Trump’ın Rusya'ya karşı attığı kurşun hedefi buldu mu?
Parstoday – Rusya ve ABD arasındaki siyasi gerilimler ve sözlü savaşın artmasıyla birlikte, Washington askeri adımlar atmaya başladı; bunlardan biri de nükleer denizaltıların konuşlandırılması oldu.
Parstoday’in haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump, 1 Ağustos Cuma günü yaptığı açıklamada, Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev’in kışkırtıcı açıklamalarına yanıt olarak, iki nükleer denizaltının uygun bölgelere konuşlandırılması emrini verdiğini söyledi. Trump, Medvedev’in sözlerini “son derece kışkırtıcı” olarak nitelendirerek, bu sözlerin gerçekten ciddi olması durumunda önlem almak amacıyla bu emri verdiğini ifade etti.
Başka bir gelişmede Trump, 29 Temmuz Salı günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e hitaben, Ukrayna ile savaşı sona erdirmediği takdirde Rusya’ya karşı yeni tarifeler ve yaptırımlar uygulanacağını duyurdu. Trump, Rusya’nın savaşı sona erdirmesi için 10 günlük bir süre tanındığını, aksi takdirde ABD’nin yaptırımlarıyla karşı karşıya kalacağını belirtti.
31 Temmuz’da Truth Social sosyal medya platformunda paylaşım yapan Trump, “Rusya ile ABD arasında neredeyse hiçbir ticaret yok. Böyle devam etmesine izin verelim ve halen kendisini başkan sanan başarısız eski Rusya Devlet Başkanı Medvedev’e ‘Söylediklerine dikkat et!’ diyelim” ifadelerini kullandı.
Trump, Temmuz ayında Ukrayna ile ateşkes anlaşmasına varması için Rusya’ya 50 günlük bir süre tanımış, ardından bu süreyi 10 ila 15 güne düşürmüştü. Medvedev ise Trump’ın Kremlin’e verdiği ültimatomu alaya almış ve “Eğer eski bir devlet başkanının birkaç kelimesi, sözde güçlü bir ABD başkanını bu kadar öfkelendiriyorsa, bu Rusya’nın her konuda haklı olduğunu ve yoluna devam etmesi gerektiğini gösteriyor” demişti. İki taraf arasındaki sözlü savaş Telegram üzerinden devam etti; Medvedev öfkeli bir şekilde Trump’ı Soğuk Savaş dönemine ait “Dead Hand” (Ölü El) adlı kıyamet silahı ile tehdit etti. Bu sistem, Sovyetler Birliği tarafından geliştirilen otomatik bir nükleer silah kontrol sistemidir.
Trump, Medvedev’in Ukrayna savaşını sona erdirmesi için verdiği süreyi alaya almasına Truth Social’da “Tehlikeli bir alana giriyor!” şeklinde yanıt verdi.
Medvedev, Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham’ın “barış masasına otur” çağrısına X (eski Twitter) platformunda “ihtiyar” diyerek karşılık verdi ve “Barış müzakerelerinin zamanı ne sana ne de Trump’a bağlı değil. Bu müzakereler, askeri operasyonumuzun tüm hedefleri tamamlandığında sona erecek” dedi. Medvedev, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını açıkça destekliyor ve 2008–2012 yılları arasında Putin’in üçüncü dönem adaylığının yasal olarak yasaklanması nedeniyle devlet başkanlığı görevini üstlenmişti.
Görünen o ki, Trump’ın açıklamalarına karşılık Medvedev’in arka arkaya verdiği tepkiler – muhtemelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bilgisi dahilinde – Trump’ı oldukça öfkelendirdi. Trump, hem ilk başkanlık döneminde hem de şimdi ikinci döneminde diğer ülkelere karşı küçümseyici ve üstten bakan bir tutum sergilemiş, sık sık diğer ülkelerin liderlerine karşı aşağılayıcı bir dil kullanmıştır. Ayrıca, Trump genellikle diğer ülkelerin taleplerine anında ve tereddütsüz boyun eğmesini beklemiştir.
Bunun en açık örneği, ABD ile Avrupa Birliği arasında yapılan son ticaret anlaşmasıdır. Avrupa ülkeleri, Trump’ın tarifeler ve yeni ticaret koşulları konusundaki baskılarına direnme sözü vermelerine rağmen, nihayetinde ABD’ye olan yapısal zayıflıkları ve güvenlik bağımlılıkları nedeniyle geri adım attılar. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Trump’la İskoçya’daki görüşmesinde Avrupa’dan ABD’ye yapılan ihracatta %15 gümrük tarifesini kabul etti. Trump’a göre, Avrupa Birliği ABD’den yaklaşık 750 milyar dolarlık enerji alımı yapmayı, 600 milyar dolarlık ek yatırım yapmayı ve çok sayıda askeri teçhizat satın almayı kabul etti. Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, bu anlaşmaya tepki olarak, “ABD Başkanı bu hamlesiyle Avrupalıları küçük düşürdü” demişti. Medvedev Telegram kanalında yaptığı paylaşımda, bu anlaşmanın Washington için iyi ama Avrupalılar için tamamen aşağılayıcı olduğunu, çünkü Avrupa pazarına olan destekleri yok ettiğini ve Amerikan ürünlerine uygulanan gümrük vergilerinin sıfıra indirildiğini yazdı.
Son gelişmeler, Rusya’nın artık ABD karşısında daha sağlam bir duruş sergilemeye karar verdiğini ve Trump’ın kullandığı yöntemleri ona karşı kullandığını gösteriyor. Dünya’nın başlıca nükleer güçlerinden biri olan Rusya, Trump’ın tehditlerine ve ültimatomlarına küçümseyici ve alaycı bir tavırla yanıt vererek, kendi ulusal gücüne – özellikle nükleer cephaneliğine – güvenerek hareket ettiğini ortaya koymuştur. Bu nedenle, Trump’ın tehdit, yaptırım ve ültimatomla karşı tarafı dize getirme stratejisi bu kez Rusya karşısında başarısız olmuş gibi görünüyor.