Filistin'in Tanınmasında Küresel Dalga; Siyonist Rejime Artan Baskı

Pars Today - Dünyanın farklı ülkeleri tarafından Filistin devletinin tanınması süreci hızla ilerleyerek uluslararası siyasette önemli bir dönüm noktasına dönüşmüştür. Bu dalga, Birleşmiş Milletler’in geniş desteğiyle eş zamanlı olarak Siyonist rejim liderlerinin artan yalnızlığı karşısında öfke ve endişelerini daha da artırmıştır.

New York'ta yakın zamanda gerçekleşen uluslararası toplantılar, Gazze savaşının sona ermesi ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması konularına odaklanarak, iki devletli çözüm için küresel desteğin yeni bir cephesini açmıştır. 12 Eylül’deki toplantıda, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 142 ülkenin desteğiyle bir karar tasarısı kabul edilerek Filistin’in tanınması talep edilmiştir. Bu, küresel diplomatik dengelerde anlamlı bir değişimin göstergesidir.

Fransa ve Suudi Arabistan, bu konuda ikinci bir toplantının düzenlenmesi girişimini ortaklaşa üstlenmiştir. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Filistin’i resmen tanıyacağını açıklamıştır. Bu adım, Fransa’daki Yahudi toplumu açısından özel bir yere sahip olması nedeniyle Batılı ve bölgesel müttefikler arasında geniş yankı bulmuştur. Fransa’nın yanı sıra, Kanada, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda ve bazı Avrupa ülkeleri de Filistin’i tanımışlardır.

Buna karşılık, Almanya temkinli bir tutum sergilemektedir. Almanya Başbakanı, Filistin’in tanınmasının barış sürecinin gerçekleşmesine bağlı nihai bir adım olduğunu ifade etmiştir. Ancak yapılan anketler, Almanya halkının çoğunluğunun Filistin devletinin derhal tanınmasını istediğini göstermektedir. Berlin üzerindeki iç ve dış baskılar da tutum değişikliği yönünde artmaktadır.

Birleşmiş Milletler, Genel Sekreter ve Genel Kurul’un yeni başkanı aracılığıyla Filistin devletinin kurulmasına desteğini bildirmiş ve dünyanın, Gazze halkına yönelik Siyonist rejimin suçları ve kısıtlamaları karşısında kayıtsız kalamayacağını vurgulamıştır.

Öte yandan, eşi görülmemiş bir sıkışmışlık yaşayan Tel Aviv, Batı Şeria’ya asker sevk ederek ve bu toprakların daha büyük bir kısmını ilhak etme tehdidinde bulunarak karşılık vermektedir. Netanyahu ise, uluslararası yaptırım ve baskı uyarıları eşliğinde ekonomik ve askeri özerkliğe vurgu yapmıştır.

Bu sürecin devam etmesi, Ortadoğu’nun siyasi haritasını değiştirebilir ve Siyonist rejim üzerindeki baskıları daha da artırabilir. Öte yandan Gazze'deki insani kriz ise halen devam etmektedir.