Macron'un Siyonist Rejimin Suçlarını Desteklemesine Tepki
Geçtiğimiz Cumartesi günü, on binlerce Faslı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un İsrail rejimini desteklemesini protesto etmek için gösteri düzenledi.
Emmanuel Macron, geçen hafta Fas'a yaptığı ziyarette bu Arap ülkesinin parlamentosunda yaptığı konuşmada Filistin direnişini “vahşice” olarak tanımlamış ve Gazze'de İsrail askerlerinin gerçekleştirdiği katliamı “meşru müdafaa” olarak savunmuştu. Faslılar, parlamento önünde toplanarak, Fransa Cumhurbaşkanının Filistin direnişine yönelik aşağılayıcı sözlerini kınayan sloganlar attılar. Gösteriye katılanlar, Gazze ve Lübnan halkıyla dayanışmalarını dile getirerek "Gazze'den Lübnan’a kadar direniş devam ediyor", "Filistin emanettir, normalleşme ihanettir", "Normalleşme yıkılsın" şeklinde sloganlar attılar.
Fas Krallığı ve İsrail, Aralık 2020'de ABD'nin aracılığıyla bir normalleşme anlaşması imzalamıştı. Fas halkı, son bir yıldır anti-Siyonist gösterilerde bu anlaşmanın iptal edilmesi çağrısında bulunuyor. Cumartesi günü yapılan gösterilerde, Faslı protestocular, "Fas halkından Filistin halkına, kanınız bizim kanımızdır", "Filistinli mültecilerin geri dönüşü için hep birlikte seferber olalım", "Filistinlilerin zorunlu göçüne karşı mücadeleye katılın" yazılı pankartlar taşıdılar.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, son haftalarda Gazze'de Filistinlilere yönelik soykırım ve Lübnan’a yönelik yıkıcı saldırılarla ilgili çelişkili açıklamalar yaptı. İsrail’in Lübnan’daki BM barış gücü "UNIFIL" karargahına saldırısı sonrasında Macron, İsrail rejimine silah ihracatının durdurulması çağrısında bulunmuştu. Ancak Netanyahu'nun tepkisinin ardından Elysee Sarayı, Fransa'nın İsrail'e desteğini yineledi.
Fransa, ABD ve birçok Avrupa ülkesi gibi İsrail ile çeşitli alanlarda yakın ilişkiler sürdürüyor. Macron, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırılarının ardından İsrail’e güçlü bir destek sunarak Hamas’a karşı bir koalisyon oluşturma sözü verdi. Siyonistlerin Gazze'ye yönelik saldırılarının üzerinden bir ay geçmişken, Fransız savaş gemisi "Mistral" iki güdümlü füze firkateyni ile Doğu Akdeniz’e gönderildi.
Amerikan "Politico" dergisi, Macron'un çelişkili davranışlarını ele alan bir raporda, Fransa Cumhurbaşkanı'nın Lübnan krizine ilişkin bir konferansa ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, Filistinliler ve İsrailliler arasındaki çatışmalara yönelik bu tutarsız yaklaşımının, bölgesel bir arabulucu olarak etkinliğini sorgulattığını yazdı. Eski bir Fransız diplomat ise bu durumu, Macron'un etrafındaki bazı kişilerin İsrail’i desteklerken bazılarının Filistinlilere destek vermesiyle açıklayarak, “Genellikle Cumhurbaşkanının söylediği son şey kendisine söylenen şeydir” dedi.
Macron'un bu tutarsız tutumu, Fransa'nın iç dinamikleri ve İsrail'in uluslararası durumu bağlamında değerlendirilebilir. Fransa, Avrupa’daki en kalabalık Müslüman ve Yahudi nüfusuna sahip ülke konumunda. Öte yandan İsrail'e yönelik nefret ve mazlum Filistin halkına destek küresel bir söylem haline gelmiş durumda. Dünya kamuoyunda İsrail’in yanında yer alan her kimse, Filistinlilere yönelik tüm suçların suç ortağı olarak görülmektedir.
Gazze’deki katliamlar, ülkelerin ve hükümetlerin insani değerlerini sınayan bir göstergeye dönüşmüştür. Doğudan batıya dünya kamuoyu, Filistin halkının yanında yer alırken, Avrupa'da Filistin halkına destek gösterileri daha belirgin hale gelmiştir. Kendini demokrasinin beşiği olarak gören Fransa’da her hafta İsrail karşıtı protestolar düzenlenmektedir. Ancak devletler düzeyinde farklı bir tablo mevcuttur. Almanya gibi bazı ülkeler Filistinlilere yönelik katliamları açıkça desteklerken, bazı Avrupa ülkeleri ise Siyonist rejimin suçlarına karşı ikiyüzlü davranıyorlar. Bu çelişkili davranışlar, hem insancıl bir duruş sergilemek hem de İsrail’e olan destek taahhütlerini yerine getirmek amacını taşımaktadır. Emmanuel Macron'un İsrail'in Filistin’deki suçlarına yönelik çelişkili tavrı da bu çerçevede değerlendirilebilir./