Ulusal Muhafızların Chicago’ya Gönderilmesi; ABD Yeni Bir Güvenlik Krizinin Eşiğinde mi?
https://parstoday.ir/tr/news/world-i283908-ulusal_muhafızların_chicago’ya_gönderilmesi_abd_yeni_bir_güvenlik_krizinin_eşiğinde_mi
Parstoday – Ulusal Muhafız güçlerinin Illinois eyaletinin Chicago şehrine gönderilmesi, Donald Trump’ın sert göçmenlik politikalarını uygulama yolundaki en tartışmalı adımlarından biri olarak ABD genelinde geniş tepkilere yol açtı.
(last modified 2025-10-06T08:05:08+00:00 )
Ekim 06, 2025 11:05 Europe/Istanbul
  • Ulusal Muhafızların Chicago’ya Gönderilmesi; ABD Yeni Bir Güvenlik Krizinin Eşiğinde mi?

Parstoday – Ulusal Muhafız güçlerinin Illinois eyaletinin Chicago şehrine gönderilmesi, Donald Trump’ın sert göçmenlik politikalarını uygulama yolundaki en tartışmalı adımlarından biri olarak ABD genelinde geniş tepkilere yol açtı.

Son günlerde Amerika Birleşik Devletleri, Donald Trump’ın ikinci dönem başkanlığında göçmenlik yasalarını sıkılaştırmaya odaklanmasının en tartışmalı kararlarından birine tanıklık etti. Trump, Illinois Ulusal Muhafızından 300 asker gönderilmesini emretti. Bu güçler, özellikle Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) tesislerinin korunması amacıyla “federal makamları ve tesisleri korumak” için görevlendirilecek.

Bu karar, İç Güvenlik Bakanlığı’nın (DHS) talebi üzerine alınmış olup, yerel ve eyalet yetkilileri tarafından şiddetle karşı çıkıldı. Illinois Demokrat Valisi J.B. Pritzker, bunu “gösteri amaçlı sahte bir uygulama” ve “otoriter bir hamle” olarak nitelendirerek, federal müdahalenin sadece gerilimi artıracağını, güvenliği sağlamayacağını uyardı. Chicago Belediye Başkanı Brandon Johnson da, son yıllarda şiddet suçlarındaki düşüşe dikkat çekerek bu adımı “gizli bir polis gücü kurma girişimi” olarak tanımladı. Aynı zamanda Oregon’daki bir federal mahkeme, Portland’a benzer bir Ulusal Muhafız gönderme kararını geçici olarak durdurarak Trump’ın karşılaştığı yasal zorlukları gösterdi.

Bu çatışmaların ABD siyaset sahnesi üzerindeki etkileri derin ve çok katmanlıdır.

Birincisi, bu çatışmalar siyasi partiler arasındaki bölünmeyi derinleştirmektedir. Örneğin, Trump, Chicago, Los Angeles ve Memphis gibi Demokrat partinin güçlü olduğu şehirleri hedef alarak, “kanun ve düzen” sloganıyla muhafazakar seçmen tabanını güçlendirmeye çalışmaktadır. Öte yandan Demokratlar ise bunu “şiddetli popülizm” olarak nitelendirmektedir.

İkincisi, ABD genelinde siyasi şiddetin artmasıdır. 2025 raporları, hem sağ hem sol kanatta “silahlı güç kullanımını” siyasi amaçlarla desteklemenin arttığını ve politikacıların ve aktivistlerin suikastlarının çoğaldığını göstermektedir.

Üçüncüsü, yasal ve ekonomik zorluklardır. Bazı mahkemeler Trump’ın bazı şehirlere Ulusal Muhafız gönderme emirlerine karşı kararlar almış ve bu durum “İsyan Yasası” (Insurrection Act) tartışmalarını beraberinde getirmiştir. Ekonomik açıdan ise huzursuzluklar, ABD’nin üçüncü büyük metropolü olan Chicago’ya yapılan yatırımları azaltmakta ve iç göçü artırmaktadır; bu da göçmen işgücüne dayalı iş gücünü olumsuz etkilemektedir.

Sonuç olarak, Chicago’ya Ulusal Muhafızların gönderilmesi, sadece tarihsel olarak federal müdahalelerin devamı değil, aynı zamanda ABD’nin siyasi geleceğine yönelik otoriterlik, aşırılık ve siyasi şiddete doğru bir uyarıdır.

Muhafazakarlar, Trump yönetiminin çabalarını ülkenin güvenliğini sağlama ve siyasi aşırılıklara karşı mücadele olarak görürken, liberaller bu girişimlerin demokrasinin temelini yok ederek diktatörlüğe ve siyasi şiddetin artmasına yol açacağına inanıyor.

Bu nedenle, Chicago’da Trump yanlıları ile muhalifleri arasındaki bu güç mücadelesinin, özellikle 2026 ara seçimleri öncesinde ABD’nin siyasi yönünü belirlemede etkili olacağı söylenebilir. Zira bu seçimlerin sonuçları, 2028 başkanlık seçimlerini de doğrudan etkileyecektir.