Çin’in Ticaret Alanında ABD’den Yeni Talebi Nedir?
Parstoday – Çin, Amerika Birleşik Devletleri’nden baskıcı ticaret politikalarını bırakmasını istedi.
Parstoday’in haberine göre, Çin’in Dünya Ticaret Örgütü temsilcisi, ABD hükümetini çok taraflı ticaret sistemini zayıflatmakla suçladı ve bu ülkenin yetkililerinden uluslararası kurallara bağlı kalmalarını talep etti.
Çin’in Dünya Ticaret Örgütü temsilciliği tarafından yayımlanan açıklamada, Pekin’in ABD’yi çok taraflı taahhütleri ihlal eden ve küresel ticaret sisteminin itibarını zedeleyen bir aktör olarak gördüğü, ayrıca ticaret kurallarını çarpıttığı ifade edildi.
Bu açıklama, Çin Ticaret Bakanlığı’nın yıllık raporuyla eş zamanlı olarak yayımlandı. Raporda, Washington’un Dünya Ticaret Örgütü kurallarına bağlı kalma taahhüdüne değinilirken, ABD’nin baskıcı ticaret politikaları ve çifte standartlı sanayi politikalarıyla çok taraflı ticaret sistemini zayıflattığı vurgulandı. Bu, Çin Ticaret Bakanlığı’nın 2023 yılından bu yana ABD’nin kurallara bağlılığını değerlendirmek üzere yayımladığı üçüncü rapor oldu.
Raporda, ABD’nin ticaret uygulamalarının Dünya Ticaret Örgütü kurallarını ihlal ettiği 11 temel alan sıralandı. Bunlar arasında “Amerikan malı satın al” politikası, küresel iş birliğinde ayrımcı uygulamalar, ihracat kontrolleri ve yaptırımlar, yatırım düzenlemeleri, fikri mülkiyet, tarifeler ve tarife dışı engeller ile sanayi ve tarım sübvansiyonları yer aldı.
Ayrıca raporda, ABD’nin uyuşmazlık çözüm mekanizmasını devre dışı bırakması, tek taraflı karşılıklı tarifeler uygulaması ve ayrımcı ticaret önlemleri gibi eylemleri somut biçimde ele alınarak, küresel kamuoyunun Washington’un yanlış uygulamaları konusunda bilgilendirilmesi amaçlandı.
Çin’in Dünya Ticaret Örgütü temsilciliğinin, ABD’yi çok taraflı taahhütleri ihlal eden ve küresel ticaret sisteminin itibarını zedeleyen bir aktör olarak tanımlayan açıklaması, iki ülke arasında giderek artan ticaret alanındaki gerilimin bir parçası olarak yayımlandı. Şu anda Pekin ve Washington büyük bir ticaret savaşı içinde ve bu durum küresel ekonomi ve ticaret üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratıyor.
Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao, 17 Ekim’de Pekin’de Amerikan teknoloji şirketi Apple’ın CEO’su Tim Cook ile yaptığı görüşmede, Çin-ABD ticaret ve ekonomi ilişkilerindeki son dalgalanmaların esas olarak Amerika’nın Çin’e yönelik kısıtlayıcı adımlarından kaynaklandığını belirtti. Wang, bu adımların Çin’in çıkarlarına zarar verdiğini ve ikili ticaret ve ekonomi müzakerelerinin ortamını zayıflattığını ifade etti.
Çin ve Amerika Birleşik Devletleri, Donald Trump’ın ilk başkanlık döneminden bu yana kapsamlı bir ticaret savaşına girmiş durumda. Trump, Ocak 2025’te ikinci kez göreve geldikten sonra Pekin’le ticari mücadeleyi çok daha geniş bir ölçekte yeniden başlattı.
Trump yönetiminin Çin’e yönelik yeni gümrük tarifelerini açıklamasının ardından iki ülke arasında ciddi gerilimler yaşandı. Ancak ticaret gerilimi, Trump’ın 4 Ekim Cumartesi günü yaptığı açıklamayla yeniden tırmandı. Çin’in nadir bulunan madenlerin ihracatına yönelik “son derece düşmanca” sınırlamalar getirmesinin ardından, Trump 1 Kasım’dan itibaren Çin mallarına yüzde 100 oranında yeni bir gümrük tarifesi uygulanacağını duyurdu.
Trump yönetimi birkaç ay önce, Çin bağlantılı gemilerden daha fazla vergi alınacağını açıklamıştı. Bu adımın amacı, Pekin’in küresel denizcilik sektöründeki etkisini azaltmak ve Amerikan gemi üretim sanayisini güçlendirmekti. ABD, bu vergileri 14 Ekim’den itibaren almaya başlayacağını bildirmişti. Aynı gün, yani 14 Ekim Salı günü, Pekin de Çin limanlarına giren Amerika bağlantılı gemilerden özel vergi alınmasına resmen başladı.
Olumsuz gelişmelere rağmen, Çinli üst düzey yetkililer Amerika’nın attığı adımların Çin’in çıkarlarına zarar verdiğini belirterek, iki ülke arasındaki kopuşun mantıklı bir seçenek olmadığını vurguladı. Bu bağlamda Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Çin ile Amerika arasında barışçıl bir birlikte yaşamın önemine dikkat çekti. Ona göre, Çin-Amerika ilişkisi “bugünün dünyasındaki en önemli ikili ilişki” olup, “ayrılık ve kopuş mantıklı ve gerçekçi bir seçenek değildir.” Wang Yi, iki ülke arasındaki doğru yaklaşımın eşitlik, saygı ve karşılıklı çıkar temelinde olması gerektiğini ifade etti./