Trump Yönetiminin ABD’de Filistin Yanlısı Öğrencilere Baskıyı Artırması

ABD hükümetinin, ülkedeki savaş karşıtı ve Filistin yanlısı bir öğrenci aktivisti tutuklama kararı, Filistin destekçilerine yönelik güvenlik baskısının artacağına dair endişeleri yoğunlaştırdı.

Bu endişe, New York eyaletindeki Columbia Üniversitesi’nde Filistin yanlısı öğrenci protestolarının önde gelen isimlerinden biri olan Mahmud Halil’in tutuklanmasının ardından ortaya çıktı. ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Halil’in Hamas’ı desteklediğini öne sürerek, onu gözaltına aldı ve yasal oturum kartı olan Yeşil Kart’ını iptal etti. Bu kararla birlikte, Columbia Üniversitesi’nin eski Filistinli öğrencisinin sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
Mahmud Halil, geçtiğimiz yıl Gazze’deki savaş ve İsrail ordusunun Filistinlilere yönelik katliamlarını protesto etmek için Columbia Üniversitesi ve diğer bazı Amerikan üniversitelerinde düzenlenen geniş çaplı eylemlerde önemli bir rol oynadı. Halil, Columbia Üniversitesi’ndeki öğrenci protestolarında, yönetim ile öğrenciler arasında müzakereci olarak görev yaptı. Protestocular, üniversite yönetiminden, Gazze’deki katliamları protesto etmek amacıyla İsrail devleti ve İsrail eğitim kurumlarıyla finansal ve akademik iş birliğini kesmesini talep etti. Ancak bu talep üniversite yönetimi tarafından reddedildiği gibi, protestocu öğrencilere "Yahudi karşıtı" suçlaması da yöneltildi.
Öğrenciler, Filistin bayrakları taşıdıkları ve "Denizden Nehir’e” sloganı attıkları için antisemitizmle suçlandılar. Oysa Filistin yanlısı protestocular arasında, İsrail hükümetini Filistinlilerin katliamından sorumlu tutan Yahudi öğrenciler de bulunuyordu.
ABD Başkanı Trump daha önce, Truth Social hesabından yaptığı açıklamada, ülkedeki Filistin destekçisi öğrencilerin "tutuklanıp sınır dışı edileceğini" belirtti. Trump, açıklamasında, "Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi-ICE, Columbia Üniversitesi kampüsünde Hamas yanlısı radikal bir yabancı öğrenci olan Mahmud Halil'i gururla yakalamış ve gözaltına almıştır. Bu daha sonra gerçekleşecek pek çok tutuklamanın ilkidir." ifadesini kullandı. Söz konusu öğrencileri yakalayıp bir daha geri dönmemek üzere sınır dışı edeceklerini belirten Trump, açıklamasında, "Masum erkek, kadın ve çocukların öldürülmesi de dahil terörizmi destekliyorsanız, varlığınız ulusal çıkarlarımıza aykırıdır ve burada istenmiyorsunuz demektir." yorumunu yaptı.
Aylar süren öğrenci protestoları, polis müdahalesiyle şiddete dönüşürken, ABD’nin yeni yönetimi şimdi Hamas destekçilerine karşı önlem alma bahanesiyle Filistin yanlısı öğrencileri baskı altına almak ve susturmak için harekete geçti.
Aslında, Columbia ve Pennsylvania Üniversitesi rektörlerinin görevden alınması gibi benzer baskılar önceki ABD yönetimi sırasında da yaşanmıştı. Ancak mevcut yönetimde, ABD Başkanı Donald Trump güvenlik önlemlerini artırarak daha sert uygulamalara yöneldi. Trump kısa süre önce, Filistin yanlısı yabancı öğrencileri ABD’den sınır dışı etme planını duyurdu ve hatta daha da ileri giderek, Filistin destekçisi Amerikalı öğrencilerin üniversitelerden atılması ve hapse atılması gerektiğini savundu.
Trump yönetiminin bu politikaları yalnızca sözde kalmadı. Columbia Üniversitesi yönetiminin, hükümetin "Yahudi karşıtlığı" olarak tanımladığı eylemleri önleyemediği gerekçesiyle, ABD hükümeti üniversite ile olan 400 milyon dolarlık devlet sözleşmelerini iptal etti. Yetkililer, finansal baskılar yoluyla üniversitelerde öğrenci protestolarını tamamen durdurmayı hedefliyor.
Bu sert önlemler, hem üniversite içinde hem de ABD’nin siyasi çevrelerinde tepkiyle karşılandı.
Bazı gruplar, Mahmud Halil’in sadece Filistin yanlısı açıklamalar yaptığını ve Hamas hakkında herhangi bir kamuoyu beyanında bulunmadığını savunuyor. Bazıları, Halil’e yapılan muamelenin, ABD’deki Filistin destekçilerinin korkutulması ve susturulmasına yönelik bir hamle olduğunu düşünüyor. Başka bir kesim ise, bu baskının Amerikan öğrenci hareketine gözdağı vermeyi amaçladığını ve gelecekte hükümetin politikalarına karşı yapılabilecek olası protestoları engellemeyi hedeflediğini belirtiyor.
Son olarak, bazı hukukçular ve aktivistler, Trump yönetiminin Mahmud Halil’e yönelik güvenlik önlemlerini, ABD Anayasası’nın Birinci Değişikliği’nde (First Amendment) yer alan "ifade özgürlüğü" hakkının ihlali olarak değerlendiriyor./