Bir Bakışta Hindistan’ın Politikası: Yeni Delhi Neden Tel Aviv’e Yakınlaştı?
https://parstoday.ir/tr/news/world-i285718-bir_bakışta_hindistan’ın_politikası_yeni_delhi_neden_tel_aviv’e_yakınlaştı
Parstoday – Hindistan ile İsrail rejimi son yıllarda kapsamlı ilişkiler kurmuştur.
(last modified 2025-11-05T19:38:22+00:00 )
Kasım 05, 2025 21:29 Europe/Istanbul
  • Bir Bakışta Hindistan’ın Politikası: Yeni Delhi Neden Tel Aviv’e Yakınlaştı?

Parstoday – Hindistan ile İsrail rejimi son yıllarda kapsamlı ilişkiler kurmuştur.

Parstoday’in haberine göre Hindistan, bölgedeki geleneksel yaklaşımından uzaklaşarak—ki bu yaklaşım özellikle komşu ülkelerle barışçıl bir birlikte yaşamı esas alıyordu—Amerika ve İsrail rejimiyle yakın ve sorunlu ilişkiler geliştirmiştir. Son yıllarda Hindistan Başbakanı Narendra Modi, İsrailli mevkidaşı Binyamin Netanyahu ile birkaç kez görüşmüş ve Tel Aviv ile geniş çaplı askeri ve ticari anlaşmalar imzalamıştır. Ayrıca Hindistan ve İsrail rejimi arasında üst düzey yetkililer arasında birçok görüşme gerçekleşmiştir.

İsrail rejiminin Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, 3 Kasım 2025’te Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar ve Hindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval ile bir araya geldi. Bu görüşmeler, bölgesel güvenlik iş birliği ve Gazze barış planı üzerine odaklandı. Her iki taraf, sözde “sıfır tolerans” terörle mücadele politikasını vurguladı. Sa’ar, Hindistan’ı bir “küresel süper güç” olarak nitelendirdi ve İsrail’in ortak demokratik değerler ve karşılıklı güvenlik hedefleri temelinde “uzun vadeli stratejik ortaklık” arayışında olduğunu belirtti.

Hindistan, İsrail rejiminin en büyük silah alıcısı konumundadır. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Merkezi (SIPRI) raporuna göre, Hindistan bu rejimin sattığı silahların toplamının %43’ünü satın almıştır.

Genel olarak Hindistan’ın Filistin meselesine yönelik politikaları geçmişten bugüne çelişkilerle doludur. Yeni Delhi’nin, işgal altında acı çeken Filistin halkına verdiği destek zamanla İsrail işgal rejimine yönelmiş; bu destek yalnızca siyasi ve ekonomik boyutla sınırlı kalmamış, askeri alanı da kapsamıştır. Peki bu durum nasıl ortaya çıktı ve neden?

Hindistan, 1947 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin’in bölünmesine karşı oy kullandı ve 1974 yılında Filistin Kurtuluş Örgütü’nü Filistin halkının tek meşru temsilcisi olarak tanıyan ilk Arap olmayan ülke oldu. Ayrıca Hindistan, 1988 yılında Filistin devletini tanıyan ilk ülkeler arasında yer aldı. Her ne kadar Hindistan 1950 yılında İsrail rejimini tanımış olsa da, 1992 yılına kadar bu rejimle diplomatik ilişki kurmadı.

Tüm bu geçmişe rağmen, Hindistan hükümeti 7 Ekim 2023’te Filistin direnişi tarafından başlatılan “Aksa Tufanı” operasyonunun hemen ardından İsrail rejimine geniş çaplı siyasi destek vermeye başladı.

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Aksa Tufanı operasyonunu kınayan ilk dünya lideri oldu. Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar da aynı tutumu sergileyerek, “Eğer Mısır radikalizme karşı durmazsa, benzer bir kaderle karşılaşabilir” şeklinde açıklamada bulundu.

Hindistan, İsrail rejimine koşulsuz desteği doğrultusunda, Birleşmiş Milletler’de Gazze Şeridi’nde insani ateşkes çağrısı yapan karar tasarısına olumlu oy vermekten kaçındı.

Bu destekleyici yaklaşım, Hindistan’daki aşırı milliyetçi Hindu çevreleri üzerinde etkili oldu. Bu gruplar, Gazze’de yaşananlara dair yanıltıcı bilgileri sosyal medya üzerinden yayarak İsrail rejiminin anlatısını destekleyen bir kampanya başlattılar. Bu tutum, Hindistan’daki Müslüman azınlığı hedef alan İslam karşıtı söylemlerin yayılmasına hizmet etti. Hindistanlı yetkililer ayrıca, ülkenin çeşitli bölgelerinde İsrail rejimini destekleyen gösterilere izin verirken, Filistin yanlısı protestoları bastırma yoluna gittiler.

Hindistan’ın Filistin’e yönelik politikasındaki köklü değişimi anlamak için yapılan çoğu analiz iki temel faktöre işaret eder:

1- Hindu Milliyetçiliğinin Yayılması

Ashok Swain, İsveç’teki Uppsala Üniversitesi Barış ve Savaş Çalışmaları Bölüm Başkanı, Hindu etnik milliyetçiliğinin Modi’nin başbakanlığı döneminden itibaren yayılmakta olduğunu belirtmektedir. Her ne kadar bu araştırmacı, Hint halkının çoğunluğunun hâlâ Filistinlilerin bağımsızlık mücadelesini desteklediğine inansa da, Hindistan medyası büyük ölçüde Hindu milliyetçi hükümetin etkisi altındadır ve bu nedenle Filistin karşıtı daha sert söylemler benimsemeye eğilimlidir.

2- İslam Düşmanlığı

Ashok Swain ayrıca Modi hükümetinin, Gazze’deki savaş sürdüğü sürece Hint medyasının Hamas’ı kınamaya devam edeceğine inandığını vurgular. Bu yaklaşım, Hindistan toplumunda İslamofobinin artması için bir fırsat yaratmaktadır. Swain’e göre Siyonizm ile Hinduizm arasında birçok ortak bağ bulunmaktadır ve her iki ideoloji de yayılmacı hedefler ve ötekileştirme eğilimleri taşımaktadır. Hem Siyonizm hem de Hinduizm, Hindistan ve işgal altındaki Filistin’in aslında Hindu ve Yahudi medeniyetleri olduğunu, ancak zamanla özellikle Müslümanlar tarafından “kirletildiğini” iddia etmektedir. Bugün her iki taraf da bu medeniyetlerin eski ihtişamını geri getirme peşindedir.

Bu çerçevede Fransız gazetesi Le Monde, bazı Hindu radikallerin İsraillilerle birlikte silahlanmaya hazır olduklarını ifade ettiğine dikkat çekti. Bu bağlamda İsrail rejiminin Hindistan Büyükelçisi Naor Gilon, övünerek Hindu gönüllülerden oluşan bir ordu kurabileceğini söyledi. Böylece din, etnik kimlik ve “ortak düşman” unsurları, ekonomi ve popülizme ek olarak Hindistan’ın uzun yıllar desteklediği Filistin meselesine dair politikasının değişmesinde etkili nedenler arasında yer aldı./