Trump Destekçilerinden Müdahale Karşıtı Tepki: Washington Dış Politika Kriziyle Karşı Karşıya
https://parstoday.ir/tr/news/world-i285220-trump_destekçilerinden_müdahale_karşıtı_tepki_washington_dış_politika_kriziyle_karşı_karşıya
Parstoday – ABD Başkanı Donald Trump’ın Venezuela’ya yönelik askerî tehditleri, hem sağcı destekçileri hem de uluslararası insan hakları savunucularından geniş çaplı tepkilere yol açtı.
(last modified 2025-10-29T05:05:38+00:00 )
Ekim 29, 2025 07:05 Europe/Istanbul
  • Trump Destekçilerinden Müdahale Karşıtı Tepki: Washington Dış Politika Kriziyle Karşı Karşıya

Parstoday – ABD Başkanı Donald Trump’ın Venezuela’ya yönelik askerî tehditleri, hem sağcı destekçileri hem de uluslararası insan hakları savunucularından geniş çaplı tepkilere yol açtı.

Karayip Denizi’ndeki ABD askerî varlığının artması ve Nicolás Maduro hükümetiyle yaşanan gerginliklerin tırmanmasıyla birlikte, Amerikan siyaset ve medya çevrelerinde iki farklı kesim, Trump’ın yeni Venezuela politikasının meşruiyeti ve sonuçları konusunda benzer endişeleri dile getirmeye başladı.

New York Times’ın haberine göre, Trump’ın bazı sağcı danışmanları ve destekçileri  Steve Bannon, Laura Loomer ve Kurt Mills gibi isimler  ABD’nin olası bir askerî müdahalesinin, Trump’ın seçim kampanyasının temelini oluşturan “Önce Amerika” ve müdahale karşıtı söylemlerle çeliştiğini belirttiler. Bu isimlere göre, böylesi bir çatışma sadece maliyetli ve sonuçsuz olmakla kalmayacak, aynı zamanda başkanın ülke içindeki siyasi tabanını da zayıflatacaktır.

Eski Beyaz Saray stratejisti Steve Bannon, “Bu, yeni bir neo-muhafazakâr dalganın başlangıcı mı?” diyerek uyarıda bulundu. Laura Loomer ise, Washington’un odağını “rejim değişikliği” yerine, Latin Amerika’da Çin etkisini sınırlamaya ve ekonomik işbirliğini geliştirmeye yöneltmesi gerektiğini söyledi.

Kenneth Roth: Trump’ın Venezuela’ya Kılıç Sallaması Hukuksuzdur

The Guardian’da yayımlanan analizinde, eski İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) direktörü Kenneth Roth, Trump yönetiminin Venezuela’ya yönelik tehditlerini “siyasi, yanlış ve uluslararası hukuka aykırı” olarak nitelendirdi.

Roth’a göre, Birleşmiş Milletler Şartı, kuvvet kullanımına yalnızca meşru savunma hâlinde veya BM Güvenlik Konseyi’nin onayıyla izin vermektedir; bu koşullar Venezuela için geçerli değildir. Roth, “Maduro kim olursa olsun, onun devrilmesi askerî güçle meşrulaştırılamaz, çünkü Venezuela ABD’ye saldırmış değildir.” ifadelerini kullandı.

Roth ayrıca, ABD’nin uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle “şüpheli teknelere” yönelik ölümcül saldırılarını “yargısız infaz” olarak tanımladı. Ona göre, Washington yönetimi “narko-terörist” etiketiyle, aslında mahkeme kararı olmadan infaz anlamına gelen eylemlerini meşrulaştırmaya çalışmaktadır.

Roth, bu tür gerekçelerin daha önce Irak ve Libya müdahalelerinde de kullanıldığını, sonuçta bu ülkelerin kaosa sürüklendiğini hatırlatarak, “Bu yaklaşım, uluslararası hukukun temellerini zayıflatır ve başkanın hukukun üstünde olduğu tehlikeli bir örnek yaratır.” uyarısında bulundu.

Washington’da Çift Yönlü Endişe

İçeride Trump’ın politik destekçileri, Venezuela’ya askerî müdahalenin “sonsuz savaşları bitirme” vaadini geçersiz kılacağından kaygı duyarken; dışarıda uluslararası hukuk savunucuları, bu politikanın küresel hukuk düzenini tehdit eden sınırsız müdahalecilik anlayışını yeniden dirilteceğini savunuyor.

Her iki taraf da şu noktada birleşiyor: Venezuela’ya askerî müdahale – ister uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle, ister rejim değişikliği amacıyla – tehlikeli, maliyetli ve etik açıdan belirsiz bir girişimdir.

Trump yönetimi bu eylemleri “uyuşturucuya karşı savaşın” bir parçası olarak tanımlasa da, eleştirmenler bunun bölgeye istikrar değil, yeni bir insanî ve siyasî kriz getireceğini belirtiyor.

Sonuç olarak, Venezuela krizi artık yalnızca Maduro hükümeti için değil, aynı zamanda ABD’nin uluslararası düzende gücünün ve sorumluluğunun sınırlarını belirleyecek bir turnusol testi haline gelmiş durumda.