anketine katılan Amerikalıların üçte ikisi Washington'un İsrail'e yardımına karşı çıkıyor. Bu bağlamda Amerika Birleşik Devletleri Küresel Kalkınma Ajansı, bu rejimin yaşamı sırasında ABD'nin Tel Aviv'e verdiği yüz milyarlarca dolardan bahsederek şunu itiraf etti: Eğer bu para yoksulluk çizgisi altındaki 30 milyon insana dağıtılsaydı, Amerika Birleşik Devletleri'nde her kişiye 10.000 dolar verilecekti.

Tüm Amerikan yardımlarına ve İsrail'in Gazze'de yaşayan Filistinlilere yönelik suçlarının devam etmesine rağmen onları bekleyen net bir tablo yok. İsrail Ulusal Ekonomi Konseyi eski başkanı "Eugene Kendel"   bu konuda şunları söyledi: 80 yıldır ABD'nin İsrail'e yaptığı yoğun yardıma rağmen, İsrail'in önümüzdeki 10 yılda bağımsız bir Yahudi varlığı olarak var olamama ihtimali çok yüksek.

Harvard Üniversitesi profesörü John Mirshire  da bu konuda şöyle yazıyor: Amerika'nın İsrail'e yönelik korumacı politikaları hem Amerika'nın ulusal çıkarlarını tehlikeye atıyor hem de Batı Asya'da gerilimi artırıyor; bu politikanın devam etmesi Amerika'nın dünyada daha da yalnızlaşmasına yol açabilir./