Batı’dan Kolombiya Cumhurbaşkanına Artan Baskılar

Parstoday – Avrupa liderleri, Avrupa Birliği ile Latin Amerika ve Karayip Ülkeleri Topluluğu’nun (CELAC) ortak zirvesine katılmaktan kaçınıyor.

Parstoday’in haberine göre, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de dahil olmak üzere Avrupalı liderler, ABD Başkanı Donald Trump’ın tepkisinden çekindikleri için, Avrupa Birliği ile Latin Amerika ve Karayip Ülkeleri Topluluğu’nun ortak zirvesine katılmayacak. Merz’in sözcüsü Stefan Cornelius, yaptığı açıklamada “diğer ülke ve hükümet liderlerinin düşük katılımı” nedeniyle şansölyenin bu etkinliğe katılmayacağını bildirdi.

Avrupa ve Latin Amerika-Karayip Ülkeleri Topluluğu (CELAC) toplamda 50 ülkeyi ve dünya gayrisafi yurt içi hasılasının %21’ini temsil ediyor. Zirvede ticari ilişkilerin güçlendirilmesi ve organize suçla mücadele gibi konuların ele alınması bekleniyor.

Avrupa’da bu zirve özellikle dikkatle izleniyor, zira ABD, “uyuşturucu kaçakçılığı” bahanesiyle bazı Latin Amerika ülkelerini — aralarında Kolombiya (zirvenin ev sahibi) ve Venezuela da bulunuyor — hedef almış durumda. Şimdiye kadar yalnızca beş Avrupalı lider ve üç Latin Amerika-Karayip ülkesi lideri, toplantıya katılacaklarını bildirdi. Zirve, 9–10 Kasım tarihlerinde Kolombiya’nın Santa Marta kentinde yapılacak.

Avrupalı liderlerin zirveyi boykot etmesinin amacı, Washington’ın Kolombiya Cumhurbaşkanına yönelik baskılarını artırmak olarak görülüyor. Avrupalı katılımcıların azlığı, ABD’nin bölgedeki saldırgan tutumunun, Venezuela’ya yönelik askeri tehditlerinin ve ABD ile Kolombiya arasındaki benzeri görülmemiş gerginliğin bir sonucu. Trump, Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro’ya yaptırım uygulamış durumda.

Bu, siyasi tartışmalara sahne olan ilk Latin Amerika zirvesi değil. Dominik Cumhuriyeti, 3 Kasım’da yaptığı açıklamayla, Kuzey ve Güney Amerika liderlerinin önemli toplantısını gelecek yıla ertelediğini duyurdu; gerekçe olarak da Washington’ın bölgedeki teknelere yönelik askeri saldırılarının Venezuela ile gerilimi tırmandırması ve bölgeyi bölünmeye sürüklemesi gösterildi.

Bu arada Kolombiya, Latin Amerika ülkelerinin Karayipler’deki ABD saldırılarına sessiz kalmasına tepki gösterdi. Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Birleşmiş Milletler’in ABD’nin Karayipler ve Pasifik’teki saldırılarının “uluslararası hukukun ihlali” olduğunu açıklamasına atıfta bulunarak Latin Amerika’nın sessizliğinden üzüntü duyduğunu belirtti. Petro şöyle dedi:

“Birleşmiş Milletler benim sözlerimi tekrarlıyor: Karayipler’deki saldırılar uluslararası insancıl hukuku ihlal ediyor. Ne kadar üzücü ki Latin Amerika ve Karayipler sessiz kalıyor. Entegrasyon sadece söylemden ibaret olmamalı. Yüz yıl yalnızlık ama biz direnmeye devam edeceğiz.”

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, kısa süre önce yaptığı açıklamada teknelerdeki yolcuların “yargısız infazların kurbanı” olduklarını belirterek, bu tür eylemlerin “işledikleri iddia edilen suçlar ne olursa olsun” derhal durdurulması gerektiğini söyledi.

Trump yönetimi ise bu saldırıları, “uyuşturucu ve terörle mücadele için gerekli operasyonların bir parçası” olarak savunuyor. ABD güçleri tarafından Venezuela ve Kolombiya yakınlarındaki uluslararası sularda imha edilen teknelerin sayısı, Karayipler’deki Amerikan askeri varlığının başlamasından bu yana 15’e ulaştı. Bu saldırılar, Trump’ın liderlerini “uyuşturucu kaçakçılığını teşvik etmekle” suçladığı Kolombiya ve Venezuela hükümetleriyle Washington arasındaki gerginliği daha da derinleştirdi.

Uluslararası Af Örgütü sözcüsü Olatz Cacho, ABD’nin “yargısız infazlar” gerçekleştirdiğini söyleyerek saldırıları eleştirdi ve şu ifadeleri kullandı:

“Bu saldırılar yasadışıdır. Bu bir silahlı çatışma değildir ve ABD için yakın bir tehdit söz konusu değildir.”

Cacho ayrıca uyarıda bulundu:

“ABD, kartelleri terör örgütü ilan ederek 11 Eylül 2001 sonrası döneme geri dönüyor ve o dönemin tehlikeli sonuçlarını yeniden yaşıyor.”