Avrupa'da Siyonist Rejimin Suçlarına Karşı Protestoların Artışı
Siyonist rejimin Gazze ve Lübnan’da devam eden suçları, Avrupa’da Filistin’i destekleme söylemini güçlendirirken Siyonistlere karşı nefretin artmasına yol açtı.
İrlanda’nın başkenti Dublin’de binlerce kişi, “Soykırımın Finansmanına Son Verin” yazılı pankartlarla düzenledikleri gösteride, savaş tahvillerinin satışına karşı çıktı. İrlanda Cumhuriyeti, Avrupa Birliği’nde Siyonist rejimin tahvillerini satan bir ülke olarak biliniyor. İrlanda Merkez Bankası, bu tahvillerin onaylanmasında yetkili bir kurum olarak hareket ediyor. Bu tahvillerin Gazze ve Lübnan’da Siyonist rejimin savaş eylemlerini desteklemek için kullanıldığı belirtiliyor.
İrlanda, Norveç ve İspanya, 2024 Mayıs ayında Filistin’i resmen tanıdı. İrlanda hükümeti, Siyonist rejimin Gazze ve Lübnan’daki suçlarına en fazla eleştiri getiren Avrupa hükümetlerinden biri olmasına rağmen, İsrail rejimi tahvillerinin satışını desteklemesi, İrlanda’nın politikalarının çelişkili olduğunu gösteriyor.
Bağımsız Senatör “Alice Mary Higgins”, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, “İrlanda Merkez Bankası’nın İsrail’i desteklemesi, uluslararası hukukun ciddi bir ihlalidir” dedi. Bağımsız Senatör Higgins, bu tahvillerin daha önce Birleşik Krallık tarafından satıldığını, ancak İngiltere’nin AB’den ayrıldığı Brexit sonrası Dublin’e taşındığını belirtti. “Dublin, İsrail tarafından bu paraların transferine veya silah alımına kolaylaştırıcı olmamalıdır” diye ekledi.
İrlanda halkının, Dublin hükümetlerinin Siyonist rejime karşı çifte standart ve ikili politikalarına gösterdiği tepki, Avrupa halkını Siyonist rejimin çocuk katili kimliğini ve Avrupa hükümetlerinin çelişkili tutumlarını fark ettiklerini ortaya koyuyor. Gazze’de Siyonist rejimin insanlık dışı suçlar 400 günü aşmış durumda. Ancak Batılı devletlerin tam desteğiyle bu suçlar durmaksızın devam ediyor ve sahte işgalci İsrail rejimi, Gazze’de işlenmedik suç bırakmadı.
Guardian gazetesinin yazarı Owen Jones, “Bu hikâye, Batı’nın İsrail’in Gazze’ye karşı yürüttüğü savaşı destekleme tutumunun yıkılmaz bir kale gibi göründüğünü anlatıyor. İsrail'in Gazze'de işlediği suçlara ilişkin açık belgelere ve hatta sayısız açıklamalara ve itiraflara rağmen bu kale düşmedi. İsrail'in ana destekçisi ABD'ye yönelik bariz hakaretine rağmen hiçbir şey değişmedi” dedi.
Jones, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin’in İsrail’e geçen ay gönderdiği ve Gazze’deki insani durumu iyileştirme çağrısı yapan mektubun, Demokrat senatör Chris Van Hollen'ın de belirttiği gibi aslında yalnızca Amerikan kamuoyunu sakinleştirmek için bir siyasi hamle olduğunu belirtti.
Avrupa hükümetleri Siyonist rejimi eleştirse de bu eleştiriler genellikle halkı yatıştırmaya yönelik insani jestlerden öteye geçmiyor. Ancak Avrupa ve ABD’de düzenlenen protesto gösterileri ve Siyonist rejime yönelik eleştirilerin artması, Batı kamuoyunun hem İsrail’in suçları hem de Batılı hükümetlerin çifte standart politikaları konusunda farkındalığının arttığını gösteriyor.
The Guardian gazetesi, Siyonist rejimin geniş çaplı suçlarına karşı Avrupa’nın eylemsizliğine dikkat çekerek şu yorumu yaptı: “Batı’nın inanç kalesinde hiçbir yıkıntı oluşturmuyor. Birleşmiş Milletler’in analizine göre Gazze’de ölenlerin %70’i kadınlar ve çocuklardır. Bu çocukların çoğunun yaşı 5 ile 9 arasında. Eylül ayına kadar İsrail ordusu, Gazze’de 710 bebeği öldürdü. İsrail, geçen aya kadar Gazze’de en az 902 aileyi tamamen yok etti. Tüm bu yaşananlara rağmen Batı’nın inancı bu gerçeklerle sarsılmıyor.”/