Batı’nın Suçlarının Yeniden Okunuşu | ABD’nin Somali’deki Suçları
Parstoday – ABD, Somali’de hava saldırıları ve askeri operasyonlarla geniş çaplı sivil kayıplara yol açmış ve bu eylemlerin birçoğu insan hakları kuruluşlarının eleştirilerine hedef olmuştur. Gerçek kurban sayısı, Pentagon’un açıkladığından çok daha fazladır.
Parstoday’in haberine göre, ABD’nin Somali’deki askeri müdahalesi, 11 Eylül sonrası sözde küresel terörle mücadele politikasının bir parçası olarak görülmektedir. Bu müdahale 2007’den bu yana devam etmekte olup, hava operasyonları, istihbarat desteği, yerel güçlerin eğitimi ve Afrika Birliği güçleriyle işbirliğini kapsamaktadır. ABD, bu operasyonların hedefinin El Şebab ve IŞİD gibi terörist gruplar olduğunu iddia etse de, çok sayıda rapor bu saldırıların sıklıkla sivillerin ölümüne yol açtığını ve birçok suçun Batı medyasında gizlendiğini göstermektedir. Örneğin, Ekim 1993’teki Mogadişu çatışmasında yüzlerce Somalili Amerikalı güçler tarafından öldürülmüştür.
İnsansız Hava Saldırıları
Bu müdahalenin en önemli boyutlarından biri, ABD ordusunun MQ-9 Reaper insansız hava araçlarıyla gerçekleştirdiği drone saldırılarıdır. Bu saldırılar çoğunlukla Somali’nin orta ve güney bölgelerinde yapılmıştır ve resmi hedefleri militan grupların üyelerini yok etmek olarak belirtilmiştir. Ancak uluslararası gözlemcilere göre, sivil kayıpların gerçek sayısı Pentagon’un resmi rakamlarının 30 katına kadar çıkmaktadır. Örneğin, Beledweyne’de gerçekleşen bir saldırıda Pentagon yalnızca 13 El Şebab üyesinin öldüğünü ve hiçbir sivilin zarar görmediğini iddia etmiş, fakat bağımsız kaynaklar 20’den fazla sivilin öldüğünü bildirmiştir.
Uluslararası hava saldırılarını izleyen bağımsız bir STK olan Airwars’ın raporuna göre, 2007’den Ağustos 2022’ye kadar ABD ordusu Somali’de 260 operasyon gerçekleştirmiştir. Pentagon, bu operasyon sayısını onaylasa da, beş sivilin öldüğünü ve 11 kişinin yaralandığını iddia etmektedir. Oysa Airwars’a göre, Pentagon’un onayladığı operasyonlarda en az 78 ila 153 sivil, bunların arasında 20-23 çocuk yaşamını yitirmiştir.
Ekonomik ve Sosyal Etkiler
Airwars, ABD bombardımanlarının Somali’de güvenliği artırmak yerine, ülkede istikrarsızlık ve yaygın yoksulluğu sürdürdüğünü belirtmiştir. İnsan kayıplarının yanı sıra, bu saldırılar Somali’de istikrarsızlığı artırmış, ABD’nin Somali Federal Hükûmeti’ne yardım ettiğini iddia etmesine rağmen, birçok analist, yabancı askeri varlığın özellikle uluslararası denetim olmadan şiddeti artırdığını ve aşırıcı grupları güçlendirdiğini vurgulamaktadır. El Şebab, bu saldırıları güç toplamak ve Batı karşıtı propaganda yapmak için kullanmış, bazı bölgelerde etkisini artırmayı başarmıştır.
Trump Dönemi ve Somali
Donald Trump’ın yeniden başkanlık döneminde, ABD hava saldırıları IŞİD’i hedef aldığını iddia ederek devam etti, ancak bağımsız raporlar, resmi açıklamalarda gizlenen sivil kayıpları ortaya koydu. Trump’ın ikinci döneminin ilk günlerinde ABD, Somali’de IŞİD mevzilerine karşı geniş kapsamlı hava saldırıları başlattı. Trump sosyal medyada bu saldırıların “kesin” ve “sivillere en ufak zarar vermeden” gerçekleştirildiğini öne sürdü. Ancak insan hakları örgütleri ve yerel kaynaklar farklı bir tablo sundu; görgü tanıkları, mağaralar ve çevresindeki bölgelerde kadın ve çocuk dahil birçok sivilin öldüğünü bildirdi. Resmi anlatım ile bağımsız raporlar arasındaki bu çelişki, ABD ordusunun şeffaflığı ve hesap verebilirliği konusunda endişeleri artırmıştır. Toplamda, Trump’ın ikinci döneminde ABD saldırıları, terörle mücadele iddialarına rağmen, sivil kayıplar ve yerel halkta artan güvensizlikle sonuçlanmıştır.
Sonuç
ABD’nin Somali müdahalesi, terörizmi azaltmak bir yana, sivil kayıpların artmasına, merkezi hükümete karşı halkın güveninin azalmasına ve aşırıcı grupların güçlenmesine yol açmıştır. İnsan hakları kuruluşları, bu saldırılarla ilgili şeffaflık ve ABD yetkililerinin hesap vermesini talep etmektedir. Ayrıca birçok insan hakları aktivisti, uluslararası denetim olmadan ve insani sonuçlar göz önünde bulundurulmadan güç kullanmanın, insan hakları ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu vurgulamaktadır. Bu durum, ABD’nin zayıf ve kriz içindeki ülkelere yönelik müdahaleci politikalarının çözüm değil, sorunun bir parçası olduğunu göstermektedir. Yıllardır iç savaş ve yoksullukla mücadele eden Somali, artık ABD’nin askeri müdahalelerinin doğrudan sonucu olan yeni zorluklarla karşı karşıyadır.